English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ K ] / Kahvaltınız

Kahvaltınız traducir francés

443 traducción paralela
"Buyurun kahvaltınız, hanımefendi"
Voilà, c'est votre petit-déjeuner, Melle.
Kızlar kahvaltı... kahvaltınız...
Hé, les filles, votre déj... votre déj...
Kahvaltınız hazır.
Le petit déjeuner!
Kahvaltınız!
Voilà! .
Oturun lütfen, kahvaltınızı edin.
Votre petit déjeuner vous attend.
- Size kahvaltınızı verirken... günaydın diyebilir, siz de aynı şekilde karşılık verebilirsiniz.
En apportant le petit déjeuner, on se dira "bonjour".
Kahvaltınız yemek odasında hazır olacak küçük bey.
Votre petit-déjeuner sera servi en bas.
Sabah yürüyüşüne çıkmadınız. Kahvaltınıza el sürmediniz.
Vous n'êtes pas sortis, vous avez à peine touché votre petit déjeuner.
- Kahvaltınız birazdan hazır olur efendim. - Poole.
Votre petit déjeuner sera bientôt prêt.
Kahvaltınızı yandaki bayan aldı bile.
La dame l'a préparé.
- Kahvaltınızı böldüm galiba.
Je crains de vous déranger.
- Oturun ve kahvaltınızı yapın.
- Venez déjeuner.
Bayan Jessica'ya yaptığım gibi size de kahvaltınızı getirdim.
J'ai apporté le petit-déjeuner comme pour MIle Jessica.
Bu sabahki kahvaltınızı ben hazırlayayım diyorum.
Je pensais préparer le petit-déjeuner.
Peggy mutfakta, kahvaltınızı hazırlıyor.
Elle prépare votre petit-déjeuner.
Bakın kahvaltınız burada.
Regarde : c'est pour ton dîner.
Kahvaltınızı bitirin, sonra otele gideriz.
Finissez de déjeuner et nous irons à l'hôtel.
Umarım kahvaltınızı zehir etmemişimdir.
J'espère ne pas avoir gâché votre déjeuner.
Kahvaltınız.
Votre petit-déjeuner.
Kahvaltınız, efendim.
C'est votre petit-déjeuner, monsieur.
Kahvaltınızı yapmıyor musunuz?
Et ton petit-déjeuner?
Saygı değer efendim, kahvaltınız hazır.
Le petit déjeuner de monsieur est servi.
Kahvaltınızı yapın Bayan Williams devam edin.
Allez-y, mangez, Mlle Williams.
Bay Bridges, kahvaltınızı soğutmadan yiyin lütfen.
M. Bridges, mangez avant que ce ne soit froid.
Kahvaltınız güzel miydi?
- Était-ce bon, au moins?
Bay Vincent sabahleyin kaçta kahvaltınızı alırsınız?
À quelle heure voulez-vous votre petit-déjeuner demain?
Tüm kahvaltınız bu mu?
Vous ne mangez rien?
Bay Healy, kahvaltınızı şuraya koydum.
M. Healy, votre déjeuner est ici.
Kahvaltınız, Bayan Usher.
Votre petit-déjeuner, Mlle Usher.
Kahvaltı alır mısınız?
Petit déjeuner?
Kahvaltınız hazır!
Professeur, le petit déjeuner.
Ama yarın sabah... rüyandan uyanacak olursan... ve kapının çalınıp açıldığını görürsen... orada elinde bir kahvaltı tepsisi tutan hizmetçi yerine... tutuklama emriyle bir polis olursa... yalnız olduğuna sevineceksin.
Mais si, demain, à ton réveil, on frappe à la porte, non pas la bonne avec le petit déjeuner, mais un policier avec un mandat, il vaut mieux que tu sois seule.
Kahvaltınızı getirdim.
Votre petit déjeuner.
Kahvaltı için geç kalmadınız mı?
C'est un peu tard pour le petit déjeuner, non?
- Kahvaltı için planlarınız nedir?
- Que faites-vous pour déjeuner?
Bana kahvaltı ısmarlayacak mısınız yoksa hemen burada bir şeyler pişirmemi mi istersin?
Alliez-vous m'offrir le déjeuner... ou aimeriez-vous que je vous cuisine quelque chose sur place?
- Kahvaltı için hazır mısınız?
- Prêt pour le petit-déjeuner?
- Kahvaltılık. Dün gece dışarı çıktığınızda hiç yiyecek bir şeyler satın almadınız.
- Le petit-déjeuner, vous n'avez pas fait les courses.
Korkarım, kahvaltısız kalacaksınız.
J'ai bien peur qu'il n'y en ait pas.
Kahvaltı falan istemiyorum ve haklı olsanız bile bu anlattıklarınız umurumda değil.
Je me fiche du petit déjeuner et de ce que vous dites meme si vous avez raison.
Babanın kahvaltısı için pastırmamız yok.
On est à court de bacon pour papa.
Her biriniz ayrı kahvaltı hazırlayacaksınız.
Chacune en préparera un.
Sayın Kralımız erken bir kahvaltıya karşı çıkıyorsa üzgünüm.
Désolée si Votre Altesse objecte à un petit déjeuner matinal.
- Bu adamı tanıyan birisini bulursanız kahvaltınızı, öğle yemeğinizi ve akşam yemeğinizi de ısmarlayacağım.
Vous payez le café?
Eunice ile kahvaltı yaptınız mı?
Tu as déjeuné avec Eunice?
Beni kahvaltıdan eden şu kız olmasın?
Cette fille qui m'a privée de petit-déjeuner?
Kahvaltınız hazır.
Bon appétit.
Kahvaltıyı saat kaçta yaparsınız?
À quelle heure prenez-vous votre petit-déjeuner?
Eminim birçoğunuz, bütün o kahvaltı bulaşıkları birikmiş ve huysuz kocalarınız işe gitmeye hazırlanırken bunun hayalini kuruyorsunuz.
Vous rêvez toutes de l'être, surtout devant la vaisselle à faire. Tandis que les maris grognons vont au travail.
O zaman kahvaltıda çay içemezsiniz. Şimdi içerseniz, yarına hakkınız kalmaz. - Umrumda değil.
Si tu prends ton thé maintenant, tu n'en auras pas demain matin.
Kahvaltıda daha doyurucu bir şeyler almalısınız, efendim.
Vous auriez besoin d'un petit-déjeuner plus consistant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]