Da bulundum traducir francés
123 traducción paralela
Glasgow'da hiç bulunmadım, ama Edinburgh'da, Montreal'de.. .. ve Londra'da bulundum.
Je ne suis jamais allé à Glasgow, par contre j'ai vu Edinbourgh, Montréal et Londres.
- Öyle mi? Boston'da bulundum.
J'y ai vécu.
- Para toplandı ve ben de $ 16.47 katkıda bulundum.
- Un chapeau est passé, et j'ai contribué à 16.47 dollars.
Doğrusu, kızların tamamen çirkin olduğu kasabalarda da bulundum.
En fait, j'en ai visité où elles sont franchement moches.
Ben Londra'da bulundum. Orada köpekler istedikleri yerde gezinebiliyor.
À Londres j'ai vu que les chiens on les promène partout.
Philadelphia'da bulundum ama, eminim bundan fazlası vardır.
Je suis allé à Philadelphie, mais il y a sûrement mieux que ça.
Roma'da, Milan'da, Bergamo'da, Como'da bulundum.
Je suis allée à Rome, Milan, Bergame, Côme.
Friki'yi dinleyin! Afrika'da bulundum, maymunları bilirim!
Ecoutez Friki, je suis allé en Afrique et je connais les singes.
Efrafa'da bulundum ve bunun büyük bir hata olduğunu söylüyorum. Hepiniz ölebilirsiniz.
J'ai été à Efrafa, et je te dis que tu fais une grave erreur qui pourrait entraîner votre mort à tous.
Laos'da, Kamboçya'da ve Vietnam'da bulundum.
Laos, Cambodge, Viêt-nam.
Upper Boukhara'da bulundum. Ve orada.. Tanıdığım en ilginç insanla tanıştım.
Dans le Haut-Boukhara, j'ai rencontré un être très intéressant.
- Ben büyük katkıda bulundum.
- J'ai fait des dons importants.
İkinci Dünya Savaşında Romanya'da, Yunanistan'da, Yugoslavya'da bulundum. Savaş sonunda Nazi istihbaratının bir kısmının kaçmasına yardımcı oldum.
J'ai aidé à évacuer l'appareil de renseignement nazi.
Resmi uyarıda bulundum.
Je ne le répéterai pas deux fois!
Aslında Woodstock'da bulundum.
Moi, j'étais à Woodstock.
İspanya'da bulundum ama siz o zamanlar doğmamıştınız.
J'ai quitté l'Espagne avant votre naissance.
Ben İtalya'da Roma'da bulundum.
Je suis allée à Rome, en Italie.
Yüzlerce Leviathan'da bulundum bunun Moya olduğuna dair hiç bir fikrim yoktu.
J'ai été à bord de centaines de Léviathans, et je n'avais aucune idée que c'était Moya.
Ben Venezuelâ'da doğmuşum. Uzun süre Meksika'da bulundum... sonra Annemle beraber Arjantin'e geldik.
Je suis née au Venezuela, j'ai vécu au Mexique et quand ma mère est retournée en Argentine, je suis venue avec elle.
Onlara ben de birkaç kromozom katkıda bulundum.
Je les ai chromosomés aussi.
Bu okula çok katkıda bulundum.
J'ai tellement donné pour cette école.
Daha önce yirmi defa Pyongyang'da bulundum fakat bunlardan hiçbirinde Kim'i öldürüp, sarayını dağıtmayı aklımdan geçiremedim.
En allant plus de 20 fois à Pyongyang faire exploser la résidence de Kim Il-sung ou le tuer, ne m'était jamais venu à l'idée.
Bosna'da bulundum biraz.
En Bosnie.
Katkıda bulundum.
Je suis important.
Takımın sadece hayranı değilim. Saha kenarı biletleri alma hatasında da bulundum.
Je suis pas simple supporter, j'ai ma place réservée au 1er rang.
Güvenin bana, dışarıda bulundum.
Croyez-moi, j'en viens.
Bunu biliyorum çünkü her iki tarafta da bulundum.
Je le sais, car j'ai vécu la même chose.
- Bundan daha zorlu yerlerde bulundum ve kafam da hala omuzlarımın üstünde.
Ce sera trop dangereux
Sizi, güzel bir evliliğin timsali olarak gösterme cesaretinde bulundum ve bu da onu ikna etti.
Quel couple heureux. Je vous ai cités en exemple. Ça l'a convaincue.
"Devlete hizmette bulundum. " Onlar da bilir.
