Inanır mısın traducir francés
1,072 traducción paralela
- Karanlığın gücüne inanır mısın?
Et au pouvoir des esprits maléfiques?
86 kilo olduğuma inanır mısın?
Croiras-tu que je pèse 85 kg?
- O zaman inanır mısın bana?
Me croirais-tu alors?
- Erdeme inanır mısın?
Vous ne croyez pas à la grâce?
Buna inanır mısınız Bay Walker?
Y croyez-vous, M. Walker?
Gerçeği anlatırsam bana inanır mısın?
Tu me croiras si je dis la vérité?
Kadere inanır mısınız efendim?
Vous croyez au destin?
Hayaletlere inanır mısın?
- Tu crois aux fantômes!
Şansa inanır mısınız?
Seriez-vous timide, par hasard?
Ve biraderlerim, inanır mısınız sizin sadık arkadaşınız, kurban edilmiş anlatıcınız iki km'lik kırmızı yabzikini çıkarttı vonili ve grahznili ayakkabıları yalamak için.
Et, ô mes frères, le croirez-vous : votre fidèle ami et narrateur martyr... a sorti une rouge yahzik de 2 km... pour lécher les grahzny et vonny souliers.
Bu koca lanet ülkenin geleceğinin bir fidyeye bağlı olduğuna ve yarın akşamdan önce ödememiz gerektiğine inanır mısın?
Auriez-vous pensé que ce pays serait tenu en otage et que nous avons jusqu'à demain midi pour payer la rançon?
- Büyücülere inanır mısınız, Bayan Drummond?
- Vous croyez à la sorcellerie?
Bu tür şeylere inanır mısın?
Et à ce genre de truc-là?
O zaman şimdi söyle, Tanrı'nın varlığına inanır mısın?
Le mal existe en chaque homme. Répondez-moi.
Vampirlere inanır mısın, ufaklık?
Tu crois encore aux vampires?
O aptal fahişenin her söylediğine, inanır mısın?
Tu crois toujours ce que cette conne te raconte?
Bu tip şeylere inanır mısın?
Y crois-tu?
Şeytana inanır mısın doktor?
Croyez-vous au diable?
İnsanların dostluğuna inanır mısınız?
Croyez-vous en la fraternité des hommes?
Tanrı'ya inanır mısın?
Vous aviez peur? Vous croyez en Dieu?
Korumalar kavanozu 150 D olan çilek alıyorlar, inanır mısın?
Croiriez-vous que des gardes du corps achètent des fraises à 150 "D" le bocal?
Kadere inanır mısın?
Est-ce que... croyez-vous au destin?
Seni altı aylığına işten uzaklaştırmıyorum desem inanır mısın?
Et moi, vous me croyez si je vous dit que je ne vais pas vous suspendre pour six mois?
- Tesadüfe inanır mısın?
Tu crois aux coïïncidences?
Çocuklara inanır mısın?
Pour toi, les enfants, c'est bien?
Hikayelere inanır mısın? Diyorlar ki onda bahçelerde koşup duran çırılçıplak küçük kızlar varmış, orman perileri gibi.
Il paraît que des petites filles s'ébattent dans le jardin, telles des nymphes sylvestres, toutes nues.
Altıncı hisse inanır mısın?
Crois-tu à la P.E.S.?
Tanrıya inanır mısın?
Tu crois en Dieu?
Sen, bana inanır mısın?
Vous me croyez?
Doktor Hostetler'e inanır mısınız? Bu onun fikri.
Croyez-vous le docteur?
Tanrıya inanır mısın, Çavuş?
Croyez-vous en Dieu, sergent?
Size söylenen her şeye inanır mısınız?
Alors vous croyez tout ce qu'on vous dit?
Acaba siz kadere inanır mısınız?
Crois-tu aux mots "destin" et "affinité"?
Size yardım etmek dışında hiçbir amacım yoktu desem, bana inanır mısın?
Me croiriez vous si je vous disais que je n ´ en avais aucune? A part vous aider...
- Cadılara inanır mısınız?
- Vous croyez en l'existence des sorcières?
Elaine, sen ruh hayatına inanır mısın?
Elaine... est-ce que tu crois aux... phénomènes... paranormaux?
Yuan ailesinin katilini... gördüğüme inanır mısın?
J'ai vu l'assassin de la famille Yuan.
Bayan Mundy, ölümden sonra yaşama inanır mısınız?
- Mlle Mundy Croyez-vous à la vie après la mort?
Şeytanlara inanır mısın Peder Howard?
Croyez-vous aux démons?
Bedenin başkasına aktarılmasına inanır mısın?
Croyez-vous au transfert corporel?
İnanır mısınız, biraderlerim ve tek dostlarım sizin sadık anlatıcınız kundaktaki savunmasız bir bebek gibi birden nerede olduğunu fark etti ve neden "evin" ona tanıdık geldiğini anladı.
Et le croirez-vous, ô mes frères et seuls amis? Voilà votre fidèle narrateur... porté sans défense, comme un poupon... et pigeant soudain où il était... et pourquoi "Home" lui avait paru familier.
İnanır mısınız, kaçtı gitti!
Outre ses amis, quelqu'un l'intéressait beaucoup.
Şeytan'nın varlığına inanır mısın? Kötülüğün her insanda var olduğuna inanırım.
Niez-vous l'existence du diable?
New Jersey'nin bazı bölümleri hariç, evrenin yaradılışının ardında belirli bir zeka olduğuna inanırım.
Je crois qu'il y a un ordre dans l'univers... à l'exception de certaines parties du New Jersey.
Sen Tanrı'ya inanır mısın?
Pourquoi?
İnanır mısınız bilmem ama aramızdan biri şu anda bir peruk takıyor.
Je ne sais pas si vous allez me croire, mais l'un de nous porte un postiche en ce moment même.
Ben sevgiye inanırım ama ışığı yakalayamamış bir erkek nasıl aydınlanır?
Je crois à l'amour Mais comment ceux qui n'ont jamais vu la lumière peuvent-ils être éclairés Seulement s'il est guéri
- Ben mucizelere inanırım... İsa nın havarilerinin başına, ateşten yapılmış diller koydu Allah diğer dünya dillerini konuşup, anlasınlar diye.
- Je pense à la Pentecôte, quand Dieu a envoyé des langues de feu sur les apôtres afin qu'ils parlent les langues qu'ils ignoraient auparavant.
Buna inanır mısın sen?
Vous y croyez?
Tanrıya inanır mısın?
Vous croyez en Dieu?
Duyularımız, memelilerin hızında hareket eden gerçek boyutlu nesnelere aşinadır ama ışık hızının inanılmaz yasalarına pek uyumlu değildir.
Nos sens fonctionnent très bien avec des objets d'une taille normale et qui se déplacent à des vitesses de mammifères, mais ils sont mal adaptés pour les lois inouïes de la vitesse de la lumière.
misin 24
mısın 19
inanılmaz 1325
inanıyorum 283
inanırım 48
inanın 122
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanın bana 383
mısın 19
inanılmaz 1325
inanıyorum 283
inanırım 48
inanın 122
inanılmazsın 87
inanılmazdı 150
inanılmazdın 22
inanın bana 383