English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ E ] / Evlenmiş

Evlenmiş traducir francés

1,008 traducción paralela
Eve kocamı bulmaya geldiğimde, onu başka bir kadının koynunda evlenmiş olarak buluyorum! Çocuklarım beni tanımıyor.
Quand je rentre à la maison, mon mari s'est remarié, mes enfants m'ignorent.
Sizinle tanışmadan çok önce başka bir kadınla evlenmiş ve o kadın hâlâ hayatta.
II avait déjà épousé une femme avant vous, et elle est toujours vivante.
Bir kızım evlenmiş, hem de daha onaltısında!
Une fille mariée à 16 ans à peine.
Üç kızımız evlenmiş!
Trois d'entre elles mariées.
Yaşıtın bir delikanlıyla evlenmiş olmalıydın.
Vous auriez dû épouser un garçon de votre âge.
Bir gün sana geri dönücem herşey düzelicek. ve benimle evlendiğinde, İspanya'nın ilk matadoruyla evlenmiş olucaksın.
Quand je reviendrai... tu épouseras le premier torero d'Espagne.
Onunla evlenen iki kişiyle birden evlenmiş sayılır.
Si tu l'épousais, tu serais bigame.
Zahmet edip onunla evlenmiş bir adama öyle davranılmaz derim.
Je lui dirai de bien traiter l'homme qui a pris la peine de l'épouser.
- Evlenmiş mi?
- Qui ça?
Haçlı Seferine giden Gilbert Beldon, mesela, 12 yaşında bir kızla evlenmiş.
Gilbert Beldon... le croisé, a épousé une Isabelle de Machin Chose, âgée de 12 ans.
Eğer seninle evlenmiş olsaydım, söylediğin neredeyse her şeyi duyardım, ama bu hoşuna gitmezdi.
Si j'étais marié à vous... j'entendrais presque tout ce que vous diriez, mais ça ne vous plairait pas.
Paul'un babası ölünce annem benim babam Dr. Rand ile evlenmiş. Kendisi misyonerdi.
Quand son père mourut, elle épousa mon père, Dr Rand, le missionnaire.
Çoktan evlenmiş olduğunuzu düşünmüş olmalı. Evet.
- ll croit que vous êtes déjà mariés.
Duasını bitirince de neredeyse evlenmiş olacağız.
Il finira de nous marier. Nous sommes déjà mariés.
Bir hilebaz ve yalancıyla evlenmiş harika, genç bir bayan bulamayacağım.
Elle est trop bien pour un tricheur.
Biri Bayan Biederhof'la evlenmiş.
Mme Biederhof s'est mariée.
Şarabın nerede? Eğer bu kızla evlenmiş olsaydın, ikiniz de berbat bir halde olacaktınız. Yürümeyecekti.
Si vous l'aviez épousée, c'eût été un échec absolu.
Evet, yani eğer evlenmiş...
- Oui. Enfin, ça le serait si c'était...
Eğer bunu yapmasaydım sen şimdi o adamla o çobanla evlenmiş olacaktın, değil mi?
Sans moi, tu serais condamnée à vivre avec ce vieux cow-boy.
Bu ikisi evlenmiş.
Ils sont mariés, ces deux-là!
Son 6 yaşımı hatırlıyabiliyorum, ama babam annemle 11 yıl önce evlenmiş... bu yüzden muhtemelen 10 yaşındayım.
Je crois me rappeler que j'ai six ans, mais mon père a épousé ma mère il y a onze ans alors j'ai probablement dix ans.
17 yaşında, o bir öksüz... ve çokten evlenmiş olmalıydı.
Elle a dix-sept ans. C'est une orpheline. Il est temps qu'elle se marie.
Muriel Chess, patronunun bekçisiyle San Bernardino'da bir barda tanışıp evlenmiş.
Elle a épousé le gardien de votre patron pour pouvoir se cacher, en prenant une autre identité.
Chess'le, gizlenecek bir yer aradığı için evlenmiş.
Elle a épousé Ches pour pouvoir se cacher.
