English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ D ] / Diğeri de

Diğeri de traducir francés

2,229 traducción paralela
- Biri Cutter'dı, diğeri de...
- Il y avait Cutter et l'autre...
Demek istediğim biri yol gösterir, diğeri de onu takip eder, değil mi?
Je dis juste que quelqu'un dirige, quelqu'un suit, pas vrai?
... ve diğeri de bir grup ıslahhane kızı.
Et un groupe de délinquantes.
Biri arabasının tekerleğinin içinde, diğeri de kaputun altında.
Un sous la roue de secours, l'autre sous le capot.
Birisi oğlunuzunkiymiş. Diğeri de onunkinin.
Un d'eux appartenait à votre fils, l'autre au sien.
Diğeri de, N-H.
Sur l'autre, NH...
Sonra içlerinden biri mikrofonu kaptı ve rap yapmaya başladı. Bu arada diğeri de enstrüman sesi çıkarıyordu.
Un a pris le micro, a commencé à rapper pendant que l'autre battait le rythme.
Demek istediğim, herkes bir sonraki kişiyle konuşuyorsa ve diğeri de sonrakiyle konuşuyorsa bu olsa olsa telefon zinciri olur.
Si chaque personne appelle la suivante, qui appelle la suivante, c'est une chaîne,
Diğeri de, minyon tipli, kot pantolon ve siyah tişörtlü.
L'autre, gringalet, jean, t-shirt noir.
Ya da birimiz burada bekler diğeri de devriye gezer.
Ou alors, l'un de nous reste ici pendant que l'autre patrouille. - Et on alterne.
Torunlarımız var, harika torunlar... Bir diğeri de yolda...
Nous avons des petits-enfants, arrière petits-enfants, l'autre sur le chemin...
İşte diğeri de geliyor!
Voici un autre!
diğeri de, droidin içine yerleştirdiğim güvenlik çipi.
Et secundo, une puce de sécurité que j'ai placée dans mon droïde.
Alın bakalım, biri eski sevgilime, diğeri de babacığa.
Un pour l'ex et un pour le papa.
İlk ikisi dün gece yediğim çörek çubukları içindi. Diğeri de bu sabah mikrodalganın tepsisinde kalan...
Les deux premières, c'était pour l'énorme beignet que j'ai mangé hier soir, la troisième pour avoir léché le glaçage sur le plateau du micro-onde ce matin.
İki mahkum daha, biri rehinenin üzerinde, diğeri de sağında.
Deux détenus : un avec les otages, l'autre à droite.
- Diğeri de oral seks yaparken. - Hı-hı.
Et en faisant un cunnilingus.
- Tamam. - Diğeri de oral seks.
L'autre, c'est le cunnilingus.
Bir kurşun kalbe, diğeri de boyundaki artere.
Une balle en plein cœur, une autre dans la carotide.
Diğeri de polisler.
L'autre, c'est la police.
Bir kopya Bernardi'ye, diğeri de yargıca gidiyor. Hepiniz gidip kendinizi becerin.
Une copie à Bernardi, l'autre au juge.
Diğeri de elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
- Et un autre ici.
Bizimki hayvan gibi asılırken diğeri de hafifçe oynuyordu ve birbirlerini seyrediyorlardı.
Il se branlait, elle se triturait l'abricot, juste devant lui.
Stagg ve Sando'ya ikişer el ateş edilmiş, bir kez omurgaya, diğeri de kafaya.
Stagg et Sando ont reçu deux balles chacun, dans la colonne, dans le crâne.
Sonra Broyle'un ofisinde. Bir diğeri sokakta.
Puis dans le bureau de Broyles, et dans la rue.
Ayrıca unutma, iki set elbise getirmeliler : biri saten, diğeri ipek.
Et rappelez-vous, qu'elles doivent apporter deux trousseaux de vêtements : l'un de satin et l'autre de damassé.
Bir de şu diğeri, adı kafamdan uçup gitti.
Et l'autre, dont le nom... m'échappe.
Bir diğeri ise, futbol oynarken almış olabileceği bir hasar.
Une autre théorie : une vieille blessure de football.
Ama diğeri bir kist olarak onun vücudunda kalmış.
Mais il est devenu un kyste et est resté à l'intérieur du corps de l'autre.
Kadının zevkleri nelerdir'de diğeri.
Et autre exemple, comment contenter une femme.
