Kadınların traducir francés
9,180 traducción paralela
Kadınların hala vajinası var mı?
Les femmes ont toujours un vagin?
Kadınların en mübareği sensin ve mübarektir senin evladın İsa.
- Non, non, c'était il y a trop longtemps. - Juste une petite scène, un passage. - D'accord, un passage.
Artık kadınların ilgisine ihtiyacım yok.
- Mais... merci. - Oui c'est rien.
Bütün yıl boyunca, tüm çekici kadınların etrafında statülü ofis soytarıları oluyor ve şimdi ise kurtlarını dökmek istiyorlar.
Toutes les femmes attirantes ont été entourées toute l'année par des collègues débiles. Elles veulent se détendre.
O kadınların yerinde biz de olabilirdik.
Nous aurions toutes pu être ces sœurs.
Katil seçtiği kadınların, görünüşte masum yani bakire olduklarını söylüyor.
Le tueur dit que les femmes étaient choisies parce qu'elles "semblaient innocentes", virginales.
Yani, o videoları o kadınların izni olmadan aldın.
Vous avez reçu des vidéos de ces femmes sans leur consentement.
60'larda bir seri katil vardı, kadınların evlerine zorla girerdi.
Dans les années'60, il y avait un serial killer qui s'introduisait dans les maisons des femmes.
Şu anda, katil göz altında çocuk hayat kadınlarını öldürmekten zevk alıyor.
En ce moment, il y a un meurtrier en garde à vue dont le seul plaisir dans la vie est tuer des femmes.
Bazı kadınların hoşuna gidiyor.
Certaines femmes trouvent ça excitant.
Evet, görünüşe göre, Graeme'in kadınların cazibesine kapıldığı ilk sefer değilmiş.
Ce n'était pas la 1re fois qu'il succombait au charme d'une femme.
Gizlice Henry hakkında bilgi toplayacağız var olan bütün randevu sitelerinde Henry adına hesap açacağız... Onun için ön hazırlığı halledeceğiz ki işleri batıramasın. Ve sonra önüne çakabileceği kadınların listesini koyacağız.
On rassemble secrètement ce qu'on a sur Henry, on l'inscrit sur absolument tout les sites de rencontre existant, on gère le jeu d'approche pour lui afin qu'il ne foire pas tout, et ensuite on trouve pleins de femmes
Kadınların apış aralarını tıraş etmediği dönemden kalma pornolar ararım.
Je cours après les vieux pornos où les femmes avaient du poil au pubis.
Kadınların yok.
Pas les femmes.
Takıldığımız kadınların parfümü olmalı.
Ça doit être le parfum de toutes les filles qu'on s'est faite. Yeah.
15 yaşındaydım, kadınların vücutları ile ilgili bir şey bilmiyordum.
J'avais 15 ans, je ne savais rien des femmes ou de leurs corps.
Kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğunu sanıyordum.
Mais je croyais que les femmes n'étaient pas autorisées sur la scène.
Çoğu insan, kadınların böyle özgürlüklere sahip olmaması gerektiğini düüşünüyor.
La plupart des gens semblent penser que les femmes ne devraient pas avoir une telle liberté.
Ayrıca, kadınların çözülmesi zor olduklarını da anladım.
Et aussi que les femmes sont compliquées.
Yalnız her nedense, ben de dahil, kimsenin anlayamadığı bir şey var. Görünen o ki, hep kadınların duygularını incitiyorum.
Sauf que, pour une raison que personne... moi y compris, ne peut expliquer, j'ai le don de causer de la peine aux femmes.
# Fransız modasına uydurur # # ayakkabıların, amanın, ne halde, # # kadınların en sevmediği # # şeyin aşınmış ayakkabı olduğunu bilir misin #
♪ à la mode française ♪ comme elles sont usées! ♪ tu ne sais pas ♪ ♪ Que rien ne répugne plus une femme que des orteils éraflés ♪
Hayatta kadınların görmemesi.. .. gerken birkaç şey vardır, Oedipus'un aleti de kesinlikle..
Il y a plusieurs choses dans la vie qu'une femme ne devrait jamais voir, et une vue par dessous la toge d'Oedipe est définitivement en haut de la liste.
Kadınların kafalarında alışveriş listesi yaparken erkeklerin yaptığı şeyi yapabildin mi?
As-tu pu faire la chose, tu sais, que les hommes font pendant que les femmes font mentalement la liste des courses?
Bu arada, beni kadınların gizli dünyasına çağıran birkaç arkadaş edindim.
En attendant, je me suis fais quelques amies qui m'ont accueilli à bras ouvert dans le monde secret des femmes.
Son teorimse düğünde birlikteliği olan tüm kadınların aslında birlikteliği olmadığı.
Et ma dernière théorie est que ce ne sont pas toutes les femmes à un mariage qui sont prises, elles sont actuellement prises.
İnan bana, kadınların bazı şeyleri görme özelliği var.
Tu peux me croire, les femmes ont un sixième sens pour ce genre de choses.
Ne kadar sürede kadınların kıçında hadım edilmiş birer adama dönüşeceğiz?
