Dac traducir francés
72 traducción paralela
Bu gece onu Ralıdac Bayramı Kraliçesi ilan ederler mutlaka!
Je parie qu'elle sera nommée Reine de Neewollah ce soir!
Ralıdac!
Neewollah!
Ralıdac Bayramı Kraliçesi seçildiğini okuduğunda ne kadar etkileneceğini düşünüyordum.
Je pensais à quel point il sera impressionné quand il lira que tu as été élue Reine de Neewollah.
31 Ekim Cadılar Bayramı'nda Ralıdac Bayramı Kraliçemizin tacını takacağız.
Le 31 octobre, à la prochaine fête d'Halloween, nous couronnerons notre Reine de Neewollah.
Ralıdac Bayramı
Neewollah
Ralıdac Bayramı!
Neewollah!
Eyvallah.
Daco-dac.
Neden olmasın?
Ouais, dac'mec, aprés tout.
Tamam.
Dac-o-dac.
- Bir şey değil.
- D'acco-dac.
Ben bu makinenin yarım kârını aldım, tamam mı?
J'ai acheté la moitié de la machine, dac?
Her şey tamamen normalmiş gibi davranıyor, tamam mı?
Elle agit vraiment cool, dac?
Bakın, o sadece arkadaş olmak istiyor değil mi?
Elle veut juste être amis, dac?
Fez'in kıçındaki boyayı çıkartmaya çalışıyordukya hani.
On essayait d'enlever la peinture sur le cul à Fez, dac?
- Evet, numaramı kaybetme, tamam mı?
- Ok, alors ne perds pas mon numéro, dac?
- Tamam.
- Dac...
Dışarıdaydım, tamam mı?
Bon, alors j'étais sur ce champs, dac?
Sammy Davis Jr, papa ve bu Polonyalılarla bir uçaktaymış.
Bon, Sammy Davis Jr., le Pape et ce polonais sont dans un avion, dac?
Hagen'ı ararım. - Tamam.
Dac.
- Tamam.
- Dac'.
Tamam, tamam, o zaman.
D'acco-dac.
Sekreter artı resepsiyonist mi?
Secrétaire / réceptionniste? Daco / dac!
Patron sensin.
Dac. C'est toi le patron.
- Abner adına özür dilerim,... ama son zamanlarda iyice rahatsızlandı.
Dac'o'dac. Je m'excuse pour Abner, mais il se sent très malade dernièrement.
Tamam, pekâlâ yaklaşımımı biraz değiştirdi.
Dac-o-dac. Bon, je vais changer un petit peu ma façon de m'y prendre.
Sana telefonla ya da kamerayla ulaşacağım, ama sen bana ulaşmak istersen buraya, sığınağa gelmen gerekiyor, tamam mı?
Je vous contacterai par téléphone mais si vous souhaitez me contacter. vous devrez venir ici, au bunker, Dac'?
Lanet gazetede okuduğu her şeye inanan keriz ve mankafalar gibi olmayarak.
Ça reste à la porte. Dac? Bon sang.
ANLAŞILDI.
INTÉRIMAIRE : dac
Anlaşıldı.
D'acco-dac.
Peki.
Dac.
Üç, iki, bir.
Dac, 3, 2, 1...
Ayaklarını çıkar.
Ramène tes pieds. - Dac.
- Peki, Çinlilerin hırsızlığına karşı o zaman.
- Dac, au cas où la chinoise nous vole alors.
Tamam.
Dac.
TamamdÄ ± r.
D'aco-dac.
Tamam.
Ok dac.
Tabii ki.
D'ac-o-dac.
DCD yapacak.
Il fera une DAC.
O artık K.O.
- Il est DAC.
- Pekala.
- Daco dac.
- RF DAC adında bir donanım var.
Il y a une pièce mécanique appelé RF DAC
Ve direklere gelelim. Renk kodlu, DAC alüminyumundan.
En plus, les mâts sont faits d'aluminium et comportent un code de couleurs.
Hadi izleyelim şunu bakalım.
Voyons celui-là. Dac, Tilly.
- Okilly-dokilly-do.
- D'ac-o-dac!
Tamam.
D'acco-dac.
Tamam.
Dac o dac.
Tamam, daha öncede gimişti biliyorsun, Maru nun köü plazma regülatörü konusunda onu uyardım. 'Kay...
Dac...
- Nereye gidiyorsunuz?
- Dac.
- Olur.
- Dac.
Pekâlâ öyleyse.
ok dac.
- Tamam.
Dac.