Bir süredir traducir francés
5,370 traducción paralela
Bir süredir bunu düşünüp tartışıyorduk zaten.
- Uh-uh - On y pense et on en parle depuis un moment déjà
Bu ya da diğeri olabilir. Bir süredir takıldım kaldım burada.
J'étais coincé sur ça pendant un moment.
Bay Madsen, bir süredir S.U.E'nün bir çalışanı değil. Doğrusu söylemek gerekirse, yıllardır.
Mr Madsen n'a pas été employé par E.H.I pendant un moment... des années, en fait.
- Dickie bir süredir etrafta yok.
Ça fait un moment que Dickie n'est plus dans le coin.
Uzun bir süredir bende sana vurulmuştum.
J'ai craqué pour toi depuis un moment aussi.
- Bir süredir üzerinde çalışıyordum zaten.
Je travaille dessus depuis un moment déjà.
Bir süredir doğru anı ya da doğru havayı ya da doğru her ne ise onu bekliyordum.
J'attendais le bon moment ou la bonne... humeur ou... le bon je ne sais quoi qui n'arrivait pas.
Bir süredir tasman gevşekti.
Vous aussi, avez été retenu en laisse, depuis longtemps.
- Uzun bir süredir bu işin parçasısın.
Vous êtes sur cette affaire depuis longtemps.
Evet. Görünüşe göre bir süredir bizi izliyor.
il nous piste depuis un moment.
Bir süredir burada olmadığımı biliyorum ama bütün yönetim kurulu burada değil gibi.
J'ai été absent longtemps, mais le conseil avait plus de membres.
Bir süredir bunu planlıyormuş. Ama tek başına değil.
il avait planifié ça depuis un moment mais pas tout seul.
Bir süredir bunu elinde görüyorum.
Salut! J'ai remarqué ça dans tes mains.
Bir süredir Kara'ya söylemek istiyordum son zamanlarda birçok kitap okuyup iyi bir aşk hikayesi bulmaya çalışıyorum ve iyi olabilecek bir tane buldum ve yönetmenlik konusunda onunla birlikte çalışmak istiyorum ama buna kötü tepki vermesinden korkuyorum.
Vraiment, car j'ai envie de dire à Kara que j'ai lu tous ces livres en essayant de chercher une bonne histoire d'amour, et j'en ai trouvé une que j'aimerais choisir Oh, ouah! Et j'aimerais m'associer à elle pour diriger le film mais j'ai peur, tu comprends, qu'elle refuse.
Bir süredir bunu yapıyormuş, sadece davalar ilişkilendirilmemiş.
Les affaires n'avaient pas de liens.
Çöpleri karıştırıyordum bir süredir.
Je suis passée par les bacs.
Kusura bakma, bir süredir yazamıyorum. Pek bir şey yok zaten, hayat dışında.
Désolé, je n'ai pas écrit pendant un moment mais il ne se passait pas grand chose, sauf la vie.
Bir süredir telefonum da çalıyor. Resmen birkaç kişi bu şirketi satın almak istiyor.
Mon téléphone sonne, aussi, des gens prêts à racheter la société.
Dostlarım etrafımda, umutlarım bir süredir gerçekleşiyor.
Mes amis autour de moi, mes espoirs, pour un temps, comblés.
Bu koltuk bir süredir boş.
Ce siège à été vide pendant un bon moment.
Aradaki farkı anlayabilecek kadar uzun bir süredir buralardayım, Bayan. Siz de öyle.
Je suis ici depuis assez longtemps pour très bien connaître la différence, et vous aussi, maitresse.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ; ama bir süredir benden uzaklaştığını fark ettim ve nedenini merak ediyorum.
Désolée de te déranger, mais je sais que tu m'évites, et je me demande juste pourquoi.
Dürüst olmak gerekirse, onu uzun bir süredir gücendiriyor.
Pour être honnête, il l'a offensée à plusieurs reprises.
Ama ben bir süredir buradayım yani biraz önden başlamış sayılırım.
Enfin, ça fait un petit moment que je suis là donc j'ai un peu d'avance. - Les chars.
Dün bana sopayla saldıran ve beni bir süredir gözetleyen kişiden mi bahsediyorsun?
Vous parlez de la psychopathe qui m'a attaquée avec une matraque hier, celle qui me harcèle?