J'ai rendu à l'Etat qualque service et on le sait.
"Devlete hizmette bulundum. " Onlar da bilir.
J'ai rendu à l'Etat qualque service, et on le sait.
Çatışmaların içinde bulundum. Safe and Loft Birliğiyle çalıştım... 22 yıldır da cinayet masasındayım. Fakat siz, sorgu ve soruşturma hayatım boyunca karşılaştığım... en büyük ve en istekli yalancısınız galiba.
J'ai été gardien de la paix, vingt ans dans la Criminelle, mais dans une vie d'enquêtes et d'interrogatoires, je ne crois pas avoir vu un menteur aussi acharné que vous.
'Caprica'da diken ormanlarında dolaşırken bulundum.
- Je suis orphelin. On m'a trouvé en train d'errer dans la forêt d'épines de Caprica.
Mesela senin şehrine, New York'a gittim ve mafyaya bulaşmaya başladım East River'da ölü bulundum ve karım ya da babam polisten beni korumadıkları için şikayetçi oldu.
Imaginons... que j'aille à New York et que je me mêle des affaires de la mafia. Je finis noyé dans l'East River. Ma femme ou mon père accuse la police de ne pas m'avoir protégé.
Üç savaşta bulundum, Veterania'da ve Hersek'te.
En Bessarabie, en Herzégovine!
Davayı daha fazla muhakeme edebilmek için daha fazla süre talebinde bulundum ve bunu yaparken de, programımı birkaç haftaya göre düzenlemek durumundaydım çünkü Teksas, Vidor'da tam olarak ne zaman bulunacağımı belirlemem gerekliydi.
J'ai fait une demande d'ajournement pour avoir plus de temps sur l'affaire, ce faisant, j'ai dû prévoir mon emploi du temps sur plusieurs semaines pour savoir quand, exactement, je serais à Vidor.
Elbette kendi hesabıma da keşifte bulundum.
Je me suis livré à une mission de reconnaissance.
New York'da çok fazla bulundum.
J'ai passé trop de temps à New York.
69'da Hava Kuvvetleri'nde uçmayı öğrenene kadar. Hava kuvvetlerinde 28 görevde bulundum.
J'ai totalisé 28 missions de combat.
Kahretsin, parayı da ödemiş bulundum.
Je l'avais payé à l'avance.
Peg'e sevdiğim bütün dükkanların adını verme gafletinde bulundum. O da gitti, o dükkanlarda ne var ne yoksa silip süpürdü.
J'ai fait l'erreur de révéler à Peg mes marchands préférés, cette femme y est allée et a tout raflé.
Şu oturduğu yerde bir ya da iki kez bulundum hiç şansın olmadığını düşünürsün.
Je suis passée par là, moi aussi. Dans ces cas-là, on voit tout en noir.
Ona bir program önerisinde bulundum, o da beni ortağı yaptı.
Je lui ai donné l'idée d'une émission. On s'est associés.
Kitabı bitirdikten sonra, sorularınız olursa diye telefon numaramı da yazmak cüretinde bulundum.
Je vous écris mon numéro de téléphone, au cas où vous auriez des questions au sujet du livre. Merci.
Aslında bu minyatür menünün hazırlanmasına küçük bir katkıda bile bulundum.
- En fait, pour dédommager Gunther... j'ai fait faire des petites miniatures de son menu.
Basit gerçek : Ona teklifte bulundum, o da kabul etti.
Je lui ai fait une offre et elle a dit oui.
- Hayır, dönmüştüm, bir yıl buradaydım sonra iki yıllığına Londra'da bulundum ve şimdi yine burada iki hayır, üç. - Beş mi?
- 5 ans?
O dükkan da bir kez bulundum, ve bir tanığım da var.
Je ne suis allé qu'une seule fois dans cette boutique. Et j'ai mon témoin.
Tabi, elbette, Latin Amerika'da sadece ben bulundum.
Ça vous arrange bien, que je sois allé en Amérique Latine.
Başka kızlar da var Gavin, onları da bulacağım. Ülkenin her yerinde bulundum.
Il y a là-bas d'autres filles, Gavin, et je vais les trouver.
O geceden önce bir çok kumarhanede bulunmuştum ve o geceden sonra da bir çok kumarhanede bulundum ama bu oyun gibi bir şey hiçbir zaman görmedim.
Je suis allé dans un tas de casinos avant ce soir-là, et je suis allé dans un tas de casinos depuis, mais je n'ai jamais revu un jeu comme celui-là.