English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Gördüğün gibi

Gördüğün gibi traducir francés

2,078 traducción paralela
Gördüğün gibi, savcı sadece maddi yönden değil manevi yönden de hasar olduğunu ispatlamaya çalışıyor.
Le procureur essaie alors de faire valoir le préjudice moral.
Gördüğün gibi, Charles...
Alors... Charles...
Gördüğün gibi, buradaki her şey bir sanat eseri.
Comme vous le voyez tout ici est à l'état neuf.
Gördüğün gibi, Mort banyoya gitmeden 30 saniye öncesine geldik.
Tu vois, on est arrivé 30 secondes avant que Mort monte pour utiliser la salle de bain.
Oh, bombalar patlasın, bombalar patlasın benimki de patladı, gördüğün gibi Bin Laden'in söz verdiği o bakireler nerde? bombalar patlasın, bombalar patlasın sizin askerler beni öldürdü
oh, jingle bombes, jingle bombes elles ont explosé, vous voyez où sont toutes les vierges que Bin Laden m'a promises jingle bombes, jingle bombes vos soldats m'ont abattu la seule chose qui me soit restée c'est ce torchon sur ma tête
Gördüğün gibi, şu anda güvenmekten başka şansın yok zaten.
La confiance n'est pas vraiment de mise pour le moment.
- Gördüğün gibi, Kol ve bacaklarımı kullanamaz oldum.
- Comme tu le vois, j'ai perdu l'usage de mes jambes.
Gördüğün gibi, görmemezlikten gelmek için elimden geleni yapıyorum.
Comme vous pouvez le voir, je faisais de mon mieux pour l'ignorer.
Ama gördüğün gibi, o kahverengi lekelerden her yerimde var.
Je suis couvert de taches brunes.
En son gördüğün gibi mi?
Est-il comme dans vos souvenirs?
Gördüğün gibi yaşlılar, kadınla ve çocuklar yardımımıza muhtaç.
Comme vous pouvez le constater, les personnes âgées, les femmes et les enfants ont tous besoin de notre aide
Gördüğün gibi, hiçbir şey yok.
Tu vois, rien.
Gördüğün gibi lakros sadece bir spor değil.
La crosse n'est pas qu'un sport.
Gördüğün gibi, her yerimde kahverengi lekeler var.
Je suis couvert de taches brunes.
Şey, gördüğün gibi, eğer duvarın arkasından geldiyseniz bir geri dönüş planı da yapmış olmalısınız.
Si tu es vraiment venue de l'autre côté du mur, tu planifiais sûrement y retourner.
Paranoya dünyasında yaşıyorum, gördüğün gibi.
Et je suis paranoïaque, comme tu peux le voir.
Gördüğün gibi şişlikler indi.
Regarde, je n'ai plus de bosse.
Gördüğün gibi, dünya turuna çıkamadım.
Tu vois, je ne suis pas partie faire mon tour du monde.
- Evet, gördüğün gibi hayatıma devam ediyorum.
Quoi? C'est derrière moi, tout ça.
Gördüğün gibi arkadaşlar kitabımı yazmamda yardımcı oluyorlar.
Ces personnes m'aident avec mon livre.
Gördüğün gibi endişelenecek birşey yok Rickie.
Tu vois pas de quoi s'inquiéter, Rickie.
Tamam. - Gördüğün gibi dost olabiliyoruz.
- Tu vois, on peut l'être.
Dale Denton deli gibi topu tüfeği kapıp geldi ve gördüğün gibi Peter'i vurdu.
Dale a déboulé comme un dingue, armé jusqu'aux dents, et il a buté Peter.
Gördüğün gibi, Maurice Degas boyayı kullandı Rodin bronzu Debussy, piyanoyu Baudelaire, dili...
La question, Maurice... c'est que Degas se servait de la peinture, Rodin, du bronze, Debussy, du piano,
Gördüğün gibi baba, alternatif rock tarzı işte böyle bir şey.
Tu vois, papa : c'est ça, être grunge.
Gördüğün gibi, kalkmak üzereyim.
Je suis déjà levé, comme tu peux voir.
- Gördüğün gibi acele ediyorum!
Oui! À tout à l'heure!
Gördüğün gibi küçük bir karavan.
La caravane est assez petite.
Gördüğün gibi içeri soktuğun şey, oldukça önemli.
Comme vous avez pu le voir, ce dans quoi vous êtes entré est très sérieux.
Gördüğün gibi hâlâ özgür bir adamım fakat aynı zamanda kayıp bir adamım.
Je suis encore libre mais dans le même temps je suis perdu.
Gördüğün gibi, nanomit başlıklarımı yüksek hızlı füzelere yüklüyoruz.
On place mes ogives nanobotiques sur les missiles.
Gördüğün gibi tüm şehir artık benim.
Ce village m'appartient maintenant.
Farkındayım ama gördüğün gibi çok önemli.
Je comprends, mais comme vous voyez, c'est important. C'est une grosse urgence.
Kimse dünyayı senin gördüğün gibi göremiyor ve senin bakış açını seviyorum.
Tu vois le monde comme personne d'autre. J'aime ta façon de voir le monde.
Tabii gördüğün gibi kolajenlerin emilmesi dışında. Yine ince, çirkin dudaklara geri döndük.
Sauf que tu peux voir que le collagène a été absorbé et qu'on est revenus à notre problème de lèvres fines abominables.
Senin gördüğün gibi, içinde kızların olduğu rüyalar görmüyorum.
Je rêve pas... de filles, comme toi.
- Evet, gördüğün gibi.
- Oui, comme tu peux le voir.
Evet, gördüğün gibi hava bir açıIıyor bir kapanıyor.
Ouais... Le temps est un peu changeant, comme tu peux voir.
Gördüğün gibi, bugün hayat kurtaran bendim.
Tu vois... C'est moi qui ai sauvé des vies, aujourd'hui.
İyi, gördüğün gibi, şimdi biraz meşgulüm.
Comme vous pouvez le voir, je suis un peu occupée là.
Bu oyunun amacı toplarla heykelin şapkasını vurmak. Ama gördüğün gibi şapkaların yarısı yapışık.
Le but du jeu est de faire tomber le chapeau avec une balle, sauf que comme tu le vois, la moitié des chapeaux sont collés.
Gördüğün gibi besleyecek çok mide var.
Avec toutes ces bouches à nourrir.
Gördüğün gibi.
Et voilà.
Gördüğün gibi mısırlar yumuşak ve oldukça iyi tuzlanmış.
Comme tu le vois, ils sont gonflés, et bien salés.
Gördüğün gibi, burası basit bir köy değil.
Comme vous le voyez, ce village vous donnera du fil à retordre. - Agent PARK?
Bana baktığında gördüğün kişi gibi olmak istedim.
Je voulais être ce que tu vois quand tu me regardes.
Hayatında gördüğün en güzel süveter değilmiş gibi davranmayı bırak Ron.
Fais pas style que c'est pas le plus beau pull que t'aies jamais vu?
Ve gördüğün gibi onları alıyoruz, değil mi?
On ne va pas les jeter.
Sen tamamen temiz misin yoksa o hor gördüğün soysuz kapitalist batılılar gibi misin? Benim için, sizler kölesiniz.
Êtes-vous pur, ou aussi corrompu que les capitalistes de l'Occident que vous méprisez?
Tepede gördüğün şey her zamanki gibi bir meteordu.
Ce qu'on a vu sur la butte, c'était un météore, un météore tout à fait ordinaire.
Gördüğün gibi işte.
Bon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]