Kızarmış tavuk traducir francés
338 traducción paralela
Valencia'nın fotoğrafları, çikolatalı pasta kızarmış tavuk, köfteli spagetti.
Photos de Valencia... gâteau au chocolat... poulet grillé... spaghetti bolognaise.
Kızarmış tavuk, patates kızartması ve karnabahar ogratenden oluşan bir yemek.
Il se composait de poulet rôti, de pommes de terre et de chou-fleur.
Kızarmış tavuk, yerelması, mısır ekmeğime elma kompostosu var.
Il y a du poulet frit, des pommes de terre et une tourte aux pommes.
Teşekkürler. Ne önerirsiniz? Kızarmış tavuk nasıl?
Comment est le poulet frit?
Demek öyle yaptık. Kızarmış tavuk yedik.
Ah bon, on a mangé ça?
Yedik mi? Kızarmış tavuk mu yedik?
Si, si, on a mangé les brochettes.
Kızarmış tavuk mu yiyeceğiz?
Vous nous servez du poulet?
Kızarmış tavuk, tek yolu bu..
Il n'y a que ça de vrai.
Ama bugün kızarmış tavuk var. ve ben bunun için memnunum.
Je suis contente, on va manger du poulet rôti.
Üç güney usulü kızarmış tavuk, hepsinde patates olsun
Trois poulets frie, et pomme de terre vapeur avec.
Neden Sebze'yle birlikte güzel bir kızarmış tavuk yapmıyorsunuz?
Toi et le Légume, faites-nous frire un bon plat de poulet.
- Kızarmış tavuk mu?
- Du poulet frit?
İki tane Virginia usulü fırında domuz,.. ... devasa bir hindi, kızarmış tavuk, dilimlenmiş söğüş domuz,.. ... bir dolu mangal pirzola, bir sürü de garnitür olacak.
J'ai deux jambons de Virginie, une énorme dinde, du poulet frit, du rôti de porc, et plein de travers de porc grillés et des petits trucs à grignoter, comme des oignons marinés, des olives et des radis.
- Hindi. Dana ya da kızarmış tavuk, dolapta meksika usulü tavuğum var.
- On a de la dinde, du bœuf ou du poulet frit, et j'ai du poulet à la mexicaine au congélateur.
Ben kızarmış tavuk severim.
Un poulet...
Senin altında yatsam, bir yandan kızarmış tavuk yiyip... bir yandan da bulmaca çözebilirdim.
Couchée sous toi, je pourrais manger du poulet et faire des mots croisés.
Aslında şöyle yemekler satıyoruz, uh, Tai tarzı makarna, kızarmış tavuk çubukları.
Nous servons des choses comme, des nouilles à la thaïlandaise, du poulet satay.
Afedersin Earl. Bunda kızarmış tavuk var mı?
Dis-moi, Earl, tu as pris le poulet?
22 özel sandviç ve kızarmış tavuk!
Vingt-deux sandwiches plus le poulet!
Motor kızarmış tavuk gibi yanmış.
Ce moteur est carbonisé.
İki kızarmış tavuk... hımm... yumurta salatası... şeftali konservesi... ve... konsantre süt, iki paket çay, biri normal, diğeri papatya çayı... tuzlu balık konservesi dört tane sabun...
Deux poulets rôtis avec du beurre, une salade d'œufs durs, des pêches au sirop, du lait concentré, deux boîtes de thé, du thé noir et de la camomille, un bocal de harengs, quatre savons de toilette...
İki tane kızarmış tavuk. İki tane. Buna ne dersin?
deux poulets rôtis!
Kızarmış tavuk ve kızarmış patates yemeği, 1000 kalori ve % 50 yağ içerir. Bu yağlar, kalp hastalıklarına ve bazı kanserlere neden olurlar.
Du poulet avec purée et sauce contient 1000 calories, mais 50 % de graisse, cause d'infarctus et de certains cancers.
Kızarmış tavuk ve çizburger de yiyebiliriz. Bağışlar?
Nous pouvons obtenir du poulet, frit, cheeseburgers.
Kızarmış tavuk tutuyordum, ve düşürmeme sebep oldun.
Je viens de perdre une frite à cause de toi.
Kızarmış Tavuk, duyuyor musun?
shake'N'Bake, tu me reçois?
Kızarmış Tavuk, burası kule.
shake'N'Bake, ici la base.
Bana kızarmış tavuk ve çikolatalı puding göndersinler.
Qu'on m'amène du poulet rôti et du pudding au chocolat.
Duyduğuma göre bu akşam kızarmış tavuk yiyecekmişiz.
Dis, je pense qu'on nous sert un chow mein au poulet ce soir.
Beraber maça gideriz. Piknik sepeti hazırlarım... Kızarmış tavuk yaparım.
On ira voir un match et je préparerai un pique-nique avec du poulet frit.
Bir paket dolusu yağlı kızarmış tavuk soğurken bir arkadaşınızı umursamanızı kimse bekleyemez zaten.
C'est vrai qu'on ne peut pas se soucier d'une amie quand on a un paquet de trucs frits graisseux qui refroidit.
Üç sebzeli kızarmış tavuk, pilav ve bezelye.
Trois fricassées de poulet, deux riz-haricots...
İki tarafı pişmiş yumurta ve kızarmış tavuk.
Deux oeufs, un poulet rôti.
İşte, kızarmış tavuk!
Du poulet frit.
Radio City'de haftada bir gösteriye çıkmaya başlayınca istediğin kadar kızarmış tavuk yiyebilirsin.
Quand je danserai à Radio City, tu auras des frites à volonté.
Tel ve kablo mu yapıyorlar, yoksa kızarmış tavuk mu, yoksa mandalina mı yetiştiriyorlar, umurunuzda değil.
Vous vous foutez bien que ce soit du câblage, du poulet frit ou des mandarines!
Git ve iki kızarmış tavuk al.
Hua-nui, va acheter deux poulets bouillis.
Kızarmış tavuk.
C'est du poulet bouilli!
Kızarmış tavuk ve böğürtlen sosu.
Poulet rçti et sauce aux myrtilles.
Tamam. Bir kova kızarmış tavuk çikolatalı parfe- -
Très bien, j'achèterai du poulet grillé, un supplément de peau, des petits pains et du parfait au chocolat.
Çok teşekkürler. Onunla kızarmış tavuk aldım.
Je me suis payé du poulet avec.
Yine de, kızarmış tavuk yüzünden asılmak istemem.
La peine de mort pour un poulet rôti, j'aime mieux pas.
- Kızarmış tavuk.
De poulet!
Yemek diye yalvardı. Biraz kızarmış tavuk yapıp verdim.
Je lui ai donné du poulet frit.
Dün burada olsaydın kızarmış tavuk yiyebilirdik.
Si vous aviez été là hier on aurait pu manger du poulet rôti!
Kızarmış bir tavuk gibi hissediyorum.
Je me sens comme un crétin rôti.
Kızarmış tavuk...
Deux poulets rôtis, des pêches au sirop,
Hadi kızarmış tavuk hazır.
"
Ben iki duble çizburger yedim. İki kızarmış patates, bir kola, bir Sprite, bir portakal, tavuk ve patates.
J'ai pris 2 double cheeseburgers, deux frites, un coca, un Sprite et une orange Du poulet et des chips.
Hadi, Kızarmış bir tavuk nasıl olurdu?
- Allez. Un poulet rôti?
Kızarmış tavuk.
Du poulet frit.