Havai traducir francés
1,488 traducción paralela
Havai fişek patlatmak gibi eğlenceli bir şey.
C'est marrant.
Peki, hafta sonu çok yakın bir bira sevkiyat gecikme, l daha havai fişek olurdu bekleniyor.
Une livraison de bière en retard juste avant le week-end, je m'attendais à plus d'étincelles.
Vay be, havai fişekleri sevmez misin?
Tout droit de l'autre coté de la rue.
Dekorasyon, çiçekler, havai fişekler harika. - Bublé burada mı?
Les décorations, les fleurs, les feux d'artifice sont étonnants.
Havai fişek kaçakçılarına şükredelim.
Vive les trafiquants de feux d'artifice.
- Havai fişekler gibiydi.
- Un vrai feu d'artifice.
"HAVAİ FİŞEK" Arkadaşlar,
Merci à Raceman Les gars,
hadi havai fişek atalım!
Que les étincelles volent!
Sadece senin içindi. Kabuki ve havai fişekleri de gördük.
Et on a vu du kabuki et un feu d'artifice.
Noel Arifesi gecesinde konuklarımız ve bizler görgü kuralları sınırları içinde havai bir gece geçirmek için Büyük Salon'da toplanırız.
La nuit de Noël, nos hôtes et nous nous rassemblons pour une nuit de frivolité bienséante.
Bu akşam için plan ne? Havai fişekler?
Vous tirez des feux d'artifice ce soir?
Size eşlik edeyim. Havai fişekleri atarız.
On tirera des feux d'artifice!
Adım J. Lyle Bana derler havai
Mon nom est J. Lyle, dit le sauvage
- Havai fişek olduğunu düşünecekler.
- Ils vont croire à des feux d'artifice.
Havai fişeklerden ve kurşunlardan daha büyük!
C'est plus fort que des pétards ou des balles.
- Ben havai fişeklere bayılırım!
J'adore les pétards!
- Havai fişek gibi galiba.
Comme un pétard, je crois.
Havai fişekler.
Riley blaguait.
Havai fişek tertibatı çalışmıyor.
Problème technique.
Havai fişekler çalışmıyor.
Les feux d'artifice sont morts.
Geri kalan havai fişekleri patlat.
Lancez les feux d'artifice restants.
Mark, havai fişek görevi senin.
Mark, tu gères les feux d'artifices.
Çocuklar, havai fişekleri bırakıp bize gelin.
Les enfants, sans les feux d'artifices, vous êtes tous invités.
O şatafatlı havai fişekli gösterileri de ilk onlar yapmış.
et beaucoup de pyrotechnique.
Evet, Havai'nin sütlü dağlarına hayranlıkla bakın!
Et vous émerveiller de la beauté des montagnes blanchâtres d'Hawaï!
Örneğin ailelerden birinin..... kedisine M-80 havai fişeği zorla yutturmuş.
Par exemple, il a forcé le chat d'une famille à avaler un énorme pétard.
- Ulaşılmaz, havai gibi.
- Tu sais, aérienne, légère.
Bende havai fişek patlatmayı seviyorum.
J'aime jouer avec les feux d'artifice.
Geçen yıl bir öğrenciyi havai fişeklerle yakaladım ve eve geldiğimde hala çantamın içindelerdi.
L'an passé, j'ai surpris un élève avec des feux d'artifice, et ils étaient encore dans mon cartable quand je suis rentré à la maison.
Artık bunu aş demek istedim. Ama bunun yerine havai fişekleri ormana götürüp onları patlattım.
J'avais envie de te dire de ne pas en faire un plat, mais à la place je suis allé dans les bois avec mes feux d'artifice et je les ai fait péter.
Bakın, arabamdan bir kaç havai fişek alabilirim.
- J'ai des torches dans ma voiture.
Amcam benim için yeni havai fişekler almış.
Mon oncle m'a acheté des feux d'artifice.
Kafasında havai fişekler patlarken sudan çıktığı filmi hiç izlediniz mi?
Comme celui où elle sort de l'eau et qu'un truc lui sort de la tête?
Evet! - Havai stili yapacağım, tatlım.
La levrette hawaïenne.
Yine de Havai, San Francisco, Portland.
Quand même, Hawaii, San Francisco, Portland...
"Güven bana amca, ne olursa olsun kutlamalar devam edecek ve havai fişekler bunun büyük parçasını oluşturacak."
"Fais-moi confiance, mon Oncle, quoi qu'il arrive, la fête continuera... et les feux d'artifices en feront partie intégrante."
Belki yan tarlada birileri havai fişek atıyordur, ya da senin süper duyuşun iki eyalet ötedeki bir arabanın egzos patlamasını duydu.
Peut-être que quelqu'un a lancé des feux d'artifices dans le champ d'à côté, ou... peut-être qu'avec ta super ouïe tu as entendu une voiture pétarader deux comtés plus loin.
Havai fişek.
Des pistolets fusées.
Arkadaşlarımdan birisi Havai'den oldukça büyük bir paket gönderdi. Yani önümüzdeki birkaç hafta böyle çılgın şeyler söyleyebilirim sana.
Eh bien, un de mes amis m'a envoyé un très gros sac d'Hawaii... donc je risque de dire toutes sortes d'idioties pendant les prochaines semaines.
Dolaşarak havai fişek satıyor, Tahmin edebileceğin gibi sezonluk bir iş.
Il vend des feux d'artifice, ce qui est, vous vous en doutez, saisonnier.
O havai fişekle Ateş Ordusu'na işaret gönderdiniz.
Tu as prévenu les navires du Feu avec cette fusée.
Sadece Çinlilerin havai fişekleri.
On n'a que les pétards des Chinois. Oui.
Washimine Grubu'nun kavgasını başlatmaya tek lanet havai fişek gösterisi yeter.
Le feu d'artifice annonce le début du combat des Washimine.
Belki de sadece havai fişeklerdir.
Ce n'est peut être que des feux d'artifice?
Havai Lewis mi?
Cody Lewis?
Janet Havai Lewis'e abayı yakmış.
Kaitlin suivait son cours d'art.
Bir şey düşünüyordum. - Havai fişek gösterisi bu gece olacak değil mi?
Maintenant quoi?
Kızım Havai'ye konferansa gidiyormuş.
Ma fille va à Hawaii.
- Havaî fişek mi?
- Des feux d'artifice? - Oui.
Havai fişekler geliyor.
Que le spectacle commence.
Benim havai kahvaltım nerde?
Il est où mon petit-déjeuner original?