Iğrenç traducir francés
14,907 traducción paralela
- İnsanlara tepki verdirten iğrenç videolar.
Des gens qui réagissent à des trucs dégueux.
- Evet, çünkü böyle yapıp "iğrenç" diyorlar!
dégueu "!
- Hadi be oradan. Görünüşe bakılırsa müesseseden sosis dolgulu iğrenç iki tane tatlı ikram edecekler.
On dirait qu'on va avoir deux desserts probablement dégeu à base de saucisses.
Çok iğrenç ve dünyada en son tavsiye edilecek yer.
C'est dégoûtant, et c'était une terrible recommandation.
Bence, "yapabileceğimiz" kadını tekrar iğrenç bir tesise göndermek.
va la renvoyer dans un établissement horrible. - On ne le sait pas vraiment.
Bunu halledebilmek için çok iğrenç bir durumdasın.
Tu es trop dégoûtant pour pouvoir t'en charger.
Sanıyorum ki burada iğrenç olan benim ama o kitabın iki bölümlük seks bilgisine sahip olan sensin.
Je pense que c'est intéressant que je sois tellement dégoûtant, mais tu es celui qui a deux chapitres de sexe rien que pour lui dans ce livre.
Yani şimdi kimmiş iğrenç olan?
Alors qui est dégoûtant, maintenant?
Kim daha iğrenç?
Qui est le plus dégoûtant?
Seni kendimden uzaklaştırdım, iğrenç görünüyorum.
Je suis hideux.
Muhteşem. İnsanların vücudu çok iğrenç.
Le corps humain est si dégoûtant.
Son getirdiği kızın bileğinde iğrenç bir dövme vardı.
La dernière qu'il a ramené, avait un tatouage repoussant sur le poignet.
Bana sorarsanız, tüm bu olaydan iğrenç kokular geliyor.
À mon avis, tout cela sent mauvais.
Bay Ernie Nolan gibi parti görevlileri, zayıflık gördüğü için, ona karşı iğrenç yalanlarla saf tuttular.
Les fonctionnaires du Parti comme Mr Ernie Nolan, qui s'est retourné contre elle avec des mensonges honteux dès qu'il a cru voir une faiblesse.
Belki de o iğrenç üçkağıdınıza tanık oldu. Siz de onu ortadan kaldırmak istediniz. Bekleyin biraz.
Elle a peut-être aperçu votre petit jeu et vous avez décidé d'éliminer le témoin.
Ben de alay edecek olursam Lisa Simpson da iğrenç kokuyor.
Si je dois me joindre à la moquerie, Lisa Simpson aussi a une odeur effroyable.
Gitmeni istemek zorundayım. Giderken de bu iğrenç fotoğrafları yanınıza alın.
Je vous demande de sortir, et reprenez ces horribles photos avec vous.
Benim vücudum da iğrenç bir hâl mi alacak?
On trouve mon cadavre dans une ruelle sordide?
Ama bana kalırsa, iğrenç bir gelecek bile hiç gelecek olmamasından iyidir.
Je le vois ainsi, même un futur horrible est meilleur qu'aucun futur du tout.
iğrenç bir his olmalı.
Ça craint.
"İlginç" olarak yaşlı "iğrenç" yaşlılardan değil.
Âgé dans le sens intéressant.
Ben, iğrenç.
Oh, mon Dieu.
Seni iğrenç herif!
Sale connard!
... İngiltere halkı için mümkün olan en geniş kayıt kötü ve iğrenç bir doktrini karşı kötü ve iğrenç bir doktrin bir erkeğin yasal durumunu söylüyor bir erkeğin siyasi hakları, bir erkeğin ekonomik fırsatları, bir erkeğin sosyal konumu, sadece onun cilt rengine bağlı olacaktır.
Le but de ce boycott est, pour le peuple britannique, de faire connaître le plus largement possible sa protestation passionnée contre une doctrine ignoble et révoltante. Une doctrine ignoble et révoltante, qui dit que le statut juridique d'un homme ses droits politiques, ses opportunités économiques, sa position sociale, dépendent seulement de la couleur de sa peau.
Her yeri kabuk yapıyor, iğrenç bir şey.
Il met des coquilles partout - - C'est dégoutant.
Sana iğrenç olduğunu söylemiştim.
Je vous l'ai dit, c'est flippant.
Daha uygun iğrenç tanımlar var.
Il y a tellement de choses plus dégoûtantes qui devraient être nommées.
- İğrenç, iğrenç.
- Oh, dégueu, dégueu, dégueu.
Şimdiye kadar gördüğüm en iğrenç insan olabilir. Ve emin ol, çok insan gördüm.
Il est l'humain le plus dégoûtant que j'ai jamais rencontré, et croyez-moi, j'en ai vus.
Yemin ufalanıp mayalanması gerekti. Tadı da iğrenç ama sindirilebilir.
L'alimentation devait être pulvérisé et fermenté et c'est dégoûtant mais digestible.
Sünger banyoları iğrenç.
Se laver à l'éponge ça craint.
İğrenç bir alışkanlık bu.
C'est une mauvaise habitude.
- İğrenç bir şeye benziyor.
Sans sucre. Je dois essayer.
- İğrenç olsa bile mi?
- Même si c'est dégueu?
- İğrenç oynuyor.
- penses-tu que Jay est, um... - Il craint.
İğrenç ve tuhaf.
[CRIS] Oh, dieu, dégueulasse et bizarre!
İğrenç bir şeysin.
Quelque chose de dégoutant.
- İğrenç.
Oh, dégoûtant!
İğrenç.
Dégueu.
İğrenç.
Dégoûtant.
İğrenç.
C'est dégoutant.
İğrenç bir durum.
Ça cause du pied d'athlète. Dégoutant.
- İğrenç bir şey.
C'est révoltant.
İğrenç.
Beurk.
Hayır, onlar iğrenç. İshal ettiler beni.
C'était dégueu.
Akıllarında cenneti yaşatıp onlarla besleniyorlar. Nerede o iğrenç şey?
Où est cette abomination?
Ne yapmak istediğimi bilmiyorum ama ne yapmak istemediğimi biliyorum. Bence çok iğrenç bir durumdu.
Je suis contente pour toi.
İğrenç! Kurutma makinesinin göbek deliği gibi gözüküyor.
Beurk, on dirait le nombril du séchoir.
- İğrenç.
C'est affreux.
Iy iğrenç!
J'y vais.
- Aslında... - İğrenç.
Eh bien...