English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hayvanat bahçesi

Hayvanat bahçesi traducir francés

767 traducción paralela
Hayvanat bahçesi dışında bir kaplan göreceği hiç aklına gelmemiştir herhalde.
Elle n'en a sûrement jamais vu ailleurs qu'au zoo.
- Bence hayvanat bahçesi işletiyoruz.
- On dirige un zoo, non?
Hayvanat bahçesi... parkın içindeydi.
Le zoo, oui. Le zoo était dans le parc.
Nuh'tan beri en büyük özel hayvanat bahçesi.
Un "zoo" comparable à celui de Noé!
Mesela bugün, bodrumda bir hayvanat bahçesi yapmışlar, ve hepsi birer hayvan olmuşlar.
Aujourd'hui, ils jouaient au zoo, et imitaient des animaux.
Ben aşağı indiğimde, Hayvanat bahçesi görevlisi, Homer... "Sen hangi hayvansın?" dedi.
Quand je suis arrivée, Homer, le faux gardien du zoo... m'a dit : "Quel animal es-tu?"
Burası kışla. Hayvanat bahçesi değil.
C'est une base militaire ici, pas un zoo.
Alo, Griffith Park Hayvanat Bahçesi, Yılan Bölümü, buyurun.
Ici, le zoo de Griffith Park, section des reptiles.
Kendime küçük bir hayvanat bahçesi bile açabilirim.
Je me ferai directeur de ménagerie!
İşte gidiyoruz. Sonraki durak Bronx Hayvanat bahçesi.
Prochain arrêt, le zoo de New York!
Bunun, Dorgenbeck ve Chicago Hayvanat Bahçesi siparişlerini geciktireceğini biliyorsun, değil mi?
Ca va retarder la commande du zoo de Chicago.
- Hayvanat bahçesi mi?
- Le zoo? - Bien sûr!
Victoria Memorial, Whiteway Laidlaw Hogg Market, hayvanat bahçesi, Fort William...
Le Mémorial Victoria, Whiteway Laidlaw... Hogg Market, le zoo,
Sizi nadir örümcekler üzerine yaşayan en büyük otorite olarak refere eden Regents hayvanat bahçesi yöneticilerini tanıyorum.
Les directeurs du Regents Zoo vous considèrent la plus grande autorité sur les araignées rares.
Hayvanat bahçesi nerede?
Où se trouve le zoo?
Dünyanın her yerinde evlerimiz var, ama en sevdiğim kendi hayvanat bahçesi olan Deauville'deki yazlığımızdı.
Nous avons des maisons partout, mais celle que je préfère, c'est notre villa à Deauville et son zoo privé.
Ve oraya vardığımızda kendi hayvanat bahçesi olan... güzelim bir şato..... alacağız.
Une fois là-bas, on s'achètera un petit château... avec son propre zoo privé.
Cehennemdeki bir hayvanat bahçesi gibi görünüyor.
On dirait la ménagerie de l'enfer.
"HAYVANAT BAHÇESİ" BÖLÜM I
"LA MENAGERIE" 1 RE PARTIE
Hayvanat bahçesi burada.
Avec le zoo.
Üzgünüm ama bence onu kabul edecek bir hayvanat bahçesi bulmak zorundasın.
Je suis désolé, mais il faut que vous trouviez un zoo qui l'accepte.
Adım gibi eminim, ona bir ay içinde çok güzel bir hayvanat bahçesi bulacağız.
Nous pourrions trouver un bon zoo d'ici un mois, j'en suis sûr.
Acele et, hayvanat bahçesi birazdan açılacak.
Dépêchez-vous, le zoo ouvre dans 3 mn..
"HAYVANAT BAHÇESİ" BÖLÜM II
"LA MENAGERIE" 2E PARTIE
Kafesteyim, bir hücre, bir çeşit hayvanat bahçesi gibi.
J'étais dans une cage, une cellule, une sorte de zoo.
Kafeste ve tutsak bir hayvanat bahçesi yaratığı olarak mı?
Comment? Prisonnier d'une cage, un spécimen de zoo?
Hayvanat Bahçesi'ne gidebilir miyim?
Puis-je aller au zoo!
Buluşacakları son gün gelmişti nihayet. Saat 2'de Hayvanat Bahçesi'nde.
Enfin vint le jour de leur dernière rencontre.
Hayvanat bahçesi bekçisi değil.
Alors, ce n'est pas un gardien de zoo.
Üç okul, iki restoran ve bir hayvanat bahçesi ziyaret ettim.
J'ai visité trois écoles, deux restaurants et un zoo.
HAYVANAT BAHÇESİ
ZOO EXPRESS
Bazen yemekten sonra Central Park Hayvanat Bahçesi'ne gidip yarım saat aslanları çiziyor.
Elle dessine des lions. Uniquement des lions!
Hayvanat bahçesi şempanzelerin diğer maymunlar gibi vejeteryan olduğunu söyledi, efendim.
Au zoo, on m'a dit que les chimpanzés étaient végétariens.
Hayvanat bahçesi mi?
Au zoo?
Hayvanat bahçesi.
Le zoo.
Bir hayvanat bahçesi. - O New York'luların düşüncesi.
- C'est ce qu'on dit à New York.
Fakat, Mr. Governor, her genel ve özel hayvanat bahçesi, polis tarafından aranmıştı, ve benimkinin de dahil olduğu tüm sirkler.
Mais tous les zoos ont été fouillés par la police, et mon cirque aussi.
Hayvanat bahçesi dönüşündeler.
Ils prennent la sortie du zoo.
Onu yılda bir kez hayvanat bahçesi ve sirke götürüyorum.
Je l'emmène au zoo et au cirque une fois par an.
Bu nasıl bir hayat? Kafese kapatılmış hayvanlar gibi. İkinci Cadde'nin hayvanat bahçesi gibi?
Mais pourquoi vivre ainsi, comme des animaux en cage... dans ce zoo, oû il fait toujours trop froid ou trop chaud.
Hayvanat bahçesi, Chuck, kentin bir numaralı sıçanlar, tavşanlar ve domuzlar koleksiyonu.
La plus grande collection de la ville de rats, de lapins et de cobayes.
Park alanı, restoranlar ve hayvanat bahçesi sağ taraftadır.
Le parking, pour les rafraîchissements et le zoo, est à votre droite.
Hayvanat bahçesi!
Quel cirque.
Safari, Hayvanat Bahçesi... Bu maceralardan sonra tamamen bitkin düştüm.
Cette aventure au zoo safari m'avait crevé.
- Çöl hayvanat bahçesi mi? - Hani çölde olur ya...
Tu as vu ces pancartes dans le désert :
Şu hayvanat bahçesi derneğindeki çocuklarına dikkat et. Kasabamda sarhoş isyanı istemiyorum.
Autre chose, t'as intérêt à surveiller ces confréries de brutes.
Hayvanat bahçesi programını izledim, çok güzeldi.
J'ai vu votre reportage sur le zoo. Admirable!
Söylesene, bu ne demek oluyor, yüzen bir hayvanat bahçesi mi?
C'est quoi? Un zoo flottant?
Ben hayvanat bahçesi sevmem, ya sen?
C'est la visite du zoo.
Cinzano, hayvanat bahçesi.
Le Cinzano... le zoo...
Hayvanat bahçesi gibidir.
C'est un vrai zoo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]