Müvekkilimizin böbrek bağışının eşlerden birinin diğeri için yaptığı fedakarlığa eş değerde olduğunu düşünüyoruz.
Nous croyons que la donation du rein de notre client puisse être comparée... au sacrifice qu'un conjoint fait pour l'autre.
Bir diğeri, polis arabasının, sokağa yaklaştığını gördüğünde, yeğenine ceza vermekle meşguldu.
Une autre été occupée à gronder sa nièce lorsqu'elle remarqua qu'un véhicule de police traversait la rue.
Elbette ikisi de diğeri neden buradaydı bilmiyordu.
Bien sûr, elles ignoraient pourquoi elles étaient là.
Fakat çok heyecanlanma çünkü iki tane test yaptım, biri pozitif, diğeri negatif çıktı.
J'ai fait que 2 tests de grossesse, l'un est positif et l'autre négatif.
Cadde'de diğeri 23. Cadde'de.
Il y en a un sur la 28e et un sur la 23e.
Ozaman ikimizde erkek olalım. Kevin, ikinizde erkek olabilirsiniz, Ama tangoda, biri yönetip, diğeri takib etmezse,
Chacun de vous peut le faire, mais le tango ne marche que si l'un mène et l'autre suit.
Ya da diğeri Agatha, Cameron'ı terk etti o da kızı binadan aşağı attı.
Ou deux, Agatha a plaqué Cameron, qui l'a poussée dans un excès de rage.
Biri zengin bir çocuk, diğeri hasta annesine bakabilmek için okuldan ayrılmış.
L'un est gosse de riches, l'autre a lâché l'école pour aider sa... - mère handicapée.
İkinizden biri, bana bu bölgedeki isimleri, yerlerini ve bütün aktiviteleri anlatacak. Diğeri ise, ölecek.
L'un de vous me dira les identités et les emplacements de tous les agents dans le secteur et l'autre... mourra.
Mavi olan değil, diğeri.
Celle de l'autre côté.
Ve bizim kurtulmamıza imkan yoktu. Tabi eğer birimiz diğeri için yem olmazsa.
Mais ils étaient en route... et il était impossible de nous en tirer... sans que l'un de nous serve de leurre pour l'autre.
Bir Çin'de diğeri Meksika'da üretilmiş ama ikisi de aynı dükkandan alınmış.
L'un a été fait en Chine, l'autre au Mexique, Mais achetés dans la même boutique.
Ejderin bir kellesini alırsın diğeri yetişir.
Tu coupes la tête de l'un de ses dragons, et une autre repousse.
Bu yüzden ilkinde kalkıp saçlarımı ve makyajımı yapar sonra yatağa geri döner, diğer alarma kadar uyuyormuş numarası yaparım diye ve ikinci alarmda kalktığımızda güzel olduğumu düşünmesi için biri saat 4'e diğeri 5'e iki tane alarm kurdum.
Je me lève, je me coiffe et me maquille, je retourne me coucher, je fais semblant de dormir jusqu'à la deuxième sonnerie, et il pense que je me réveille avec cette tête-là.
Diğeri de muhtemelen eşiydi.
Alors, l'autre était probablement sa femme.
Bir diğeri de denizci.
Une autre, un marin.
Diğeri de böyleydi "Ben de."
Un autre : "Moi non plus", le troisième : "Moi oui".
Umarım diğeri de iyidir.
J'espère que t'as gagné au change.
Bir kameramanın dediği gibi, "İşte bu harika." Diğeri ise şöyle demiş : "Zavallı hayvan."
celle du cameraman qui se réjouit, et celle de l'homme qui plaint ce pauvre animal.
Normalde, ebeveynlerden biri yavrulara bakarken diğeri balık avlamaya gider.
En temps normal, un des parents part chercher de la nourriture et l'autre s'occupe du petit.
Çekimlerden biri, buzun iki metre altında haftalar geçirmeyi,... diğeri, tropikal bölgede yeni bir mercan resifinin temelini atmayı gerektirdi.
Un tournage impliquait des semaines de plongée sous 2 mètres de glace, l'autre, la mise en place des fondations d'un récif de corail dans les tropiques.
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260
dell 45
delia 49
değil mi 44479
ders 21

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]