Japonların traducir francés
509 traducción paralela
Saldırı sonrasında inmemiz için Çinliler, Japonların işgal ettiği bölgenin hemen yanında birkaç küçük pist hazırladı.
Les Chinois ont préparé de petites pistes hors des territoires occupés par le Japon où nous atterrirons après le raid.
Ne lazımsa alın ama Japonların eline düştüğünüz takdirde geldiğiniz yeri bilmemeleri için üzerlerine herhangi bir işaret koymayın.
Prenez ce qu'il vous faut. N'écrivez rien dessus, votre provenance doit rester secrète si vous vous faites capturer.
Balintawak'ın 50 mil ötesinde bulunan, Japonların havaalanındaki yakıt depolarını uçuracağız..
On va faire sauter un dépôt d'essence sur un aérodrome japonais à 80 km de Balintawak.
- Japonların Bataan'ı aldıklarını söylüyorlar.
- Vous apportez des nouvelles?
İnsanları, Japonların yaptığından daha hızlı kendilerini öldürmeleri için cesaretlendiremez..
Personne n'utilisera mon nom pour encourager les gens à se tuer plus vite que ne le font les Japs.
Onlara Japonların bize tam bağımsızlık sözü verdiğini söylediğinde. - Ne dediler?
Tu leur as dit que les Japs promettaient l'indépendance?
Orada japonların ikmal depoları mevcut.
On en trouvera à Bolog.
Japonların her an bir saldırıyı beklediği bu boş topraklarda onlara, Gündüz saldırıp şaşırtmanın da bir bedeli olacak.. Doğrudur, efendim. kolay olmayacak.
Ça veut dire une attaque surprise en plein jour, en rase campagne, où les Japs s'attendront à quelque chose.
Burası Burma... Japonların Burma yolunu zaptettiği... ve Çin'e arkadan girişi kapattığı... dünyanın en zor savaş alanı.
" Voici la Birmanie, le plus dur champ de bataille du monde où les Japonais ont coupé la route menant à la Chine.
Japonların bizi Yeni Gine'de yüzerken yakaladığı zamanları düşünüyordum.
Une fois les Japs nous ont surpris en train de nager.
İçeri girdikçe Japonların sayısı artacak.
Plus il se rapproche, plus il y aura de Japs!
Evet, Japonların yol boyunca dizilip, onu beklediği 240 kilometre.
Ça fait 240 km en territoire japonais.
Bu hikayenin bir sonucu var ama sonu yok... Bu, ancak Japonların şeytani gücü tamamen yok edildiğinde sona erecek.
Elle ne finira que lorsque les forces malignes du Japon seront entièrement anéanties.
Burma'yı Japonların elinden kurtaran Amerikan, İngiliz, Çin ve Hint Orduları'nın askerlerine minnetle ithaf edilmiştir.
Sans leur héroïsme, la Birmanie serait encore aux Japonais.
Japonların mayın tarlaları burada.
Ici, les champs de mines japonais.
- Japonların roketleri yok.
- Les Japs n'ont pas de fusées.
Bu Andy. Japonların roketlerinin olmadığını söyleyen sen miydin?
C'est vous qui affirmiez que les Japs n'ont pas de fusées?
ÖNSÖZ Japonların Pearl Harbor'a düzenlediği sinsi saldırı üzerine Pasifik Donanması ortadan kalkınca düşmana karşı saldırı görevi denizaltı gemilerine düştü.
- Quand la Marine fut... détruite par l'attaque surprise des Japonais à Pearl Harbor... les sous-marins ne purent que poursuivre le combat contre l'ennemi.
Bazıları, tespihlerinden başka korunacak şeyleri olmadan adanın karşısından ormanın ve Japonların içine kadar, 65 km yol yürüdü.
- Certaines firent près de 65 km. A travers l'île... dans la jungle infestée de Japonais. Et pour toute protection, un chapelet!
Belirtiler, Japonların tüm gayretleriyle Leyte'de yeni ele geçirilen Amerikan üssünü yok etmeye çalışıp, donanmamızın yardım ve desteğine de engel olacakları doğrultusunda.
L'ennemi veut... détruire la base reconquise à Leyte... et empêcher notre marine d'y aller.
Daha sonra Japonların karşısında kahramanlık etmek için çok fırsatınız olacak.
Vous aurez d'autres occasions d'être un héros! Les Japs seront un peu partout d'ici ce soir!
Godzilla da, hala biz Japonların peşini bırakmayan atom bombasının bir ürünü değil mi?
Godzilla n'est-il pas le produit de la bombe atomique qui continue de nous hanter?
Japonların Rangun'da bizi bombaladığından beri konuşamıyor.
