English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Gece yarısı mı

Gece yarısı mı traducir francés

842 traducción paralela
Gece yarısı mı? Sen neden bahsediyorsun?
Qu'est-ce que tu racontes?
Gece yarısı mı?
Minuit?
O halde, gece yarısını beklerken size bir hikaye anlatayım.
"Et bien, je voudrais vous raconter une histoire en attendant l'heure de minuit."
Örneğin, gece yarısı Şeytan'ın ziyaretine maruz kalan cadıyı hatırlayalım.
Rappelons-nous par exemple de ceci : la sorcière, recevant la nuit la visite du diable...
Üzgünüm ama beni gece yarısı Borgo Geçidi'nde bir araba bekliyor olacak.
Navré, mais une voiture m'attend au col de Borgo à minuit.
Gece yarısından önce orada olmalıyım.
Il faut que j'y sois avant minuit.
Size gece yarısı katılacağım.
A minuit!
Nuttall'a gece yarısına kadar gemide olacağımızı söyledim.
J'ai dit à Nuttall de venir à minuit.
Eğer oraya gece yarısından önce varırsam, çitlere geri dönebilir miyim?
Si je m'attarde, pourrai-je regagner la prison?
Kan kaybından ölecek bile olsanız sizi gece yarısına kadar iyileştirmiş olacağım.
Vous irez mieux avant minuit, même si je dois vous saigner à mort!
Ama gece yarısına kadar ortaya çıkmamalıyım.
Mais je ne dois pas arriver avant minuit.
Gece yarısından saat 3'e kadar burada adamımız vardı.
On a planqué devant chez elle de minuit à 3 heures,
İkinizi bulabilmek için kasabanın yarısını aradım. Hatta gece çanını bile çaldım.
Je vous ai cherchés partout, même à votre cabinet.
Misal, efendinin şakasına gelirsek güzel mürebbiyeye biblo almam için... gece yarısı beni dışarı göndermesi.
Par exemple, il y a l'humour du maître qui m'envoie au milieu de la nuit acheter des breloques pour la jolie préceptrice.
Yarın gece benimle yemeğe çıkar mısın?
Dînez avec moi, demain soir.
Bronsville'e bu gece yarısı uçağına yer ayırttım.
Je t'ai réservé un vol à minuit, pour brownsville.
Gece yarısından sonra bu olay başına gelen var mı?
Jamais après minuit, pour personne?
Gece yarısına kadar fırlatmayacağımı biliyorsunuz.
Filez, je ne les distribuerai que ce soir.
Saklandığım yere gece yarısı gibi geldi.
Elle est venue à ma planque vers minuit.
Little Fawn Gölü'nden gece yarısına değin ayrılmadım.
J'ai quitté le Lac après minuit.
Gece yarısına kadar gelirse, elimden geleni yaparım. Ama sonra bir şey yapamam!
S'il arrive vers minuit, je ferai ce que je peux, mais pas après!
Sıkıntım Bayan Lowry, gece yarısı gibi hissediyorum ve sabahın nasıl olacağını bilmiyorum.
Mon souci, c'est que pour moi il est minuit, et j'ignore ce que sera le matin.
"Dinleyin, evlatlarım, Paul Revere'in atla gece yarısı yolculuğunu anlatacağım."
" Ecoutez, mes enfants, l'histoire de la chevauchée nocturne de Paul Revere
"Dinleyin, evlatlarım, Paul Revere'in atla gece yarısı yolculuğunu anlatacağım."
" Ecoutez, mes enfants, l'histoire de la chevauchée nocturne de Paul Revere,
Ama gece yarısından sonra burada olmayacağım.
Mais je ne compte pas rester ici, après minuit.
Bak ne diyeceğim, gece yarısı olunca Porter Hollingsway'in içkisine gizlice ilaç katacağım.
À minuit, je droguerai Hollingsway!
Gece yarısından önce evde olacağım.
- Je serai là avant minuit.
Şafak mı? Gece yarısından önce çıkmamız gerekiyor!
