Mantıklı traducir francés
14,029 traducción paralela
- Bu çok mantıklı.
- C'est logique.
Medyumum önceki hayatımda kurt olduğumu söylemişti, ki bu çok mantıklı ama Conner'ın hatırlamasına inanamıyordum.
Mon voyant m'a dit que j'étais un loup dans ma vie précédente, ce qui explique plein de trucs, mais je n'en reviens pas que Conner s'en soit souvenu.
Bana mantıklı gelmesini sağlayın.
Faites que je le comprenne.
Sizce bu mantıklı mı?
Ça fait sens pour tout le monde?
- Hiç mantıklı değil.
Ça n'a pas de sens.
Artı o kız sıfır mantıklı çünkü. Neden?
Parce que toi et cette fille, ça n'a aucun sens!
Bu hiç mantıklı değil,
- Ça a aucun sens.
Hiç mantıklı gelmiyor.
Ça n'a pas de sens.
Eminim, bu Çedar para konusunda mantıklı davranır.
Ce dénommé Cheddar saura être raisonnable, j'en suis sûr.
Bu mantıklı.
Je ne suis pas surpris.
Böyle söyleyince kulağa pek mantıklı bir yatırım gibi gelmiyor.
Dis comme ça, ce n'est pas un super investissement.
- Aslında çok mantıklı.
- Eh bien, c'est très simple.
Bana mantıklı geliyor mu sanıyorsun?
Vous pensez que tout ça est logique pour moi?
Bana mantıklı geldi.
Bien, ça me paraît crédible.
Kapıyı hedef alan kişilerin takas noktasının yanında takılıyor olmaları sana mantıklı geliyor mu?
Est-ce que ça te semble possible que les gars qui ont franchi la porte soient assez bêtes pour traîner juste à côté de leur lieu d'échange?
Mantıklı.
Ça se tient.
Evet, bu mantıklı.
Ca parait logique.
Mantıklı.
ça a du sens.
Tabi. Mantıklı.
C'est parfaitement sensé.
Sadece ikisinin arasındaki ilişkiyi ve Bay Simpson'un böyle korkunç cinayet işleyecek kadar kıskanç olduğunu bilirseniz mantıklı gelebilir.
C'est seulement lorsque l'on comprend le contexte et leur relation ainsi que la jalousie de M. Simpson que son mobile pour commettre ces meurtres brutaux est compréhensible.
Gayet mantıklı geliyor.
C'est tout à fait logique.
Sanırım bunların bir etkisinin olacağını düşünmek mantıklı olacaktır.
Je pense qu'il serait raisonnable de supposer que cela peut avoir quelque impact.
- Tabii mantıklı bir şüphe haricinde.
Au-delà d'un doute raisonnable.
Yaptığın hiçbir şey mantıklı değil.
Ce que vous faites n'a aucun sens.
Hikayesini anlattılar, hiç mantıklı gelmedi. Şimdi de aklımdan çıkmıyor.
Ils m'ont raconté l'histoire et ça n'a aucun sens, et maintenant on peut plus s'en débarrasser.
Sinir bozucu ve aptalca bir oyun ama en azından mantıklı.
Ce jeu est ennuyeux et stupide, mais au moins, il est logique. Fils de...
- Söylemedi, mantıklı konuşmuyordu.
Il ne l'a pas dit. Il n'était pas très cohérent.
Hiç mantıklı değil.
Ça n'a aucun sens.
Aşağıya gideceğim, sakince ona düşüncelerimi ifade edeceğim, mantıklı bir şekilde.
Je vais descendre, et je vais lui faire part de mes inquiétudes de manière rationnelle et calme.
Mantıklı yani.
Ce ne sont pas des bêtises.
- Mantıklı.
- Ça paraît logique.
Tamam, açık fikirli ol yeter eminim ki mantıklı bir açıklaması vardır.
OK, garde l'esprit ouvert. Je suis sûr qu'il y a une explication logique à tout ça.
Eğer onunla, destekleyici ve agresif olmayan bir tavırda konuşursan sana mantıklı cevaplar verecek.
Si tu lui demande avec soutient, et de manière non conflictuelle, il te donnera une réponse calme et logique.
Akıllıca, mantıklı, makul.
Malin, sensé, rationnel.
Bizim için American kelimesini çıkarmanın böyle mantıklı bir açıklaması var.
Supprimer le mot "American" nous paraît logique.
Gayet mantıklı çünkü sıkıntı yaşayan ruhlar ilgisini çeker.
Ce n'est pas étonnant, il est attiré vers les âmes tourmentées.
Sebebi varsa, sizden mantıklı bir sebebe ihtiyacım var...
Dans ce cas, il faut lui écrire un mot d'excuse...
Motorlar her zaman ona mantıklı geldi.
Alors les moteurs n'ont jamais eu de secrets pour lui.
Mantıklı olamnın vakti değil şu an, tatlım.
Hé. C'est pas le moment d'être rationnel chéri.
Hiç mantıklı değil.
Ça n'a pas de sens.
Bu mantıklı gelmiyor.
Quelque chose ne va pas.
Hiçbiri mantıklı değil.
Ça n'a... ça n'a aucun sens.
Hiç mantıklı değil.
Il n'additionne pas.
Hepsinin mantıklı bir açıklaması var.
Il y a une explication rationnelle à tout ça.
- Çünkü hiç mantıklı gelmiyor.
Parce qu'il ne fait pas tout sens.
- Hiçbir zaman mantıklı gelmeyebilir.
Il ne peut jamais avoir de sens.
Hiç mantıklı gelmiyor bu.
Cela ne fait pas tout sens.
Söyleyecek en mantıklı insandı.
Il était logique que je lui dise à lui!
Bu mantıklı sonuç gibi duruyordu.
Ça paraissait logique à vrai dire.
Gayet mantıklı.
Cela prend tout son sens.
Gayet mantıklı da geliyor.
C'est parfaitement logique, de votre point de vue.