English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ L ] / Loi

Loi traducir francés

15,231 traducción paralela
- Kanunlar bizden yana.
- La loi est de notre côté.
- Kanun zaten Bogue, Matthew.
- C'est Bogue, la loi, Matthew.
Kitaba ve kanunlara göre benim olanı geri almaya hakkım var.
J'ai le droit, au nom du Seigneur et au nom de la loi, de reprendre ce qui m'appartient.
Kanun ve düzen önemli.
La loi et l'ordre, comme on dit.
- Burada hükümet yok, kanun yok.
Pas de gouvernement, de loi.
Kanunlar bir kadının, kocasının zoruyla hareket ettiğini anlayışla karşılar Isabel.
Isabel, la loi reconnaît qu'une femme peut être impuissante face à la volonté de son mari.
Hell or High Water | 2016
HORS-LA-LOI
Arenalarda yasa yoktur.
Dans le cirque, il n'y a pas de loi.
Sonra onları, firari bir suçlu olarak kendi menfaati için kullanmayı seçti.
Puis elle a utilisé sa formation pour se transformer en hors-la-loi.
Seni sevmek zorundayım diye bir kanun mu var?
Y a une loi qui m'oblige?
- Seni sevmeliyim diye bir kanun mu var?
- Y a une loi qui m'oblige à t'aimer?
Tanrım! Dans pistinde İngiliz erkeklerini yasaklamak lazım.
Une loi devrait interdire aux Anglais d'accéder à la piste de danse.
Kendim, ben ERA örgütünün sıkı bir destekçisiyim. Buna rağmen, cinsler arası iletişimi başlatanın kadın olması gerektiğini savunmak erkek cinsine ancak yarımyamalak bir darbe vurabilir.
Moi, j'appuie la loi sur les droits des femmes, même si je doute de son effet immédiat sur la norme sociale du mâle dominant qui amorce tous les contacts avec les femmes.
If it's a crime to be sexy then you're under arrest
C'est un crime d'être sexy Au nom de la loi, je t'arrête
- Sorun çıkarmak istemem başınıza ama kılıfsız hortumla dondurma kazımak üçüncü sınıf sağlık kuralı ihlaline giriyor.
Je ne veux pas vous causer des ennuis, mais servir des glaces à la trompe sans protection contrevient à la loi sur la salubrité.
Adaletin gözünde herkesin eşit olduğunu söylerler ama bu ; adaletin herkese eşit muamele ettiği anlamına gelmez.
On dit qu'on est égaux aux yeux de la loi, mais ça ne veut pas dire qu'on est traités équitablement.
O kadın da emek vergisi kanununa tabi.
Elle tombe sous la loi du travail obligatoire.
Kanunu dinleyelim.
Récitez la Loi.
Bu orman kanunudur, gökyüzü kadar eski ve güvenilir.
"Voici la Loi de la Jungle," aussi vieille que le ciel, aussi sincère.
Ağaç gövdesini saran sarmaşık gibi, kanun da her yeri sarar.
Comme la liane, sur l'arbre qu'elle enlace, la Loi, partout, passe et repasse.
Nehir kıyısında avlanmak artık yasaktı çünkü orman kanununa göre içmek yemekten önce gelir.
Chasser près de la rivière devenait interdit. Car selon la Loi de la Jungle, boire passe avant manger.
- Kanunu biliyorum antiloplar.
Je connais la Loi, les gars.
Birkaç yıl için av bölgeni değiştiriyorsun ve herkes kanunun nasıl işlediğini unutuveriyor.
Changez de terrain de chasse, et tout le monde oublie la Loi.
- Kanun hakkında ne bilirsin ki sen?
Que sais-tu de la Loi? Raksha!
Kanun falan tanımazsın sen!
Tu ignores la Loi.
Ha, biz de orman kanunu okuruz.
On récite la Loi de la Jungle.
İşte bu orman kanunudur, gökyüzü kadar eski ve güvenilir.
"Voici la Loi de la Jungle" aussi vieille que le ciel, aussi sincère.
İşte bu orman kanunudur, gökyüzü kadar eski ve güvenilir.
"Voici la Loi de la Jungle aussi vieille que le ciel, aussi sincère"
Ağaç gövdesini saran sarmaşık gibi, kanun da her yeri sarar.
"Comme la liane sur l'arbre qu'elle enlace, la Loi, partout passe et repasse."
- İşte bu orman kanunudur.
"Voici la Loi de la Jungle :"
Ağaç gövdesini saran sarmaşık gibi kanun da her yeri sarar.
Comme la liane sur l'arbre qu'elle enlace, la Loi, partout, passe et repasse.
Eğer dediklerimi dikkate almayacaksan belki de daha itaatkar olmalısın. Evrenin kanunu.
Ou peut-être obéirez-vous à un impératif supérieur, la Loi de l'Univers.
* Neptün'ün boyun eğdiği * * en sarp kayaların üzerinde * * aşk yolunu bulur *
Où Neptune fait loi Au-delà des hauts rochers L'amour trouvera sa voie
Kimse bana nasıl yaşayacağımı söyleyemez.
Personne ne fera la loi chez moi!
Şimdi, aptal olanlar da dahil olmak üzere tüm 7. sınıf öğrencileri termodinamiğin ikinci yasasını bilir.
- Merci. N'importe quel jeune de 12 ans, même le plus idiot, connaît la 2e loi de la thermodynamique.
Topluluğumuzu açığa çıkma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. En önemli yasalarımızdan birini çiğnedi.
Il a risqué de révéler notre existence en brisant une loi des plus sacrées.
Deliklerde fare gibi saklanmamızı söyleyen bir yasa.
Une loi qui fait de nous des rats d'égout.
... bu yasa kimleri koruyor?
qui cette loi protège-t-elle?
Yasayı biliyorsunuz.
C'est la loi.
Evlenemeyeceğimizi söyleyen hiçbir kanun yok.
Aucune loi ne nous interdit de nous marier.
Şimdi halkımdan ulusumuz için ülkeme ve karıma dönmek için adalet ararken onurlu ve yasalara saygılı olmalarını istiyorum.
Je demande à mon peuple de rester digne et de respecter la loi tandis que je réclame justice pour notre nation afin de pouvoir rentrer dans mon pays et auprès de ma femme.
Prosedür, yasaları uygulamamız.
Le plan... On fait appliquer la loi.
Bu yüzden kanunlara göre tahta bir yıl için kraliçe geçmiş.
La loi prévoyait que la reine occuperait le trône un an encore.
Hukuksal olarak suç.
Un crime aux yeux de la loi.
Bu işte kanunların dışındayız.
Nous sommes hors la loi, cette fois.
- Çünkü kanunları çiğnediniz.
- Vous avez enfreint la loi.
- Bla bla bla...
- La loi. la loi.
... bla bla bla.
La loi. La loi. La loi.
Gerçekleri ve hukuku göz ardı etti,
Il avait ignoré les faits et la loi.
# Düşünebilir tüm köy halkı çılgın olduğumu Ya da çok uzaklara sürüklendiğimi #
Le village dira c'est Tala Une vieille femme sans foi ni loi
- Kanun namına dur!
Au nom de la loi, arrêtez-vous!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]