Komutanım traducir francés
5,456 traducción paralela
- Komutanım!
- Madame.
Az önce Avatar'dan telgraf geldi, komutanım.
Général, je viens de recevoir un télégramme de l'Avatar.
Komutanım!
Capitaine!
Komutanımız tam bir canavar!
Putain, le capitaine est un monstre.
El sallasanıza komutanım.
Qu'est-ce que tu en dis, capitaine? Le peuple nous aime.
Komutanım?
Capitaine?
- Komutanım, kendisi bizden.
Monsieur, ouais, elle est avec nous.
Komutanım seninle görüşmek istiyor.
Scott : Mon patron veut parler.
- Komutanım bakar mısınız?
Monsieur.
- Komutanım girelim mi?
Monsieur? Monsieur, entrez.
Komutanım, Antarktika Ağından bir füze fırlatma emri aldım.
Monsieur, j'ai un ordre de tir de missiles via le réseau antarctique.
Emredersiniz komutanım.
Oui, monsieur.
Komutanım, bir şey sınırın dışında sağda derinden gidiyor
Monsieur, j'ai quelque chose patrouillant lentement au ras du périmètre.
İş görevini yapmaya gelince dostum ve komutanımın ödleklik yapacağına asla inanamazdım.
Je n'aurais jamais cru que mon ami et officier commandant irait doux quand il est venu le temps de faire son devoir.
Görevin komutanım, sana ateş etmen söylendiğinde ateş etmektir.
Votre devoir monsieur, est de tirer quand on vous dit de tirer.
Görevin komutanım, ulusumuzun güçlü ve şaşmayan yumruğu olmak.
Votre devoir monsieur, c'est d'être fort. et inébranlable poing de notre nation.
Komutanım.
Général.
Komutanım.
Général!
Komutanım- -
Général.
August Anderson, komutanım.
August Anderson, monsieur.
İki kelime, komutanım.
Deux mots, monsieur...
Komutanım.
Monsieur.
- Komutanım, üzerinizde bir sonar dinleme var.
Monsieur, je vous ai localisé sur le sonar. Ils peuvent vous entendre.
Komutanım, devreler yanmaya başladı.
Monsieur, ça a commencé a brûlé tout les circuits.
Süre dolduğunda ise, başımıza geleceklerin komutanımızın suçu olduğu söyledi.
Et une fois le temps terminé, il a dit que tout ce qui allait arrivé était de la faute de notre commandant.
Başüstüne efendim. Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım komutanım.
Je ne vous décevrai pas.
Hâlâ aktif sonar araması var komutanım.
Il nous traque toujours.
Komutanım eminiz iki ayrı tepe alarm verdi.
Sûrs, commandant. Alarme des deux sources.
Kızıl ötesi açıkken en az 300 komutanım.
Avec l'infrarouge, 300, mon commandant.
Komutanım galiba Kırım'ı basacaklar.
On dirait qu'ils vont attaquer la Crimée.
Komutanım burası Kartal yuvası.
Ici l'Aire de l'Aigle.
Kırım cevap vermiyor komutanım.
La Crimée ne répond pas.
Ben Veysel komutanım.
II y a quatre hommes dehors.
- Var komutanım.
- Oui, mon commandant.
- Bende komutanım.
- Je les ai, mon commandant.
- Emredin komutanım.
Oui, mon commandant.
On kişi tepede duruyor komutanım.
Dix personnes sur la colline, mon commandant.
İki yüz metre komutanım.
Mon commandant, deux cents mètres.
- Kemal! - Emredin komutanım.
Kemal!
Hanson'ı bulursak bombaları da buluruz komutanım.
Il peut nous conduire aux bombes.
İçlerinde Griffith adlı yetenekli komutanın kumanda ettiği Şahin Takımı adlı birlik gün geçtikçe şöhretlerine şöhret katmaktaydı.
Leurs exploits sur les champs de bataille leur ont valu le surnom de "faucheuses des champs de bataille".
Şahin Takımı Akıncılar Komutanı. Guts.
Guts, capitaine des troupes d'Assaut de la Troupe du Faucon.
- Yok komutanım.
Non sergent!
- Emredersiniz komutanım.
Oui, monsieur.
Muhafız Birliği Komutanına iyiliğim için iftira attığınızı mı söylüyorsunuz şu an? Üstelik böyle bir leke mi sürdünüz?
Alors vous dites que c'est pour mon bien que vous avez calomnié mon Général Wudalchi, par cette méthode particulièrement honteuse?
- Tüm hayatını ulusumuzun önüne serdi ve halkımıza öğretmenlik etti, Komutan Choi Young.
Il a offert sa vie pour notre nation, Il est le maître de notre nation, Général Choe Yeong.
Komutanı zindana attıklarında aldığım bir karar vardı. Bu kişiyi bir daha kilit altına almayacak zincirlemeyecektim.
Quand il était en prison, j'ai pris la décision, que cette personne je ne la laisserais plus jamais être enfermée.
Komutanım?
Monsieur?
E, ilk komutan için hazır mısın?
Prête?
Demek istediğim, Monroe güçlerinin Baş Komutanı buralarda mı dolaşıyor?
Je veux dire, le commandant général de la milice de Monroe, est ici?
Teğmen komutan Happ intihar etmeye çalıştı mı?
Est-ce que le Lieutenant Commandant Happ a essayé de se suicider?
komutan 1282
komuta sende 41
komuta 108
komuta merkezi 58
komutan riker 60
komutan sisko 38
komutan la forge 24
komuta bende 33
komuta sizde 19
komutan chakotay 60
komuta sende 41
komuta 108
komuta merkezi 58
komutan riker 60
komutan sisko 38
komutan la forge 24
komuta bende 33
komuta sizde 19
komutan chakotay 60