Ilerleme traducir francés
2,809 traducción paralela
Hâlâ ilerleme kaydediyorum, ama...
C'est toujours d'actualité, mais, hmm...
Her kim yapmış olursa olsun bugün ilerleme kaydettik.
Peu importe qui c'était, on a fait des progrès aujourd'hui.
Joe Logan geldiğinden beri büyük ilerleme kaydettiler.
De grands progrès depuis l'arrivée de Joe Logan.
Ancak yaşanan trajedinin ötesinde, kazadan bu yana üç gün geçmesine rağmen, kurbanın kimliğin tespitinde hiçbir ilerleme gösteremeyen yetkililer nedeniyle durum gizemli bir hal aldı.
les authorités n'ont fait aucun progrès pour identifier la victime en trois jours depuis l'accident. "
Birliklerin ilerleme yönü, ganimet, toplar hakkındaki hakikat sizi hür kılabilir.
La vérité, alors - sur les mouvements des troupes, le butin, les canons - pourrait te libérer.
Sanırım ilerleme sayılabilecek bir şey var.
C'est une percée.
Geçen ay içinde, biyoteknoloji, mühendislik ve silah alanlarında büyük ilerleme kaydedildi, ve onlara bir genetik problemi vermek üzereyiz.
Au cours du mois dernier, ils ont progressé en biotechnologie en ingénierie et en armement. Et nous sommes sur le point de leur donner un problème de génétique.
Bölüm Beş'te bir ilerleme kaydedebildin mi?
ça avance avec la section 5?
Hiç ilerleme kaydedebildiniz mi?
Vous faites des progrès, les gars?
Okuldan gelen son ilerleme raporun öyle demiyor.
Pas d'après ton dernier bulletin scolaire.
Üniformasız Pinochet askersiz bir hükûmet demektir diğer bir deyişle, ilerleme demektir.
Pinochet sans uniforme, c'est le gouvernement sans l'armée. En d'autres termes, le progrès.
Bir ulusu yıpranmış popülizmden ve ekonomik durgunluktan çıkardı ve tüm Şili halkı için çağdaşlık ve ilerleme yolunu açtı.
Pour faire décoller la nation des voies populistes et de la stagnation économique et la mener sur la voie de la modernisation et du progrès pour tous les Chiliens.
Dedektif Britten, bu büyük bir ilerleme.
Inspecteur Britten, c'est un énorme cap.
Sanırım sonunda gerçekten ilerleme kaydediyorsunuz.
Je penses que vous faites finalement de réels progrès.
Buna ne dersin biliyorum. Ama bu ilerleme değil.
Je ne sais pas comment tu l'appel, mais ce n'est pas le progrès.
Ama sanırım bu ilerleme olduğunu gösteriyor.
Je pense que ça représente le progrès.
Korkarım ki bu ilerleme anladığınızdan daha acılı olacak.
J'ai simplement peur que ce progrès ne soit plus douloureux que vous semblez le croire.
Öpüşmende ilerleme var.
Ta technique s'est améliorée.
Daphne, bunun moral bozucu olduğunu biliyorum ama ilerleme kaydediyoruz.
Je sais que c'est frustrant.
Duydum ki çalışman ilerleme kaydediyormuş.
On me dit que vos travaux avancent,
Şimdi olmaz, gerçekten ilerleme kaydetmişken olmaz.
Ne l'éloignez pas de nous, pas maintenant, pas quand nous faisons un réel progrès.
Eğer senin gerçek olduğun fikrine kapılırsa, hiçbir ilerleme kaydedemez. Sen de öyle.
Si elle se retranche dans la croyance que tu sois réel, elle ne fera aucun progrès, et toi non plus.
Beni mazur görün, Bay Marsh. Blockbuster'ınız o iki olumsuz kahpe yüzünden ilerleme kaydedemeyecek.
Si je puis me permettre... votre Blockbuster n'aura aucun client avec ces deux saboteurs dans les pattes.
