Gibi bir şey traducir francés
16,844 traducción paralela
Etrafımda gezinen kara bulut gibi bir şey hep vardı.
Il y a toujours eu quelque chose, une espèce de nuage noir au-dessus de moi.
Yani beni gerçekten de şeytan gibi bir şey olduğuma inanmaya zorladı.
Elle m'a toujours fait croire que j'étais le diable ou un truc du genre.
Hep etrafımı çevreleyen kara bulut gibi bir şey vardı.
Il y est toujours eu quelque chose, comme un nuage sombre qui pend sur moi.
- Tarikat gibi bir şey mi?
Est il partie de quelque gentil de culte ou quelque chose?
Etrafımı çevrelemiş kara bulut gibi bir şey vardı hep.
Il y est toujours eu quelque chose, comme un nuage sombre pendre sur moi.
Araba servisi falan gibi bir şey mi bu?
Oh! Un genre de VTC?
Güzel. Bu araba servisi gibi bir şey mi?
C'est un genre de VTC?
Bu "bang bus" gibi bir şey mi?
C'est un bus à baise en fait? Non!
Wyclef Jean gibi bir şey yapabiliriz Haiti için bir hayır kurumu başlatırız ama parayı biz alırız.
Tu sais, on pourrait faire comme Wyclef Jean et créer une oeuvre de charité pour Haiti, et garder tout l'argent pour nous.
O insanların Cinemax'i gibi bir şey.
Il est, en gros, le Cinemax des humains.
Belki de, esmer pirinç gibi bir şey.
Et après, um, vous allez vouloir du brun avec le blanc, n'est-ce pas? Alors, comme, peut-être, euh, comme du riz brun.
Onun gibi bir şey, evet hanımım.
Quelque chose comme ça, oui.
Bu beleş porno izlemek gibi bir şey.
C'est comme un porno gratuit.
Hadi ama! Bize bu insanları öldürmeye son verin demen KFC'nin sahibi Albay Sanders'ın tavuk yemeyi bırakın demesi gibi bir şey.
Toi qui nous demandes d'arrêter de tuer, c'est comme KFC demandant de ne plus manger de poulet.
Bu, ölülerin Rock konserine gitmek gibi bir şey.
C'est comme un concert de rock des morts.
Onun gibi bir şey.
Quelque chose comme ça.
Onun gibi bir şey diyor.
Quelque chose comme ça.
İnsanlar burayı genelde avlanmak, balık tutmak ya da onun gibi bir şey için kullanıyor. Bulduğun gibi bırakman gerek
Bah, c'est principalement pour la chasse ou la pêche ou un truc dans le genre et tu n'as qu'à la laisser dans l'état où tu l'as trouvée.
Bataklık'taki tüm o sikikler gibi bir şey hissetmeye çalışmak istiyorsan devam et. Ama benden bu kadar.
Comme tous ces gens au Quagmire, qui essaient n'importe quoi pour ressentir un truc?
Bir kişinin böylesi bir nüfuza sahip olması zaten yeterince kötü ama bir de kontrolden çıkmışsa, bir sorunu varsa madde bağımlılığı gibi Amerikan siyasetinin dümenine bir ayyaşın geçmesi gibi bir şey olurdu.
- Vous savez, il est en soi inacceptable que quiconque dispose d'une telle influence. Mais si celle qui possède ce pouvoir dérape, si elle a des problèmes, une addiction, eh bien, le bateau de la politique américaine se retrouve tout bonnement conduit par une ivrogne.
Şunun gibi bir şey mesela "Kişi eline silah alacak kadar çaresiz kaldıysa silahlara yaklaştırılmamalı asla."
Et celle qu'il nous faut, c'est la suivante. Celui qui est aussi pressé de mettre la main sur une arme ne devrait même pas avoir le droit d'en approcher une.
Acaba, bunun gibi bir şey olabilir mi?
Du genre de... celle-ci?
Onun gibi bir şey
Quelque chose comme ça.
Evet, onun gibi bir şey.
Quelque chose comme ça.
İlk defa ben de senin gibi bir şey bilmiyorum.
Je suis aussi ignorant que toi, pour une fois.
Takılmaya başladık gibi bir şey.
On sort un peu ensemble en quelque sorte. - Ou... ais
Lyons bana söylediğin inandığım tek bir şey varsa o da polislerin Armitage gibi bir şirkete bir şey yapamayacakları.
S'il y a bien une chose que Lyons m'a dit et que je crois vraiment, et que les flics ne peuvent rient tenter contre la Cie Armitage.
İlkel bir şey. El yapımı gibi.
Genre de brut, comme un objet.
Öyle bir şey olmayacak çünkü ebeveynlerim bana kendime saygılı olmayı ve senin gibi erkeklerden uzak durmayı öğretti. "
"Non, cela n'arrivera jamais parce que mes parents vont m'apprendre à me respecter et à rester loin des garçons comme toi."