Bir süredir ağlıyormuş gibi.
Comme si elle avait pleuré un bon moment.
Heyecanımı mazur gör. Bildiğin gibi, bir süredir işim yoktu.
Excuse mon enthousiasme, je n'ai pas eu de projet depuis un moment, comme tu sais.
Bir süredir değiliz ama ilk biziz.
Mais nous sommes les premiers
- Ne? Bir süredir Magan'ı takip ettiklerini varsayıyorum.
Je suppose qu'ils suivaient Megan depuis un moment maintenant.
Bir süredir yerinde duruyormuş gibi görünüyor.
On dirait que ça fait un bail qu'il est ici.
Bir süredir böyle olmamıştı.
Ça n'était pas arrivé depuis un moment.
Öyle demek istemediğini biliyorum yalnızca bu kaçışı bir süredir planlıyordum ve tüm umutlarım bir anda yıkıldı.
Je sais que vous ne vouliez pas dire ça comme ça. C'est juste... J'ai planifié cette évasion depuis un certain temps et tous mes espoirs se sont détruits en un instant,
Bakacak olursak, bayağı uzun bir süredir de buradaymış.
Vu son état, il est là depuis longtemps.
Çalışma arkadaşların ve senin hakkında bir süredir araştırma yapıyorum.
Je vous observe depuis un moment, vous et vos associés.
Kardeşin hala nefes alıyor. Fakat bir süredir beyinsel işlevi yok.
Ta sœur respire encore, mais il n'y a plus d'activité cérébrale depuis un certain temps.
Bir süredir takip ettiğimiz bir narkotik dedektifi var.
On surveille un inspecteur des stups depuis un moment...
Onu herkesten uzun bir süredir tanıyorum.
Je le connais depuis plus longtemps que tout le monde.
Sadece bir süredir yoldayız...
Ça fait un moment qu'on est sur la route
Dediğim gibi, Kessler'ı bir süredir görmedim.
Comme je l'ai dit, je n'ai pas vu Kessler depuis un moment.
- Kafamın içinde bir süredir bu görüntü var.
C'est une image que j'ai dans la tête depuis un certain temps. Mon fils?
Uzun süredir çalışanım olmadığına göre konuyla bir alakasını göremiyorum.
Étant donné qu'il n'est plus sous mes ordres, Je n'en vois pas la pertinence.
Bir yılı geçkin süredir Jana Murphy'den ayrı duruyor, eski bir FBI analisti. - Bir kadın.
Elle s'est séparée y a tout juste un an de Jana Murphy, une ancienne analyste du FBI.
Patronlarına uzun süredir tereddütsüzce sadıktı ancak bir anda onlara karşı geldi.
Sans hésitation fidèle à son employeurs depuis si longtemps, et puis se tourna contre eux si rapidement.
Sanki uzun süredir kalbindeki büyük bir kötülükle mücadele ediyordu ve aniden kötülük onu alt etmişti.
C'était comme s'il avait lutté contre un grand mal dans son cœur tout ce temps, et tout à coup, il le submergea.
Uzun süredir duymadığın bir şarkı gibi.
Comme une chanson que tu n'entends plus.
Flash'ın dosyalarını topladın mı? Evet, bir seneyi aşkın süredir baskın da, olay da yaşanmamış.
Oui, il n'y a pas eu de descentes ou d'incidents en plus d'un an.
Birbirimizi çok uzun süredir tanımadığımızı biliyorum ama bir çok şeyi paylaştığımızı hissediyorum.
Je sais que nous ne nous connaissons pas depuis très longtemps, mais je sens que nous avons beaucoup de choses en commun.
Ne kadar süredir çekirdekleri katletme işindesin bilmiyorum ama bu çok asil bir davranış.
Je ne sais pas combien de temps tu vas durer dans ce business impitoyable, mais très altruiste.
Uzun süredir bir cinayette aramızda değildi.
Une telle distance parcourue... juste pour un meurtre?
Ve uzun süredir ilk kez, kendim için bir şey istedim.
Pour la première fois depuis longtemps, je veux quelque chose pour moi.
Uzun süredir devam eden devasa boyutlardaki bir komplonun içinde siz de var mısınız?
Faites-vous ou non partie d'un vaste complot criminel...
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir saniye 1866
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir saniye 1866
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17