Aynı anda birçok kadınla evlenmiş olmalı.
Il en a épousé une demi-douzaine à la fois!
Demek evlenmiş.
Elle l'a fait.
Bu yüzükle ikimiz evlenmiş oluyoruz ve sana bağlılığımı sunuyorum.
Par cette alliance, je te prends en mariage...
Yeni evlenmiş çiftler yalnız kalmak ister.
Les jeunes mariés aiment être seuls.
Tony Maria'yla evlenmiş, spagettiden nefret eden iki sarışın çocuk.
Tony a Maria, et deux gosses blonds qui détestent les spaghettis.
Ya da sen Lionel yerine benimle evlenmiş olsaydın. Hâlâ hayatta olurdu ve sen de yarın sabah asılmazdın.
Ni vous, Lionel Vous ne seriez pas pendu demain!
Böyle harikulade bir kadının Benny McBride gibi bir eşkiya ile evlenmiş hayal et.
Une beauté pareille avec un gangster comme Benny!
Ve bu yüzden, yeniden evlenmiş. İkinci eşini Külkedisi'nin yaşlarında iki kızı olan iyi bir aileden seçmiş : Kızların isimleri, Anastasia ve Drizella'ymış.
Alors, il se remaria, choisissant comme deuxième épouse une femme de bonne famille, qui avait deux filles de l'âge de Cendrillon nommées Anastasie et Javotte.
Kız kardeşin geçen hafta evlenmiş.
Ta sœur s'est mariée il y a 8 jours.
- Evet. Birkaç ay önce evlenmiş.
Il s'est marié il y a quelques mois.
"Kardeşim, bir erkekle evlenmiş".
"Ma sœur a épousé un homme!" Bien sûr,
Polonya'ya özgü bir müzik eşliğinde dans ediyorduk. Evlenmiş olduğum çocuk, birden beni pistin ortasında bırakıp koşarak gazinodan çıktı.
Nous étions en train de danser, quand soudain ce garçon, mon mari, m'a laissée et iI est sorti en courant.
Daha sonradan... Onun seninle evlenmiş olduğunu söyledi.
Après seulement... il m'a dit que c'était celle que vous aviez épousée.
- Daha önce evlenmiş mi?
- Déjà marié? - Non, monsieur.
Eğer çöpçatanın ben olsaydım, dulla çoktan evlenmiş olurdun.
Si je m'en occupais, la Veuve et vous seriez mariés depuis longtemps!
Evleneli iki ay oldu, ama hala henüz evlenmiş gibi mutlular.
Mariés depuis 2 mois et toujours heureux comme au premier jour!
Evlenmiş gibi oluyorsun. Sevgilisi oluyorsun.
C'est comme si on se mariait, on devient femme, quoi.
Bir arkadaşım sadece evlenmiş olmak için tek bacaklı bir adamı seçti.
Une amie de Ferrare est tombée sur un cul de jatte.
Ölmeseydi eğer, onunla evlenmiş olacaktın.
Si elle n'était pas morte, c'est elle que vous auriez épousée, n'est-ce pas?
Evlenmiş! Barney Sloan ile.
" Barney et moi seront mariées au moment où vous l'aurez.
Babamla evlenmiş bir kadın olarak Kirby'yle evlenmeyi nasıl düşünürsün?
Comment peux-tu épouser Kirby après papa?
Ayrılık mektubu. Hamileymiş. Evlenmiş.
Elle s'est mariée, elle va avoir un enfant.
Ama sen çiftlikle evlenmiş gibisin, Adam.
Parce que tu n'as pas d'épouse.
Kimle evlenmiş?
Avec qui?
Edith yerine benimle evlenmiş olsaydın -
Si vous n'aviez pas épousé Edith...
Evlenmiş gibiyiz, değil mi?
C'est comme si on était mariés, n'est-ce pas?
"Barney ve ben bu haberi aldığınızda evlenmiş olacağız. Alex anlayacaktır..."
Qu'allons-nous faire?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]