Kacırdı traducir francés
17,583 traducción paralela
Birisi çeyrek milyon çaldı. Hector da aklını kaçırdı, yapanı arıyor.
Hector a pété les plombs et cherche le coupable.
Black Jack Randall'ın öldüğünü kaçırdığımı, kanının bedeninden akışını görüp yüzüne hiç bakamadığımı, son nefesini verirken izleyemediğimi düşünüyordum.
Je pensais à Black Jack Randall, au fait que je l'avais manqué, au fait que jamais je ne pourrai voir son visage tandis que le sang coule de son corps et qu'il rend son dernier soupir.
- Aklını mı kaçırdın?
- As-tu perdu l'esprit?
Oğlum, bence küçük bir adamı kaçırdın.
Mec, t'as enlevé un nain. Hein?
"Koca Ayak'ı kaçırdım" demezsin, değil mi?
J'aurais pas enlevé Bigfoot, je l'aurais capturé.
- Ben hiç diyemedim ama. Kaçırdım o modayı. - Ben de.
- J'ai pas vraiment eu l'occasion de le dire. "Supra" n'a pas duré longtemps.
Kaçırdığım için 3 kırbaç.
Flagelle moi. Trois-trois coups pour avoir échoué.
Aklını mı kaçırdın? Hiç de bile.
As-tu perdu la tête?
Erkekler bana korkuyla bakardı, benim yaşadığım ve onların kaçırdığı maceraları, hikayeleri hayal ederlerdi.
les hommes m'auraient dévisagé en se demandant quelles aventures j'avais vécues à leur place.
Aklını mı kaçırdın?
T'es malade?
Aklımızı kaçırdığımızı düşünüyor.
Il nous croit fous.
- Sana koltuk ayırdık. - Burada ne işiniz var? - Bunu kaçıracağımızı mı sandın?
La seule chose que je sais à propos de la malchance est qu'il faut la surmonter.
Mike, çok şey kaçırdığımı biliyorum.
Mike, j'ai manqué beaucoup de choses.
Blade üçlemesinin sonunu kaçırdım. Kızımızın doğumunu kaçırdım.
La fin de la trilogie "Blade", la naissance de notre fille.
Çıkışı kaçırdın.
SORTIE 38 Tu as manqué notre sortie.
Aslında, bilerek kaçırdım.
En fait, j'ai fait exprès.
15 Noel kaçırdım.
J'ai... manqué 15 Noëls.
Zaten çok şey kaçırdım. Yedi Olimpiyat.
J'ai déjà raté trop de choses.
- Hiç kaçırdığın oldu mu?
Tu rates parfois?
Söylediysem, şampanyayı fazla kaçırdığım içindir.
Si je l'ai fait, c'est le champagne.
Kaçırdığım bir detay mı var?
Ai-je raté une information?
Kaçırdığım şey ne?
Qu'est-ce qui m'échappe?
Siktiğimin aklını mı kaçırdın sen?
Est-ce que t'es dingue, putain?
Siktiğimin aklını mı kaçırdın lan sen!
T'es devenu fou, putain!
Sınavı kaçırdın.
T'as raté ton exam.
Warig'ler. Gidemeyelim diye atları kaçırdılar, değil mi?
Les Warigs... ils ont pris les chevaux pour qu'on ne puisse pas partir?
Ortalıkta yokken kaçırdığım bir şey oldu mu?
J'ai manqué quelque chose?
Bütün eğlenceyi kaçırdın.
Tu as raté le meilleur.
Hayatının her bir yılını kaçırdım.
Et j'ai raté toutes ses années.
Ne kaçırdım?
Qu'ai-je manqué?
- İlginç bir şey kaçırdım mı? Romantizm, heyecan.
J'ai raté quelque chose?
Adamları, kızımı ve eski karımı kaçırdı.
Ses gars ont enlevé mon ex-femme et ma fille.
Ordugâhımızdan babanı sen kaçırdın.
C'est toi qui as enlevé ton père de notre camp.
Beni kaçırdığına inanamıyorum.
J'en reviens pas que vous m'ayez kidnappé.
2 kişi beni kaçırdı.
Deux hommes m'ont enlevé.
Gözümüzün önündeydi ve onu kaçırdık.
Il était là et on ne l'avait pas vu.
Her klişeden kaçınırdı.
Il évitait les clichés.
Burayı araştırdıklarında bir şeyi gözden kaçırmış olabilirler.
Peut-être que quand ils ont fouillé cet endroit, ils ont raté un truc.
Üç kişiyi kaçırdı, ama önce erkeği öldürdü.
Il a enlevé trois personnes, mais tué d'abord l'homme.
- Üç kişiyi aynı anda kaçırdı.
Il a pris trois personnes.
Hiç hastayım dedim mi veya bir vardiyamı kaçırdım mı?
Je n'ai jamais été absente.
- Sen aklını mı kaçırdın?
- Tu es dingue?
Bence Barb'ı o şey kaçırdı.
Je crois qu'il a pris Barbara.
Belki de deliyim. Belki aklımı kaçırdım.
Peut-être que je suis folle, que je débloque!
Hayır, kaçırdık.
Non, ça nous a échappé.
Ya kötü adamlar onu kaçırdıysa?
Si les méchants l'avaient enlevée
- Jocelyn'i kaçırdılar.
Ils ont pris Jocelyne.
- Kim kaçırdı?
Qui ça?
Birileri annemi kaçırdı!
On a enlevé ma mère!
Tüm bildiğim bazı psikopatların annemi kaçırdıkları. Şimdi de seninkilerin beni kaçırdığı.
Je sais juste que des tordus ont enlevé ma mère, et que vous m'avez capturée.
Ama kaçırdığım fırsatlardan dolayı ettiğim zararlar daha çok etkilerdi.
Mais je tiendrais compte aussi du véritable coût de l'opportunité manquée.