Büyükelçi g traducir francés
107 traducción paralela
- Kuralları biliyorsunuz, Büyükelçi G'Kar.
- C'est scandaleux! - Vous connaissez le réglement, ambassadeur G'Kar.
Büyükelçi G'Kar, açılışı yapmak ister misiniz?
Ambassadeur G'Kar, vous désirez présenter une motion?
Büyükelçi G'Kar!
Ambassadeur G'Kar!
- Büyükelçi G'Kar?
- Ambassadeur G'Kar?
Nöbetçiler, Na'Toth'u Büyükelçi G'Kar'ın dairesine götürün.
Gardes, emmenez Na'Toth chez l'ambassadeur G'Kar.
Büyükelçi G'Kar, oyunuz.
Ambassadeur G'Kar, votre vote.
Büyükelçi G'Kar'dan Narn Başkomutanlığı'na iletilmek üzere.
L'ambassadeur G'Kar demande un canal vers le QG militaire Narn.
Üçüncü Halka üyesi Büyükelçi G'Kar.
L'ambassadeur G'Kar, 3ème Cercle.
Büyükelçi G'Kar?
Ambassadeur G'Kar?
Büyükelçi G'Kar gizemli bir şekilde ortadan kayboldu.
L'ambassadeur G'Kar s'est mystérieusement volatilisé.
Acaba Büyükelçi G'Kar'ın ne zaman meclisi şereflendireceği konusunda bilgin var mı?
Avez-vous la moindre idée... quand l'ambassadeur G'Kar nous honorera de sa présence?
Büyükelçi G'Kar nerede?
- Où est l'ambassadeur G'Kar?
Büyükelçi G'Kar kendisine bakabilir.
L'ambassadeur G'Kar est capable de prendre soin de lui-même.
Büyükelçi G'Kar, bakıyorum da küçük keşif gezinden dönmüşsün.
L'ambassadeur G'Kar est de retour de sa petite expédition!
Ayakkabı mı giyiyorsunuz, Büyükelçi G'Kar?
On porte des chaussures, G'Kar?
Büyükelçi G'Kar'ın, kadim bir düşmanın tekrar güç topladığını söylediği yere.
Là où l'ambassadeur G'Kar..... dit qu'un ancien ennemi rallie ses forces.
Büyükelçi G'Kar'ın saldırıyı haklı göstermek için yaptığı Centauri gemisinin silah taşıdığıyla ilgili iddiaların doğruluğunu araştırıyoruz.
Nous vérifions les affirmations de G'Kar selon lesquelles... les Centauris transportaient des armes.
Bu ne anlama geliyor, Büyükelçi G'Kar?
Que voulez-vous dire? Ambassadeur G'Kar?
Narn Anavatanı'ndan Büyükelçi G'Kar'a gönderilen bir mesajı yakaladık.
On a intercepté un message de la planète Narn à G'Kar.
- Beyler. Büyükelçi Sarek, buranın konsey salonu olmadığını söylemekte haklı.
Sarek a raison, nous ne sommes pas en salle de conseil.
Cumhurbaşkanı bugün yaptığı açıklamada ülkemizin Paris Barış Görüşmeleri'nde Büyükelçi Averell Harriman tarafından temsil edileceğini söyledi.
Le Président a annoncé que notre pays serait représenté à Paris par Averell Harriman.
Büyükelçi M.'nin baskınıyla ilgili. Provoke olacağını bildiğin halde, Örgütün yok edilmesi için çalışan Sei'ye yardım etmeye karar verip yaptığımız her şeyi tehlikeye attın.
Sachant que l'attentat contre l'ambassadeur M était une provocation destinée à détruire le Parti, tu as pris l'initiative avec l'espion Sei de mener ce travail de sape.
Büyükelçi, son 20 yıl içinde bilime büyük katkı sağladığınızı söyledi. Devletiniz size bir madalya verip, buraya gönderdi. İzlenimleriniz neler?
On dit que l'ambassadeur est venu vous décorer au nom de son pays pour votre contribution à la science depuis 20 ans...
Büyükelçi, Vulkan'a gelip size başsağlığı dileklerimi bizzat iletecektim.
M. l'ambassadeur, je serais venu sur Vulcain vous exprimer ma sympathie.
Büyükelçi diye çağırıldığı tek yer şu sanal güverte fantezisiydi.
Il n'a été ambassadeur que dans un programme holodeck.
Büyükelçi'nin Mozart'tan hoşlandığına inanıyorum.
Il me semble que l'ambassadeur est grand amateur de Mozart.