Size bir şey söyleyeyim mi konu ağlama olunca, bu adam bildiğiniz Julianne Moore gibi oluyor.
Quand ce type ouvre les vannes, on dirait Julianne Moore.
Bir şey olmuş gibi. Hayır, bir şey...
- J'ai bien l'impression.
Aslında bir şey söylemek istemedim ama ağabeyin bir süredir seninle ilgili öyle bir konuşuyor ki... Sanki senin işini bitirmeye kendini adamış gibi Jimmy.
Je ne comptais rien dire, mais la façon dont ton frère parle de toi montre combien... il en a après toi, et...
Sana çok yüksekmiş gibi gelen bir ses duyabilirsin ama endişe edecek bir şey yok.
Vous entendrez un son qui paraîtra fort, mais ne vous en inquiétez pas.
Sana sadık kalmak istedim ve erkekliğe yakışmayan bir şey gibi de görünmedi.
Je voulais te rester fidèle, sans paraître moins qu'un homme.
Dediğim gibi beyler, yapacağınız şey şu bu QR kodunun resmini çekeceksiniz, uygulamayı indireceksiniz Facebook'u kullanarak giriş yapacaksınız ve kısacık, 30 saniyelik bir reklam izleyeceksiniz. Ve online siparişinizi aldığımızda, hemen size bir bira vereceğiz.
Donc, vous prenez ce code QR en photo, vous téléchargez l'appli, vous vous connectez avec Facebook, regardez une petite pub, et dès qu'on a votre commande, on vous sert.
Kimsenin başına gelmesini istemeyeceğin rezil bir şey gibi görünüyor. Yabancı bir şehirdeki kötüleyici methiyeleri duymak.
Ca semble une chose pourrie à ne souhaiter à personne, un éloge peu flatteur dans une ville inconnue.
Ortamı yumuşatmak için bir şey vermeye ne dersin? Kendime saygı duymam gibi mesela? - Özüme dönmek için almam gereken bir şey?
Il y avait un type en imperméable à l'extérieur de sa chambre d'hôpital.
Yani benden bir şey yapmamı isterseniz şu an sizi evinize bırakmak gibi, bana ödeme yapmalısınız.
Si vous avez besoin de moi, que je vous ramène chez vous, disons, il faudra me payer.
Bayanlar, bayanlar... Lütfem, ne olur. Virüs gibi yayılacak bir şey yapmayın.
Mesdames, ne faites rien qui puisse faire du buzz.
Yoksa başka bir şey gibi mi hissediyorsun?
Ou comme quelque chose d'autre?
İçinde Baja Blast olan bir şey var mı, Mountain Dew veya Pepsi gibi?
Avez-vous n'importe quoi qui aurait tout type de Baja Blast dedans, Que ce soit Mountain Dew, Pepsi, quoi que ce soit?
Kirill : Gördüğünüz gibi hasta sonu olağan dışı bir şey yaşanmamış. Sadece bir Meksikalı kadın çöpü boşaltıyor.
Vous voyez, rien de tout le weekend à part la Mexicaine qui vide les corbeilles.
"Tuvalete gitmekten hiç sıkılmıyor musun?" diye sormak gibi bir şey bu.
Ce serait comme trouver monotone d'aller aux toilettes.
Ya da silah lobisinin korku tellallığı yapıp Heaton-Harris'i olmadığı bir şey gibi göstermeye çalışmasını?
-... une fausse idée de la loi.
Mulder. Bu şey gerçekten insanların tarif ettiği gibi görünüyorsa güzel bir fotoğrafını çekeceğim.
Si cette chose ressemble à ce que tout le monde prétend, je veux avoir une bonne photo.
Burnumu sokmak istemem ama sanki bir şey seni çok rahatsız ediyor gibi geldi.
Si je peux me permettre, vous semblez porter un fardeau bien lourd.
Çok tuhaf çünkü mektup açıcı 90 derecelik açıyla giriyor sonra sanki bir şey arıyormuş gibi 60 derecelik açıyla beynine gidiyor.
C'est bizarre, il entre avec un angle de 90 ° puis bifurque à 60 jusqu'à son cerveau, comme s'il recherchait quelque chose.
Sanki her sey bir anda olmus gibi...
Tout semble si soudain,
Bazen acımış olmak için acıyormuş gibi geliyor. Yani böyle bir şey mümkün mi bilemem.
C'est comme une avalanche de douleurs.
Seninle göz teması kurdu ve şüpheli ya da bir şey gizliyormuş gibi görünmedi.
Il te regardait et ne semblait pas agir bizarrement, ni cacher quelque chose.
Vay be, bugün ciddi bir şey öğrendin gibi duruyor.
On dirait que vous avez appris quelque chose aujourd'hui.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17