Dünyalılar traducir francés
397 traducción paralela
Hayır, dünyalıları kastediyordum.
Non, le Terrien le plus important.
Uzaydan gelen istilâcıları, ilk gören Dünyalılar bizler olacağız.
Nous serons les premiers Terriens à voir ces envahisseurs.
Plan 9... Dünyalılar üzerinde işe yaramaması imkânsız... Ruhlarını kontrol edemiyoruz.
Plan 9 : c'est impossible de piloter le corps de ces foutues créatures, leur âme est trop tordue une chatte n'y retrouverait pas ses petits.
Dünyalıların zorlu bir ırk olduğunun farkında.
Mais il comprend la nature des difficultés rencontrées avec l'espèce humaine.
Sence dünyalılar bu sefer önümüze hangi engelleri koyacak?
- À votre avis, quel sera le prochain obstacle que les humains mettront en travers de notre route?
Yaşayan Dünyalıları henüz ele geçiremedik!
Vous êtes un optimiste Eros.
Eros, dünyalılar bizi tehdit eden şeyi gerçekleştirmeye giderek yaklaşıyor.
Eros, après ça, le peuple de la Terre nous craindra.
Dünyalıların ilki, Ay'a hoş geldin.
Premier terrien, bienvenue sur la lune.
Dürüst olmak gerekirse, Dünyalıları hiç sevmedim.
Vous endormir. Je préfèrerais ne pas le faire, mais je le ferai.
Dünyalılar Romulanlıların savaşçı, zalim ve hain olduklarına inanıyor.
Les Terriens considèrent les Romuliens comme étant hostiles, cruels et perfides.
Eğer vücut yapıları dünyalılarla aynı değilse.
A moins qu'ils soient exactement comme les Terriens.
El ve ayak parmaklarının gelişimi dünyalılarınkiyle tamamen uyuyor.
Ses doigts et ses orteils correspondent au stade du développement humain.
Ayinlerimiz dış dünyalılar için mi?
Nos cérémonies sont-elles ouvertes aux étrangers?
Dünyalılar dürüstçe anlaşma yapmaya korkuyor.
Les Terriens craignent l'honnêteté.
Dünyalılar önce kayalarımız için pazarlık etti.
Les Terriens furent les premiers à négocier l'achat de nos roches.
Dünyalılar size ne öneriyor?
Que vous offrent les Terriens?
Dünyalılar kabilenizdeki gençlere birçok şey öğretmeyi vaat ettiler.
Les Terriens ont promis d'enseigner à votre jeunesse bien des choses.
Bırakın Klingonlular ve Dünyalılar bize eğlence sunsunlar.
Laissons les Klingons et les Terriens nous amuser.
- Dünyalıların farklı gelenekleri var.
- Les Terriens ont d'autres coutumes.
Dünyalılar harika bir oyun oynadı.
Le jeu des Terriens est excellent.
- Dünyalılar?
- Les Terriens?
- Kaptan. Biz Klingon'lar siz Dünyalılar gibi lüks düşkünü değilizdir.
Nous autres Klingons ne disposons pas du même luxe que les Terriens.
Dünyalılar şu tüylü şeyler gibiler, değil mi?
Les Terriens aiment ces boules de poils, n'est-ce pas?
Ancak yumuşak ve cana yakınsın. Hâlbuki Dünyalıları soğuk bilirdik.
Mais vous êtes douce et chaude On dit que les terriens sont froids.
Bu hapları sadece Dünyalılar bilir.
Seuls les terriens les connaissent.
Dünyalıların silahlarını kullanıyorlar!
Ils ont des armes terriennes!
Sadece bir hatırlatma. Siz Dünyalılar en olağan dışı, kışkırtıcı kişilersiniz.
Vous autres Terriens êtes étonnants, extrêmement stimulants.
Dönemimde Dünyalıları tanımıyorduk.
A mon époque, nous ne savions rien des Terriens.
Siz dünyalılar çok inatçısınız, değil mi?
Les Terriens sont des entêtés.
Yeni dünyaları keşfetmek için yelken açan, Eski Dünyalılar olmuştu.
C'était le vieux monde qui a navigué autour de la terre pour découvrir le nouveau.