Son 60 yıldır teknik olarak ilerleme kaydettik Bilim ve teknoloji adına
Depuis ces 60 dernières années nous avons plus d'avance technologique... que le démonique Ouest sioniste... pourrait en réver.
Tamam, yani Mike henüz ilerleme aşamasında.
Bon, Mike avait encore des progrès à faire.
Ancak ayakları egemen ya da ilahi bir gücün isteğiyle ilerlese de insan anatomisinin en küstah kası, kalp ilerleme için farklı sebepler ortaya atar.
Même si ses jambes avancent par une volonté supérieure, souveraine ou divine son coeur, muscle le plus insolent de toute son anatomie, dicte d'autres raisons à la marche.
Kendisi hepimize örnek olacak şekilde, inanılmaz ilerleme gösterdi.
Elle a fait d'énormes progrès, c'est un exemple pour nous.
Biraz ilerleme kaydettik.
- Au moins, on a quelque chose.
Pekala, sen bunları yaparken doktor ve ben de ilerleme kaydettik.
Très bien, pendant que tu fais ça, Doc et moi allons faire progresser l'enquête.
Bu bir ilerleme.
Ca marche. Ca progresse.
Böylece daha kolay ilerleme kaydedebiliriz.
- Ça peut faire avancer les choses.
Ama iki ay önce bir ilerleme kaydettik dinginlik onu kapladığında.
Mais ensuite, il vint un moment, il ya deux mois, où une sérénité est venu en lui.
Bugün büyük bir ilerleme kaydettik.
- Ouais. Je pense qu'on a beaucoup accompli aujourd'hui.
Sarah Latham. Ha, ilerleme takımındaki şu kendi halindeki kız.
Oh, la fille chaleureuse de ton équipe d'avant.
- Üzgünüz, Stan amca. - Ama davada büyük bir ilerleme kaydettik.
Désolé, oncle Stan, on a fait une découverte!
Mabel, davada büyük ilerleme!
Mabel, on vient de faire avancer l'enquête.
Evet, ilerleme kaydediyorsun.
Vous progressez.
Angelica'yı bulma olayında ilerleme kaydettiniz mi?
Du nouveau sur Angelica?
Kate Jordan konusunda ilerleme var mı?
On en est où avec Kate Jordan?
Benim aklımı kurcalayan da işte o aşağı doğru ilerleme.
C'est cet angle descendant qui me dérange.
İlerleme kaydettin.
Eh bien, tu as fait des progrès.
Endişelenme Bazı İyi Haberlerim Var. Bir İlerleme Kaydettim.
J'ai de bonnes nouvelles, j'ai fait des progrès.
Senin Son Aylardaki Hızlı Yükselişin Bir Anda Gösterdiğin İlerleme, Bu Nasıl Oldu, Earl?
Tes notes ont vite augmenté dernièrement, tu prends quoi?
Büyük ilerleme.
Une percée.
SESSİZ İLERLEME
MODE FURTIF
İlerleme kaydetmeyen programlar kapatılır.
{ \ cH00ffff } Tout ce qui ne marche pas est arrêté.
- İlerleme kaydettik!
Une découverte!
Hayır, Matthias, yanılıyorsun. İlerleme kaydetti.
- Non, Matthias, tu te trompes, il a fait des progrès.
Hiç ilerleme kaydedemedik.
Aucun progrès.
Tüfekte bir ilerleme oldu mu?
Le fusil a donné quelque chose?
İlerleme gösterdiniz, komiserim.
Bien, c'est assurément un progrès, Chef.
ilerlemeye devam edin 25
ilerleme var mı 16
ilerleyin 224
ilerle 193
ilerliyor 22
ilerliyorum 16
ilerleyelim 21
ilerliyoruz 19
ilerleme var mı 16
ilerleyin 224
ilerle 193
ilerliyor 22
ilerliyorum 16
ilerleyelim 21
ilerliyoruz 19