Elle n'a rien dit depuis que les Japs nous ont bombardées à Rangoon.
Dünyadaki askeri karakollar Japonların eline düştü.
Dans le Pacifique, le Japon occupe nos avant-postes.
Japonların kuvveti artıyor.
L'ennemi augmente son feu.
Önce Roosevelt'le görüşen Donanma Sekreteri, ardından basına açıklama yaptı. On beş gün önce, Japonların Pearl Harbor'a yaptığı hava saldırısında... Arizona kruvazörü ve beş savaş gemisi daha kaybedilmiş.
Après avoir vu le Président, le ministre de la Marine déclare que "l'Arizona" et cinq autres vaisseaux de guerre ont été coulés par les Japonais à Pearl Harbour.
Adamlarımız halen bizim emrimizde olduklarını hissetmeliler Japonların değil.
Nos hommes doivent se sentir dirigés par nous... et non par les Japonais.
Tuhaf. Bizim bombaların sesi Japonlarınkinden farklı.
Nos canons ne font pas le même bruit que ceux des Japs.
General Webster, efendim. Bu bayan Japonların en ünlü dansçılarından biridir.
Mon général, cette jeune femme est l'une des danseuses les plus célèbres du pays.
Japonların yerimizi nasıl bildiğini hala anlamadım.
Je ne comprends pas comment les Nippons ont su.
Japonların yanlış yaptığı doğru.
Les Japonais ont fait du mal.
Bütün Japonların aptal olacağı anlamına gelir bu.
Eh bien... que tous les Japonais vont devenir idiots.
General, Japonların nereye kaçtığını bilmek istiyor. Hala Manila yolunda.
Si le général veut savoir où est leur flotte, c'est à Manille.
Unutma ki Naziler ve Japonlar, çay içenler haricindeki tüm ülkeleri ele geçirdi.
Les Nazis et les Japs n'ont attaqué aucun des pays buveurs de thé.
Evet. Umalım da Japonlar oraya bizden önce varmamış olsun.
Oui, et j'espère que les Japs n'y seront pas avant nous.
- Aramızda kalsın, Miss Dalgado... Biz Japonlar Filipinlileri... Kuzenlerimiz ve yeğenlerimiz olarak görüyoruz.
- Entre nous, Mlle Dalgado, nous autres, Japonais, considérons les Philippins comme nos neveux et nièces.
Japonlar onları o kadar yalnız bırakmazlar.
Ils n'auront jamais le temps.
Hepsinden biraz sanırım. Başlangıçta Japonlar... planımızı bozmasaydı, bu kadar zor olmazdı.
Ça n'aurait pas été si mal sans les Japs.
Adalar arası vapurların Japonları ablukaya almalarını istiyorlar.
Les petits steamers doivent essayer de forcer le blocus.
- Merhaba Bay Ryan. - Sizi Japonların aldığını düşündük.
On vous croyait mort.
Almanlar ve Japonlar bize karşı hiçbir şey yapmadı.
Ce n'est pas après nous qu'ils en avaient!
Siz denizaltı askerleri bu savaşı tek elinizle kazanıyorsunuz belki ama polislerle kavga ederek, Japonlar nasıl zayıf düşer bilmem.
Vos sous-mariniers sont peut-être des héros... mais la bagarre avec nous n'est pas une victoire.
Uçağını pistin kenarına doğru götürmek istemiş. Japonlar onu vurmuş.
Il essayait d'atteindre le bout de la piste... quand les Japonais ont fait feu sur lui.
Söylemeye çalıştığım şu ki Japonlar daha kötü bir yer seçemezlerdi.
Les Japonais n'auraient pas pu choisir pire emplacement.
Japonlar, Bangkok-Rangoon hattını Mayıs ortalarında açmayı istiyorlar.
Les Japonais veulent inaugurer la section Bangkok-Rangoon d'ici mi-mai. Nous essaierons de les en empêcher.
Japonlar, şehit vermeden adamlarımızı nasıl öldürdü bilmiyorum.
Comment se fait-il qu'aucun Japonais n'ait été touché?
Onları Japonlar değil, Çinliler öldürmüş.
Les Japonais n'ont pas attaqué, c'était les Chinois.
Japonlar senin düşündüğün kadar aciz değil.
La force du Japon n'est pas aussi réduite que vous pensez.
O sırada Japonlar da saldırınca yerde tahrip olmasın diye uçak tekrar havalandı.
Les Japonais attaquant notre avion a fui. On a attendu son retour.
Japonlar böyle bir şey kullanmazlar.
Les Japonaises n'ont rien de tel.
Japonların yere sabitlenmiş donanma silahları vardı.
Les navires japs nous pilonnent.