Dünyalıların gelişimi bizden ileri mi ya da üstün varlıklarından gerilemiş ilkel hayvanlar mı?
Ils veulent libérer les prisonniers et envoyer un comité pour la paix avec eux, sur Lunar Sept. Je crains que le Conseil ne répète les erreurs qui ont conduit les Cylons à détruire les Colonies.
- Dünyalıları görmek istiyorlar.
- Ils veulent voir les Terriens.
Ve Dünyalıların gelişimi bizden ileriyse ya da sadece mükemmel zamandan gelen ilkel hayvanlarsa.
Les habitants de la Terre sont-ils plus en avance que nous, ou sont-ils les animaux primitifs d'une grandeur passée?
Dünyalıların davranışlarını, alışkanlıklarını öğrenmeye insanlarınızla yaşamaya geldik.
Nous avons envoyé ici un groupe de reconnaissance, pour étudier les moeurs des Terriens en nous mêlant à la population.
Bu üç parlak yıldız dünyalılar tarafından da, görülebilir ve Orion Takımyıldızı ya da Avcı olarak bilinir.
Ces trois étoiles brillantes sont censées former... la ceinture de la célèbre constellation d'Orion le chasseur.
Sersem dünyalılar. Kendinizi bilinmeyene atıyorsunuz hem de burada neyin ve kimin olduğunu bilmeden.
Pauvres petits Terriens... qui vous lancez à corps perdu dans le vide, sans savoir ni de qui ni de quoi il est fait.
- Evet, Dünyalılar...
- Et maintenant Terriens......
Malesef, programın bitmesine çok az bir süre kala, Dünya, beklenmedik bir şekilde, üstuzay yanyolu yapmak için yıkılmış, ve yıkımdan kurtulan yegane Dünyalılar ise şu anda, kayıp gezegen Magrathea'da, bir bilgisayar diskinin arkasında,
Toutefois, juste avant l'instant critique de la sortie de la réponse, la Terre devait se trouver démolie à l'improviste pour laisser place à une nouvelle déviation hyperspatiale, et les derniers natifs qui y survécurent se font maintenant tirer dessus
Dünyalıların araçları iyi sanırdım. Modern, yeni falan.
Je pensais que les Terreux voyageaient en première classe, moderne et tout.
Dünyalıların iyi yemekler yediğini sanırdım.
Je croyais que les Terreux mangeaient bien.
Bu dünyalılar aptal.
Ces terriens sont stupides.
Olayın etkilerini görecek ilk dünyalılar Newfundland'daki insanlar olacak.
Les premiers Terriens à observer le phénomène sont à Terre-Neuve.
Senin öte-dünyalılar ortaya çıkacaklar mı?
Vos extraterrestres vont venir nous dire bonjour?
Dünyalılar, merhaba!
Terrien, bonjour.
- Dünyalıların hepsi böyle güçlü mü?
Ils sont tous aussi apétissants sur cette planète?
Çünkü siz dünyalılar aptalsınız!
Parce que vous êtes tous un tas de crétins terrestres!
Yani, şu dışarıdaki canlıların. Dünyalı bir terim kullanılırsa, onlara böcek demeliyiz.
Eh bien, pour utiliser un terme... terrien, je suppose que nous devrions les appeler... des insectes.
Dünyalı mıydılar?
Oui ou non?
Hayalkırıklığına uğratacağım için üzgünüm ama cevap evet, Dünyalıydılar.
Navré de vous décevoir, mais la réponse est oui.
Doktor Roney ve ben bu eklembacaklıların Dünyalı olmadığı konusunda hemfikiriz.
Nous sommes persuadés que ces créatures ne sont pas terrestres.
Hollandalılar gemilerine "uçan gemi" demiştir ve Voyager da onların mirascısı olmalı gerçek uçan gemi yıldızlara uzanan, ve yolu üzerinde dünyalı Christiaan Huygens'in görüp vurulduğu gezegenleri keşfeden araç.
Les Hollandais parlent de "navires volants". Les Voyager sont leurs héritiers. De véritables navires flottants... qui, en route vers les étoiles... explorent certains des mondes que Huygens... un terrien... connaît et aime tant.
dünya 1278
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17