Karsı traducir francés
153,016 traducción paralela
Sadece yolumuza çıkarsınız... ve büyük ihtimalle öldürülürsünüz.
Vous allez juste gêner... et probablement vous faire tuer.
Başarılı bir kızsın ve ve adamlarımı bir süre boyunca atlatacağına eminim, hatta yakalandığında da karşı koyacağına.
Tu es une fille remarquable, je ne doute pas que tu échapperas à mes hommes pendant un certain temps, et même que tu te battras une fois capturée.
İyi bir şans. Farklı yollara gideceğiz ve asla karşılaşmayacağız.
Nous nous séparerons et ne nous croiserons plus jamais.
Bu karşılaşmanın anıları ile birlikte
Je vais me transférer sur Zairon avec les souvenirs de cette rencontre.
Açıklamadan bir saat kadar sonra Pyr'e karşı dev bir atak başlatmış ve tüm ateşkes umutlarını bitirmiş.
Moins d'une heure après l'annonce, il a lancé une attaque massive contre Pyr, qui a mis à bas l'espoir d'un cessez-le-feu.
Blink Drive'a Ishida bilim insanları tarafından verilen zararı karşılayabilecek bazı değişiklikler yaptım
On a modifié le Blink Drive pour tenter d'effacer les dommages dus aux scientifiques d'Ishida. Comment on le saura?
Onlar için bu bir tür meditasyon gibiydi o yüzden hepimiz, öğrendiklerimizi başka bir insana karşı kullanmamaya yemin ettik....... kendimizi savunurken bile.
Pour eux, c'était une forme de méditation, donc chaque membre a fait voeu de ne jamais utiliser ce que nous avions appris contre un autre être humain. Pas même en self défense.
Sana karşı dürüst olacağım Tabor tüm hesaplarını boşalttı ve gitti.
Je vais être honnête avec toi. Tabor est parti, et il a vidé tous ses comptes avant.
Koruma olarak eğitim alırken ilk galibiyetimi benden büyük bir çocuğa karşı kazanmıştım.
Quand je m'entraînais pour la garde, j'ai eu ma première victoire contre un gars plus grand que moi.
Onların üç kılıcına karşılık benim kılıcım. O büyük çocuk, daha da büyüdü şimdi.
Ce grand gars, il avait encore grandi.
Karşı ateş açtılar.
Ils ripostent. Les boucliers tiennent.
Ben aşağı inip hatları kontrol edeceğim, bu arada, bu verileri elimizdeki tüm analitik modellerle karşılaştır, ne olduğuna veya nereye gittiklerine dair bir şey çıkarsa bilmek istiyorum.
D'accord, je vais descendre et contrôler le tableau. En attendant, exécute les données par tous les modèles d'analyse que tu as. S'il peut nous dire quoi que ce soit sur ce qui est arrivé ou bien où ils sont allés, je veux le savoir.
Herkesi tehlikelere karşı ısrarla uyarmıştım.
J'ai évoqué avec insistance les dangers corrélatifs. Je sais.
Ferrous Corp'un dış kolonilerdeki rakiplerine karşı saldırıya geçtiğine dair haberler aldık.
On a été informés que Ferrous Corp attaquait ses rivaux dans les colonies extérieures.
Geçen gün buraya gelip şirket karşıtı aktiviteden dolayı Zem'i tutuklamak istediler.
Ils deviennent nerveux. Ils sont venus l'autre jour. Ils ont voulu arrêter Zem pour son activisme anti corporation.
İşçiler size karşı hale geldiler sayıca üstünsünüz ama yavaşça desteğin gelmeyeceğini anlamaya başladınız.
Les ouvriers sont contre vous. Vous êtes moins nombreux, et vous devez comprendre que les renforts ne viendront pas.
Bu zaman içinde... tanık olduğunuz imparatorluk karşıtı eylemler veya komşularınızın ve dostlarınızın sadakatine dair şüpheniz varsa... bunlarla ilgili sorgulanacaksınız.
Pendant ce temps, vous serez interrogés sur le moindre acte anti-impérialiste dont vous avez pu être témoin ou sur la moindre suspicion que vous pouvez avoir concernant la loyauté de vos voisins ou vos amis.
Bize karşı bir harekette bulunurlarsa Ferrous Corp'un, Traugott'a füze kaçırdıklarını anlaması an meselesi olur.
S'ils font quoi que ce soit, ils courent le risque que Ferrous Corp découvrent qu'ils font passer des missiles à Traugott.
Her türlü karışıklığa karşı hazırlıklıyız..
On est préparé pour toutes complications.
Seni çok kötü bir durumdan kurtardık karşılığında yalnızca bilgi istiyoruz.
On t'a sauvé d'une sale situation. On ne demande en retour qu'une petite info.
Ajan Zero'nun ilk testi umut vericiydi ama ayaklanma karşıtı bu mücadele hepsi ortadan kalkmadan bitmeyecek.
