Bitmiştir traducir francés
2,046 traducción paralela
Ders bitmiştir. Doğru Tasarruf'u istiyorum.
Je vais à Successful Saving.
Dava bitmiştir.
Donc, je suis quoi, moi?
Çekim bitmiştir, teşekkürler!
OK. Attention tout le monde! Fin de journée, merci!
Yemek yedide bitmiştir.
On a fini de dîner à 19 h.
Bu konuşma bitmiştir.
Je mets fin à cette conversation.
Uçuş bitmiştir.
Le vol a fini.
Bitmiştir!
Il est términé!
"Hayır" dersem iş bitmiştir.
Vous n'avez pas à dire non.
İnsan ticaretinden bahsediyoruz, olay bitmiştir.
C'est du trafic d'êtres humains, point final.
Artık Kieran huzur içinde yattığına göre umarım buradaki görevimiz bitmiştir.
Maintenant que Kieran est en paix, espérons que notre tâche est terminée.
Konuşma bitmiştir.
Le speech est terminé.
Ders bitmiştir. Sen Derek misin?
Le cours est fini. C'est toi Derek?
Üzgünüm. Gerçekten üzgünüm ama seks konusu bitmiştir.
Je suis désolée, vraiment, mais tu vois, le sexe c'est fini.
- Bu röportaj bitmiştir. Evet, sanırım daha tuhaf şeyler de olmuştur.
Oui, il semble qu'il y a eu des trucs plus bizarres.
Şimdiye kadar cephanesi bitmiştir diye düşünmüştüm.
On l'aurait cru à court de munitions.
Toplantı bitmiştir.
La réunion est terminée.
Konuşmam bitmiştir.
Je veux plus en parler.
Konuşmamız bitmiştir.
C'est terminé.
- Görüşme bitmiştir. Teşekkür ederim.
Nous avons terminé, merci.
Konuşma bitmiştir.Ben cevabımı verdim.
Fin de la discussion. Je l'ai ramenée.
Çok iticisin ve bu konuşma burada bitmiştir.
Tu es répugnant et cette conversation est terminée. Très bien.
Pekala, bu konuşma burada bitmiştir.
Le débat est clos. Monte dans ta chambre!
Belki bu sadece hedefinden sapan bir atıştır... - Belki bu iş çoktan bitmiştir.
Peut-être que ce n'était qu'une aventure et que c'est fini.
Gösteri burada bitmiştir!
Cette manifestation est terminée.
Bizden sakın bir şey isteme. Ne benden ne de babandan. Sana artık hiçbir şey almıyoruz, bitmiştir.
Ne me demande plus rien, ni à moi, ni à ton père.
"Oneman" miş, bisikletmiş, kalemmiş, K-Way'miş,.. ... o katalogunda ne varsa hepsi bitmiştir, hiçbir şey almıyoruz.
Ton Oneman, ton motocross, ton crayon à mine, ton K-Way puis toutes les crisses d'affaires de ton catalogue au grand complet, c'est fiini.
Basın konferansı bitmiştir.
La conférence de presse est finie.
Bu konuşma bitmiştir.
- Cette conversation est terminée.
Fabrika yönetimiyle müzakereler bitmiştir.
Les négociations avec la direction sont terminées.
Bitmiştir mi?
Elles sont terminées?
Ceketi de giydin mi iş bitmiştir.
Tu rajoutes la veste, et ça ira très bien.
Seni oraya gece uyuman için göndermedim... dün gece yaptığını polisler duyarsa... o zaman bütün operasyonumuz bitmiştir.... biz de bittik.
Je ne t'ai pas envoyé pour dormir la nuit! Si la police savait ce qu'on a fait cette nuit-là.. .. toute l'opération s'arrêterait.
Bu tartışma burada bitmiştir.
- C'est fini. - Tu fais quoi?
Sanırım artık izniniz bitmiştir.
Je crois que votre permission est terminée.
Sanırım bitmiştir.
Je le crois aussi.
Konuşma bitmiştir.
Cette conversation est terminée.
Pekala, bu görüşme bitmiştir.
Bien, on s'en va.
Anlaşma bitmiştir. Tamam mı?
Notre accord ne vaut rien.
Eğer şaka yapıyor olsaydım, en azından insanlar gülerlerdi.... önemseme bitmiştir.
Si je suis une blague, au moins, ils rigolent.
Bu konuşma bitmiştir.
On en a fini.
Gideriz, talimatı okuruz, boyarız, hepsi bu, işimiz bitmiştir.
On vient, on voit la boîte, on la peint, c'est tout.
Eğitiminin beşinci aşaması bitmiştir herhalde.
La 5e étape du dressage doit être terminée.
Ya da hepsi bitmiştir.
À moins que ce soit fini.
Her şey bir anda olup bitmiştir.
Vous la subissez.
Toplantı bitmiştir.
Réunion ajournée.
Ders bitmiştir.
Leçon no 1.
Cinsel olarak? Bu konuşma bitmiştir.
La discussion est close.
Görüşme bitmiştir.
Cet entretien est fini.
Görüşme bitmiştir, senatör.
Transmettez un autre message à votre père :
Toplantı bitmiştir. Hadi bakalım.
Fin de la réunion les amis.
Kontörünüz bitmiştir.
*