English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ L ] / Liv

Liv traducir francés

1,574 traducción paralela
- ÜIkeyi birlikte yönetebiliriz. - Liv?
Nous... pourrions diriger ce pays ensemble.
- Düşünüyorum.
Liv?
- Arasak mı acaba? - Liv aramamamızı söyledi.
Elle a dit de ne pas l'appeler.
Neden hiçbir şey yapmadan burada oturuyoruz?
Nous ne sommes pas juste assis ici. Liv a un plan.
Bu iş bizim boyumuzu aşar.
Liv fréquente les gros chiens.
- Ne? Liv, Beyaz Saray'da çalışıyordu.
Liv a travaillé pour la Maison Blanche.
Liv'e bu konuda hiçbir şey sormayacağız.
C'est le vrai marché. On ne pose pas de question sur ça à Olivia.
- Liv. Üç telefonundan birine cevap veriyorum.
Tous les trois appels, je réponds.
Liv, seni bir kez daha hayal kırıklığına uğratmayacağım.
Liv? Je ne te laisserai pas tomber cette fois.
Bu işi bir an önce bitirelim Liv.
On va devoir faire ça vite.
- Liv. - Neden başkan olmak istiyorsun?
- Pourquoi veux tu être président?
Bu seçimi kazanmak istiyorum ve kazanacağım Liv.
Et je le veux, Liv. Je veux gagner ces élections. Je vais gagner.
Liv.
Liv.
Liv, Liv, Liv.
Liv, Liv, Liv.
Liv çok hoş, çok akıllı bir kadın.
Bon, Liv est femme ravissante et intelligente.
Hollis bu konuda bir şey söyledi mi Liv?
Hollis n'a rien dit sur ça, Liv?
Ne yalan söyleyeyim, bir yanım, asalım gitsin, dedi.
Je ne mentirai pas, Liv. Il y a une partie de moi qui souhaiterait qu'on la laisse se faire prendre.
Liv?
Liv?
Liv'in küçük ordusuyuz.
- On est la petite armé de liv.
Girmese bile ben hep yanında olacağım Liv.
Tout va bien se passer. Et même si ce n'est pas le cas, Je suis avec toi liv.
Öğrenirse yıkılır Liv.
Il ne survivrait pas sachant ça. Ça le changerait.
Soyut bir şeyden bahsetmiyorum artık Liv.
Ce n'est plus de la théorie Liv.
Bir hata yaptığı anda onu yalnız mı bırakacağız yoksa?
Ou cela ne s'appliquait que tant que Liv n'avait pas de défauts?
Liv, ben...
Liv, um, je...
Aşk, insana acı veren bir şey olmamalı Liv.
L'amour n'est pas supposé blesser, Liv.
Defiance'ı istedi, Liv.
Elle voulait Defiance, Liv.
Bir dakikam var, o kadar. Beni izliyor, Liv.
Je n'ai qu'une minute.
Kararı o verdi ve sonra da Liv'i, Verna'yı ve beni yanına aldı.
Il a décidé de tout, et a su convaincre Liv'et Verna et... moi.
- Nasılsın Liv? - Meşgulüm. Sen nasılsın?
Comment va tu, Liv?
Bu kez bana değil, kardeşim Will'e yardımcı olacaksın.
Et bien. Ce n'est pas moi cette fois, Liv. C'est au sujet de mon frère...
Yapma Liv, cumhuriyetçi bir eyalet gey bir vali adayını seçmez.
voyons, Liv. Tu ne peut pas être élu gouverneur Gay - dans un état rouge - qui le dit?
Liv'i mi arıyorsun? Herkes eve gitti.
Si tu cherches Liv tout le monde est rentré chez soi.
Bu ikinci seçeneğimiz iyi bir aday mı Liv?
Notre deuxième option... elle va bien, Liv?
Beni sırtımdan bıçaklanmam değil sırtımdaki bıçağın büyüklüğü üzüyor asıl.
- Je suis complétement mis de côté, Liv Ce n'est pas le poignard que j'ai dans le dos qui me contrarie. C'est la taille du poignard.
Fitz'le aranızda ne geçmiş olursa olsun onu Mellie'ye bırakman çok alçakça Liv.
Peut importe ce que tu ressens pour Fitz, peut importe ce qui peux arriver, le laisser à Mellie...
Alo? Liv?
Hello?
Bir eşe ihtiyacı var.
Liv? Il a besoin d'une femme.
Yapma Liv, ben Amerika'nın en büyük siyasi ailelerinden birinin içinde büyüdüm.
Allez, Liv. J'ai grandi dans la plus grande famille politique américaine.
Adam bir hukuk dehası, Liv. Zamanımızın en iyi yargıçlarından biri.
Randall est un génie judiciaire, Liv, un des plus brillants de notre génération.
- Liv'in bir planı var.
Quel plan?
Liv, kodamanların içinde.
Et, tu sais,
- Yine aynı şeyi söyleyeceğim.
- Liv.
- Neden?
- Liv.
Liv'i görmeye gelmiştim de. Olivia burada değil.
Olivia n'est pas là.
Bu işten zarar gören tek kişi Fitz olacak.
Et Liv?
- Seni izlediği falan yok.
Il me regarde, Liv.
- Liv, bilmesi mümkün...
Je pense qu'il sait ce que nous avons fait - J'en suis sure. Liv, il ne peut pas...
Nasıl bir işe bulaştığını bilmiyordu Liv.
Elle ne savait pas dans quoi elle s'engageait, Liv.
- Tamamen devre dışı kaldım Liv.
- Tu te fous de ma gueule!
- Cyrus.
ça c'est faible, Liv.
Liv, kendini aştın resmen.
Liv, tu dois te moquer de moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]