Il faudrait qu'elles partent d'ici avant minuit!
Öyle hayatım ama sebt günü gece yarısı bitiyor.
Le sabbat finit a minuit.
Şansımız yaver giderse bu gece Land's End yarımadasını görürüz bayan.
Avec de la chance, nous verrons Land's End ce soir.
Gece yarısına kadar süre tanıyalım.
- Laissons-leur jusqu'à minuit.
.. emrinizle başkanım, General Chavez bir süvari birliğiyle gece yarısı onları bastı.
le colonel Chavez a conduit ses troupes.
Zamanımızın yarısını şehirde barlarda ve gece klüplerinde geçirdik.
Nous passions notre temps en ville, dans les boîtes de nuits!
Yarın aramaya devam edin. Bu gece burada olanlardan kimsenin haberi olmasın, anladın mı?
Obliger chacun à garder le secret absolu sur ce qui s'est passé cette nuit.
Sabahtan gece yarısına kadar ona yardım etmem gerekiyordu.
Dès le début, j'ai dû l'aider jusqu'à minuit.
- Dışarı çıktı. Politikaya daldı mı gece yarısından önce dönmez.
- Comment va votre femme?
Bay Elçi, yarın gece tuzlanmış domuz yok.
M. I ´ Envoyé pas de porc salé au menu de demain!
Gece yarısı ormana gitmekten korkmuyorum.
Ça ne m'emballe guère d'aller dans les bois de nuit.
Gece yarısı aniden uyandım uyandığımda ağlıyordu. Neyi olduğunu sordum, arkasını dönüp yattı.
Je m'étais réveillée, et quand je lui ai demandé pourquoi, elle a vite éteint la lumière.
Baskervilleler'in Köpeği'ne rağmen beni gece yarısı buraya yalnız getirecek kadar istediği için öldü.
Parce qu'il voulait une femme au point de m'emmener seule ici la nuit, malgré le chien des Baskerville.
Her bir adam, takım liderinin işaret edeceği yere gece yarısı kendine bir siper kazıp orada çarpışmaya hazır olacak.
Chaque groupe creusera les trous la nuit... pour contre-attaquer l'ennemi. Supérieur Kaji!
Gece yarısı kalkıp alarmın çalmasını falan mı bekliyorsun?
Tu te lèves dans la nuit et tu surveilles le réveil?
Hiç gece yarısı, okyanusun ortasında, bir erkekle tümüyle yalnız kalmamıştım.
Je n'ai jamais été seule avec un homme au milieu de la nuit, - au milieu de l'océan.
- Gece yarısına kadar mı?
- Je le pense, oui.
Gece yarısı olunca benimle gelmesi gerek.
Elle doit m'accompagner à minuit.
O yüzden gece yarısı olduğunda orada olmalıyım.
Je dois donc y entrer à minuit.
Gece yarısı oldu ve randevumu kaçırdım!
Il est minuit et j'ai manqué mon rendez-vous!
Kafamdaki çığlık giderek yok oldu... ve şu üzücü gerçeği anladım, ne yarın, ne cuma : ne de başka bir gün ya da gece... onu öldüremeyecektim.
La voix s'amplifiait, mais je réalisais que ni ce jour-là, ni demain, ni après-demain, ni jamais... je ne pourrais la tuer.
Grubach'a soracağım, gece yarısı evinde yabancıların..... dolaştığını biliyor mu?
Mme Grubach sera étonnée d'apprendre que... des inconnus se promènent chez elle en pleine nuit.
Prensesi sağda solda gezdirip ıstakoz ızgara ısmarlayıp, gece yarısı bırakmaktan bıktım artık.
Ben, j'en ai drôlement marre de trimbaler, mademoiselle la Bêcheuse! De lui filer du homard grillé, de la reconduire à sa porte sur le coup de minuit!
Dr. Landini buraya hemen hiç gelmez. Ve geldiğinde de, genellikle gece yarısıdır.
M. Landini n'est presque jamais là, et quand il vient, il ne vient pas le jour, mais la nuit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]