Büyükelçi'nin sağlığı kusursuz.
L'ambassadeur est en parfaite santé.
Kaptan Picard, Büyükelçi'nin sağlığı hakkında... Ki Mendrossen'in güvencelerinden tatmin olmadı.
Le Capt Picard n'est pas satisfait des affirmations de Ki Mendrossen quant à la bonne santé de l'ambassadeur.
İyi yanın bende kaldığına inanıyorum Büyükelçi.
Je pense que j'ai la plus belle partie de la transaction.
Komutan Riker'ın ses tonu, bende Büyükelçi T'Pel'i çekici bulması konusunda ciddi olmadığı şüphesi uyandırıyor.
Le ton de la voix du Cmdt Riker me laissait suspecter qu'il n'était pas sérieux en disant qu'il trouvait T'Pel charmante.
Büyükelçi, varlığınız bizi şereflendirecek.
Ambassadeur, nous sommes honorés de votre présence.
Büyükelçi'nin deseni bozulmaya başladığında transfer sürecine henüz girmiştim.
Je venais d'entrer la séquence de transfert et l'image s'est dispersée.
Pekâlâ. Büyükelçi'nin, Atılgan'a ışınlandığı zamanki genetik kaydı.
Voici l'enregistrement génétique de l'ambassadeur.
Buna minnettar oluruz Data, ama Büyükelçi ve ben bu süreyi... ay sakinlerinde akciğer hastalığı görülme sıklığını incelemeye ayırdık.
C'est très aimable à vous, Data, mais l'ambassadeur et moi avons déjà prévu une étude..... au sujet des incidences de cette infection pulmonaire.
Büyükelçi mantığınız beni şaşırtıyor.
Votre logique m'échappe.
Gemisi sekiz gün önce Vorlon'dan ayrıldığından beri Büyükelçi Kosh'la bağlantımız kesildi.
Nous sommes sans contact avec l'ambassadeur Kosh depuis que son vaisseau a quitté l'espace Vorlon, il y a huit jours.
Büyükelçi üzerinde yaptığım tahlilleri tamamladım.
Ben Je viens de finir mon bilan sur l'ambassadeur.
Bir büyükelçi olarak diplomatik dokunulmazlığım var.
En tant qu'ambassadeur, je bénéficie de l'immunité diplomatique. Lisez vos traités.
Vorlonlara Büyükelçi Kosh'un hayati tehlikeyi atlattığını söyleyebilirsiniz.
Vous pouvez dire aux Vorlons que l'ambassadeur Kosh n'est plus dans un état critique.
Büyükelçi G'Kar.
Ambassadeur G'Kar.
Büyükelçi Mauric in bizi gözaltına aldığını hayal bile edemiyorum.
L'ambassadeur Mauric n'a aucune raison de nous retenir prisonniers.
Büyükelçi, size şunu söylemeliyim ki benim kültürümde yaptığınız şey bir suç olarak görülebilirdi.
Ambassadeur, il faut que vous sachiez que dans ma culture ce que vous avez fait serait qualifié de crime.
Büyükelçi Morleyin çaldığı Kutsal mühür ü almaya çalışıyordum.
Quand vous m'avez surpris dans le train, je tentais de récupérer le sceau de jade que l'ambassadeur avait volé.
G'Kar, Büyükelçi Kalika'yla önemli bir konuda konuşmak istiyor.
G'Kar souhaite parler à l'ambassadeur Kalika d'un sujet des plus urgents.
Beni aradığınızı duydum, büyükelçi.
Je crois comprendre que vous me cherchez, ambassadeur.
Büyükelçi Delenn'in sağlığı konusunda endişelerim var.
L'ambassadrice Delenn a un probl-me.
Büyükelçi, G'Kar, söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ambassadeur G'Kar, qu'avez-vous à dire?
Anladığım kadarıyla Büyükelçi Kosh ve Vorlonlar, yakalaşan savaşa büyük önem veriyorlar.
Il me semble... que Kosh et les Vorlons ont un rôle crucial à jouer dans la guerre.
- Büyükelçi Kosh'un ayrıldığını bilmiyordum.
- J'ignorais que Kosh était parti.
Evet, birkaç yıl önce burada görev yaptığını Büyükelçi Kosh'u taradıktan sonra bir daha haber alınamadığını söyledi.
Il m'a dit qu'il y a quelques années, vous étiez venue ici. Vous aviez scanné l'ambassadeur Kosh et on ignore tout de vous depuis.
Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim, Büyükelçi Mollari.
Merci de m'avoir reçu, ambassadeur Mollari.