Le test sur l'Agent Zéro était prometteur, mais cette campagne contre la rébellion ne sera pas jugée probante avant que tous n'aient été traités.
Bu arada Alcor bölgesinde, Ferrous Corp'a ait güçler Traugott'a karşı eşgüdümlü bir saldırı başlattı.
Entre temps, dans le secteur d'Alcor, les forces de Ferrous ont lancé des assauts coordonnés contre les avoirs de Traugott.
Karşı olduğum ilk görev değil bu.
J'ai déjà été en désaccord avec une mission.
Hatta, gemiye dönecek olursa onu hoş karşılayacağını söylemiştin.
En fait, tu as dis que s'il revenait dans le vaisseau, tu l'accueillerais.
Dwarf Star Teknoloji'ye karşı dava açmak ve Alexander Rook'u tutuklamak için yeterli kanıtınız var.
Donc Vous avez assez de preuves pour construire un casier GA contre Dwarf Star Technologies et arrêter Alexander Rook.
Belki bir şans verirsek bazıları ona karşı çıkmayı seçebilir.
Si nous leur donnons un choix, certains d'entre eux peuvent choisir de se retourner contre lui.
Onlarla daha önce karşılaşmıştık.
Nous avons déjà eu affaire à eux.
Sen insan değilsin en azından yasaların karşısında.
Tu n'es pas un être humain... au moins pas aux yeux de la loi.
Ansızın karşımıza çıktı, bizi şaşırttı.
Il est sorti de nulle part. Nous a pris par surprise.
- Bilmiyorum ama daha önce karşılaştık.
Je ne sais pas. mais nous les avons déjà rencontrés.
Broadleaf ve Plains Riders, Azgeda'ya karşı yürüyor.
Les Broadleaf et les Plains Riders vont affronter Azgeda.
- Bizi öldürmeye çalışan birine karşı!
Contre quelqu'un qui a essayé de nous tuer!
Karşılığını vereceğiz.
On l'oubliera pas.
Ne ile karşı karşıya olduğumuzu anladığımızda harekete geçeceğiz.
Quand on saura à qui on a affaire, on agira.
Thomas'ın karşılığı saldırgancaydı.
La contre-proposition de Thomas était agressive.
Patagonya'da devlerle karşılaştı dostum.
Il a rencontré les géants en Patagonie, mon pote. On navigue en eaux inconnues.
- Bunun için idam mangasının karşına çıkacaksın.
Tu auras droit au peloton d'exécution pour ça.
Kamu cadı avına bir son Ailesine karşı.
La fin de ma chasse aux sorcières contre sa famille.
Mars ve Dünya denge yoluyla barışı sağlayacak, Karşılıklı olarak yıkıma çağıracağını tercih edersiniz.
Mars et la Terre assureront la paix par l'équilibre, que vous préférez nommer la destruction mutuelle assurée.
İnsanları dostça selamlar, karşılığında dostluk görürsünüz.
Si on traite les gens en amis, ils vous traiteront en amis.
Karşılaşır, selamlaşırsınız.
On se rencontre, on se dit bonjour.
Amerika Birleşik Devletleri'nin anayasasını yerli yabancı tüm düşmanlara karşı savunmaya yemin ettiler.
Ils ont prêté serment à la Constitution des États-Unis d'Amérique, contre nos ennemis étrangers ou intérieurs...
Herkese bir mesaj göndereceğim, şimdi dünyadaki herkesin karşısına çıkıp söyleyebilirim.
J'ai un message pour vous toutes, partout dans le monde, maintenant que j'ai une plateforme.
Eski günleri, büyüklerimizi düşünüyorum da, onlar daima düşmana karşı hazırlıklı olmalıydılar.
Je crois qu'autrefois, pour nos grands-parents, il fallait toujours être prêts en cas d'attaque.
Kızlara karşı kendine güveniyorsun?
Tu te fais confiance contre les filles?
Tüm masraflarım karşılanacak. Hatta kâr edeceğim. Sense tüm o politik sermayeni boşa harcamış olacaksın.
En fait, je me dédommagerai, même plus que ça, mais vous aurez dépensé tout ce capital politique pour rien.
Çabaların karşılığında valilik konağını alacaksın.
Et... tu auras le poste de gouverneur pour tes efforts.
Kumar lisansı Sandicot'un maliyeti karşılayacağını garantiliyordu.
La licence de jeu nous garantissait que Sandicot serait profitable.
İnsanlığa karşı alınmış bir önlem.
Un rempart contre l'humanité.
13 yaşından beri özel ders alması için para ödüyorum. Karşılığında çocuğun giriş ikramiyesine ortak olacağım.
Je lui paie des leçons particulières depuis ses 13 ans en échange d'une partie de son futur bonus.
Maliyeti karşılama zamanı.
C'est l'heure de ramasser.