English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ G ] / Görüyorsun işte

Görüyorsun işte traducir francés

207 traducción paralela
Görüyorsun işte.
Tu as vu ça.
- Ne oldu? - Şey, görüyorsun işte - —
- Que s'est-il passé?
Görüyorsun işte.
Vous voyez bien.
Neticede, görüyorsun işte, parası ilgimi çekiyor.
Après tout, voyez-vous, c'est un pécule intéressant.
Görüyorsun işte.
Alors vous me voyez.
Normal, yetişkin ve düşünceli bir adamla buradaki yabani, aptal insanlar arasındaki farkı görüyorsun işte.
Voilà la différence entre un adulte normal, et tous ces fous.
# Ama görüyorsun işte #
Mais sache-le, toi
Görüyorsun işte, çok çok meşguldüm.
Vous voyez, j'ai été très occupée et...
- görüyorsun işte.
- Ce que tu vois.
Pek geçinemiyoruz, görüyorsun işte?
On ne s'entend pas très bien.
Nerden bileyim, görüyorsun işte?
Comment je le saurais?
Görüyorsun işte meleğim ufaklık gidince özgüveni de gitti.
Vois-tu, mon ange, sa bistouquette a perdu son aplomb.
Ne yaptığımızı görüyorsun işte.
Tu vois qu'on est occupés.
Görüyorsun işte. Kendini işine adamış yalnız ve ciddî gazeteci pozuna her girdiğinde o pozu bir tarafına sokmanı söylerim.
Je te l'avais dit, tu me parles de ta condition de journaliste dévoué et je m'en fous.
İyi görüyorsun işte, bu akşam olanlardan sonra belki de benim...
Tu vois, après ce qui s'est passé ce soir,.. .. je pense que je devrais...
- Görüyorsun işte. Nasıl iş bu, üç aydır çıkmadı bu sargılar?
Qu'est-ce que c'est, depuis 3 mois, t'as toujours des pansements!
Heyecanlandığımda olanları görüyorsun işte.
Ça arrive quand je suis tout excité.
Söylerim ama görüyorsun işte yönetmen "repliklerini ezberlemedin." diyor.
Oui, mais le réalisateur me dit que je ne connais pas mes répliques.
Görüyorsun işte.
Tu vois.
İşte görüyorsun Vitus ona nasıl şefkatli ve iyi baktım.
Vous voyez, Vitus, je me suis occupé d'elle tendrement et bien.
- İşte, görüyorsun!
- Vous voyez.
Gözlerin var, Freddy. Kendin de görüyorsun. Artık bu işte tek başıma değilim.
Vous avez des yeux, vous voyez que je ne suis plus tout seul.
Ama görüyorsun ya, inanıyorlar işte.
Mais tu vois que si.
Evet ama görüyorsun işte, onun yerine koyacak bir şeyin var.
Vous l'avez remplacée.
Bu adamlar tam bir beladır görüyorsun ya, sende gördün işte.
L'ennui avec ce genre de types, c'est que les paroles ne sont qu'un début.
Görüyorsun, Jimmy, İşte bu yüzden paraya ihityacımız var.
Vous comprenez pourquoi j'ai tant besoin d'argent.
Sen beni dolabındaki eski bir palto olarak görüyorsun. O kadar anlarsın işte.
Pour vous, je suis une paire de pantoufles faites á votre pied.
İşte burada... büyük televizyon endüstrisinin cüzzamlıların görüyorsun. İsimsiz kahramanlar.
Des hommes sans visage.
Görüyorsun ya JJ, Washington'da istihbarat böyle işliyor işte.
Vous voyez d'où je tire ma réputation d'homme bien informé.
Bir yıl önce yine uykumda gezerken... birisi beni tokatlayıp uyandırdı. Ve işte görüyorsun, hala yaşıyorum.
La dernière fois, il y a des années, on m'a giflée, et voyez, je suis encore vivante.
İşte, tam da başladığımız yere geri döndük görüyorsun.
Comme autrefois.
İşte. Görüyorsun değil mi?
Alors, vous voyez?
Görüyorsun bak işte.
Tiens!
İçeri girmeme izin vermiyorlar! İşte! Aşırıcılığın sonunun ne olduğunu görüyorsun?
C'est votre extrémisme qui nous mène jusque là.
İşte görüyorsun.
Vous le voyez...
Görüyorsun değil mi? Tekrar su işte.
"Et ses larmes..." Encore l'eau, vous voyez?
- Evet. Al işte görüyorsun ya!
Ça recommence.
İşte, ne görüyorsun?
Là, vous voyez?
Görüyorsun, işte I. Perde, II. Perde, III. Perde.
Acte 1, acte 2, acte 3... tu n'as qu'à dire ton texte clairement, avec émotion... et Virginia... apparaîtra.
Görüyorsun yalnızım işte
Tu m'as vu, j'étais seul
İşte böyle... Görüyorsun...
Ben nous, tu vois... on travaille.
İşte hiç anlamadığım şeylerden birisi, Franz,... bunu her seferinde kendine reva görüyorsun, eski tas eski hamam.
Ce que je ne comprends pas, Franz, c'est qu'à chaque fois, tu te farcisses le même sermon.
İşte seni buraya neden getirdiğimi görüyorsun.
Vous avez compris pourquoi je vous ai fait venir.
Görüyorsun, Lois böyle bir kız idi işte.
Loïs était comme ça.
İşte, görüyorsun ya.
On y revient.
İşte görüyorsun.
Tu vois?
İşte, görüyorsun. Senin için neden zor olduğunu bilmek istiyorum.
Je veux savoir pourquoi... c'est difficile pour toi.
İşte görüyorsun. Beni maskara haline getiriyorsun.
Vous faites de moi la risée de ces enfants.
- İşte görüyorsun.
Tu as compris, non?
Şu yirmi kişiyi görüyorsun ve işte sen de oradasın.
Voyez ces vingt types? Vous voilà, derrière la machine.
işte, üstünlüğü ne gibi görüyorsun budur.
Vous vous croyez maîtres en arts martiaux?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]