Combien de temps allons nous attendre pendant que les femme adoptent la culotte et que les gentilshommes deviennent des eunuques?
Bütün kadınlarını almanızı istiyorum!
Prenez les femmes!
Dün gece ahıra gelen kadınlar, Adamlarını öldüren kocandı.
Les femmes qui sont arrivées hier soir, votre mari a tué leurs hommes.
Kadınlar erkeklerin işleriyle olan bağını asla anlamazlar.
On l'a trouvé.
Diğer kadınlar biz onları bulana kadar o kadar da şanslı değillerdi.
Ces femmes n'ont pas eu tant de chance, jusqu'à ce qu'on les trouve.
İçeride gerçekten sadece kadınlar mı var?
Il n'y a vraiment que des femmes ici?
Bu şehir kadınlar için üç boyutlu roller yaratmaktan bıkmadı mı?
Cette ville n'en a pas marre de donner de vrais rôles aux femmes?
Ama cephedeki erkeklerimizin ve kadınlarımızın ürün alma hakkını kabul etmeyişin çok kötü bir espri olur bayım. Hem de çok kötü bir espri olur. Artık kıkır kıkır gülmediğim için beni affet.
Mais quand vous vous moquez de nos soldats au front, ça ne fait plus rire, plus rire du tout, et je ne ris plus à gorge déployée.
KGB * eskiden Amerikanların aklını çelmek için aslında Rus Ajanı olan güzel kadınları kullanırmış.
Le KGB avait l'habitude d'attirer les américains avec des filles sexys qui étaient en fait des espionnes russes.
Eğer acılarını sana getiren o kadınlar olmasaydı, onlar...
Si ce n'était pas pour que ces femmes ramènes leur peine dans ta maison, ils seraient...
Katil kadınları rastgele seçmiyordu.
Le tueur n'a pas choisi n'importe quelle fille au hasard.
Katil naylonla kadınları boğup bir yayın içine bağlardı.
Il les étranglait avec un bas et les attachaient comme un arc.
Ama oğlunuzun hedefleri kadınlar. Bu da demek oluyor ki hayatındaki en önemli kadının, cinayetler serisini tetikleyecek bir travmaya yol açtığı anlamına gelir.
Mais les cibles de Davin sont des femmes, ce qui signifie qu'une femme particulière dans sa vie a fait quelque chose traumatisant pour déclencher sa folie meurtrière.
Bakın, kadınlar eğer sert yönetici tarzı sergiliyorlarsa, genelde kaltak diye çağrılır
Les femmes sont traitées de salopes quand elles ont un style de management sévère.
Normalde genelleme yapmam fakat Phylicia Rashad hariç kendisiyle O'hare havalimanında beklerken konuşmuştum tüm kadınlar çok duygusal ve derinden kıskanç yaratıklardır.
Je n'aime pas faire des généralités, mais je dirais, exception faite de Phylicia Rashad, avec qui j'ai parlé une fois lors d'une escale à l'aéroport d'O'hare, toutes les femmes sont hautement émotionnelles et des créatures profondément jalouses.
Pepper'ın "80'ler kadınları partisi" için Cagney'yle Lacey gibi giyinmiştik ve Lily sinir olmuştu.
On était déguisé en Cagney et Lacey des fêtes féminines des années 80, et elle a flippé.
-... kadınlar hakkındaki şakalarınızla başlıyor.
- sur les femmes, est-ce correct?
Sana bir tavsiye genç adam, kadınları anlamaya çalışma.
Pourquoi vendrait-elle ses bijoux? Un petit conseil pour vous jeune homme- - n'essayer jamais de comprendre une femme.
Cehennemde kötü davranışlarını haklı çıkarmaya çalışan kadınlar için de özel bir yer var.
Il a une place spéciale en enfer pour les femmes qui ressortent cette vielle citation pour justifier leur mauvais comportement.
Richard'a onu kadınlar tuvaletine kadar takip etmesini söylemedim.
Je n'ai pas dit à Richard de la suivre dans les toilettes des filles.
Uyumlu bir şey çıkmayınca bu sefer Lance Delorca'yla bağlantılı kadınlar arasında bir arama daha yaptım.
Quand rien n'ait surgit, je l'ai faite comparée à des photos de femmes qui avaient un rapport avec Lance Delorca.
Sadece kadınlar, bebekler ve benim gibi adamlar uyumuyormuş.
On dirait qu'il n'y a pas que les bébés et les hommes comme moi qui dorment.
Kadınlar, iç dünyaları değil de dış görünüşleri alımlı olsun isterler ama işin aslı, bir kadının en güzel ve harikulade olduğu zaman hayallerle dolu olduğu küçük bir kız olduğu zamandır.
Les femmes veulent changer en quelque chose de différent d'elle-même à l'extérieur, mais le plus adorable et beau moment est lorsqu'elles sont des petites filles qui suivent leurs rêvent.
Kadınlar sabıka kaydını sever.
Les femmes aiment bien les dossiers criminels.
Pekala. Çıktığın bütün kadınları buraya getiriyorsun, değil mi?
Alors, c'est ici que t'emmènes toutes tes petites nanas, hein?