Elimizden geleni yaptık traducir francés
356 traducción paralela
Elimizden geleni yaptık yoldaş.
On a fait de notre mieux.
- Elimizden geleni yaptık.
On a fait pour le mieux.
Üzgünüm Mildred. Elimizden geleni yaptık.
Nous avons fait tout ce qui était en notre pouvoir.
- Elimizden geleni yaptık. - Evet, tabi.
Nous n'avons pas pu le sauver.
Elimizden geleni yaptık.
On a fait ce qu'on a pu.
Doğayla elimizden geleni yaptık.
La nature et moi on a fait de notre mieux.
Elimizden geleni yaptık.
Nous avons fait tout ce que nous avons pu.
Acele etmek için elimizden geleni yaptık.
- On s'est dépêché.
Elimizden geleni yaptık zaten bizden daha fazlasını bekleyemezsin!
N'attendez plus de nous que ce que nous l'avons fait.
Elimizden geleni yaptık,... ama ailemi rehin bırakmak zorunda kaldım.
J'ai essayé de tout manger mais j'ai dû les laisser en otage.
Hastanelerde elimizden geleni yaptık.
On est allés dans les hôpitaux municipaux.
Doktor, elimizden geleni yaptık.
On a fait tout ce qu'on pouvait.
Ama en azından elimizden geleni yaptık.
Mais nous avons travaillé dur et fait de notre mieux.
Elimizden geleni yaptık.
On a fait de notre mieux.
Elimizden geleni yaptık. Artık Direniş'i kimse kontrol edemez.
Hélas... personne ne contrôle la Résistance.
- Uygun, çok uygun. - Elimizden geleni yaptık, efendim.
Tout à fait convenable.
Cornelius ve ben ona yardım edebilmek için elimizden geleni yaptık.
On a fait tout ce qu'on a pu pour l'aider, Cornélius et moi.
Hazırlıksızdık, iyi niyetle elimizden geleni yaptık.
Tout était improvisé et imparfait.
Elimizden geleni yaptık.
On a fait tout ce qu'on pouvait. OK?
Sizin için elimizden geleni yaptık.
Capitaine, nous avons tout ce qu'il faut.
- Elimizden geleni yaptık.
- On a fait ce qu'on pouvait.
Bay Horman, biz oğlunuzu bulmak için elimizden geleni yaptık.
La mission a tout fait pour retrouver votre fils.
- Elimizden geleni yaptık.
- Nous avons fait notre possible.
Ama elimizden geleni yaptık.
Mais on a réussi. On a réussi.
Bu korkunç bir şeydi. Biz Komisyon'da gettoya erzak tedariki için elimizden geleni yaptık.
Mais un ghetto, à Varsovie, dans une grande capitale, au coeur de la ville...
- Bak, bu ay elimizden geleni yaptık!
Dis-toi que ce mois-ci, c'est foutu.
Elimizden geleni yaptık.
On a fait tout notre possible.
Hastanede elimizden geleni yaptık, pek ilerleme kaydetmiyor.
À l'hôpital, son état était stationnaire.
- Merhaba, hayatım. Elimizden geleni yaptık.
- On a fait de notre mieux.
Elimizden geleni yaptık.
On a fait tout ce qu'on a pu.
Bir yardım çağrısı aldık, ve biz de elimizden geleni yaptık.
Et on n'a pas reçu d'autre appel au secours. Tout porte à croire que la santé de M. Takazawa est bonne.
Elimizden geleni yaptık.
On a fait de notre mieux... - Encore une de tes croisades?
Onlar için elimizden geleni yaptık.
Nous avons fait notre possible.
Rahat etmesi için, elimizden geleni yaptık. Diğer yandan, başka söyleyecek bir şey yok.
Nous la soulageons de notre mieux mais il n'y a rien de nouveau
Rampalarda elimizden geleni yaptık. Ama Cardassianlar burayı yaparken böyle şeyleri hiç dikkate almamışlar.
Nous avons fait de notre mieux pour les rampes.
Elimizden geleni yaptık efendim.
On a fait tout ce qu'on a pu, monsieur.
Siz artık sakin olun. Elimizden geleni yaptık.
Reposez-vous, maintenant.
Elimizden geleni yaptık.
On a fait le maximum.
Biz elimizden geleni yaptık, ama oğlunuz Juan öldü.
Nous avons fait l'impossible, mais votre fils est mort.
Elimizden geleni yaptık.
On a fait tout ce qu'on pouvait.
Doktor olarak elimizden geleni yaptık.
On a fait le maximum comme médecins.
Biz de öğrenince gerçekleşmesi için elimizden geleni yaptık.
On a tout fait pour que ce plan se concrétise.
Neelix, biz elimizden geleni yaptık.
- On a fait notre possible.
Onun için elimizden geleni yaptık.
On a fait tout ce qu'on a pu.
Battaniye ve suyla onları ısıtmaya çalıştık. Elimizden geleni yaptık.
On a essayé de les réchauffer par tous les moyens.
Davranışını görmezden gelmek için elimizden geleni yaptık.
Nous avons été plus qu'indulgents.
Çocuklar ben size katılmıyorum, dizilerde elimizden geleni yaptık,.
Le ballon doit frapper l'arrière du filet.
Centaurilerin izini sürmek için elimizden geleni yaptık.
Nous avons fait notre possible.
Bu koşullarda elimizden geleni yaptık.
On a fait de notre mieux... étant donné la situation.
Elimizden geleni yaptık.
On a essayé.
- Elimizden geleni yaptık.
On a tout essayé.