Mec traducir francés
70,054 traducción paralela
Aranız iyi mi?
Tu vas bien, mec?
Çocuk yıllardır süt kutusu bile kaldırmamış.
Ce mec n'a pas dû porter plus qu'une brique de lait dans sa vie.
İşte budur oğlum!
Ouais, mec!
Dikkatli ol oğlum.
Oui, mais fais gaffe, mec.
Önemli değil.
Ça va, mec.
Ne haber dostum?
Quoi de neuf, mec?
O sana yaramaz.
C'est mauvais pour toi, mec.
Gel, bizimle iç dostum!
Viens boire avec nous, mec!
Alex, sıra sende!
Alex, à toi, mec!
Aferin sana!
Bien joué, mec!
Gir içeri lan, gir!
Vas-y, mec, allez!
Oğlum, aynı takımdayız, beni geberttin!
Mec, ton équipe m'a tué!
Vay, iyi nişancısın lan.
Mec, tu vises super bien.
Hannah öldü.
Mec, Hannah est morte.
Oğlum, taşını at ve kasetleri bir sonrakine ver.
Mec, vise et fais passer.
Arkanı dönsene be.
Reviens, mec.
Bilmiyorum ama köşede ürkütücü bir yaşlı adam var, güneşli günlerde bile şemsiyeyle geziyor.
Je sais pas. Il y a un mec louche au coin de la rue qui se promène avec un parapluie même quand il fait beau.
Evet, fotoğraflarını çektim çünkü öyle kızlar benim gibi yıllıkçı çocuklarla takılmaz.
J'ai pris des photos d'elle, mais c'est parce que les filles comme elle ne sortent pas avec le mec de l'album de fin d'année, avec moi.
O hissi bilirim.
Je sais ce que tu ressens, mec.
O adamı dövdüğünüzü gördüm.
Je t'ai vu frapper ce mec.
Geliyor musun dostum?
MEC, TU VIENS?
Götün güzelmiş oğlum!
Beau cul, mec!
Sesini alçaltsana.
Baisse d'un ton, mec.
Bana bak, defol git.
Mec, casse-toi.
Anlıyorum kardeşim ama yine de bunun yardımı olmuyor.
Je comprends, mec, mais quand même. Ça aide pas, cette merde.
Ara sıra aranıza erkek almayı seviyormuşsunuz.
Il parait que vous aimez partager un mec parfois.
Oğlum, Hannah Baker çatlak lezzonun teki.
Cette Hannah Baker est une sacrée lesbienne, mec.
Ne oluyor ya?
Bordel, mec!
Ne oluyor lan? Yavaşlasana!
Bordel, mec, ralentis!
Saçmalıyorsun.
Tu délires, mec.
Bunun üzerine çalışmalıyız
On va bosser là-dessus, mec.
Erkek arkadaşından ayrılmış.
Elle a rompu avec son mec.
Kodla işte.
Mec, épelle-le.
Sağ ol dostum, çok naziksin.
Merci, mec, c'est sympa.
Oğlum, ciddi misin sen?
Mec, sérieux.
Ne bok yemeye geldin?
Qu'est-ce que tu fous là, mec?
Clay. Maçın ortasındayız be!
On a un match, mec!
Sevgilinin büyük maçını kaçırmak istemezsin.
Tu veux pas louper le grand match de ton mec.
Amma gergin bir çocuk.
C'est un mec intense.
Bir erkekle ilgili değil, de.
qu'il ne s'agit pas d'un mec.
Haydi, sana ihtiyacımız var.
Allez, mec. On a besoin de toi.
Oğlum, bir doktora git.
Mec, va voir un médecin.
Sinir bozucu olabilir ama iyi bir insan.
Il est chiant parfois, mais c'est un mec bien.
Ryan gibi biriyle arkadaş olabileceğimi mi düşündün?
Tu crois que je serais ami avec un mec comme Ryan.
Peki şu Brad denen çocuk şimdiki erkek arkadaşın mı?
Alors, ce mec, Brad, c'est ton copain?
Son zamanlarda çok rahatsız oluyor çünkü bütün vaktimi başka biriyle geçiriyorum.
Il l'a plutôt mauvaise ces temps-ci, car je passe beaucoup de temps avec un autre mec.
Erkek arkadaşımla yattım.
J'ai couché avec mon mec.
Bak, kendine göre bir süreçten geçtiğini anlıyorum ama senin için endişeleniyorum.
Je comprends que tu aies des choses à digérer, mais je m'inquiète pour toi, mec.
Hayır.
Chaque personne qui a dit du mal d'elle est responsable, et chaque mec qui l'a emmerdée.
Senden ne haber?
Et toi, mec?
Vay!
Yo, mec!
meclis 25
mecburum 166
mecbursun 66
mecbur muyum 33
mecburuz 49
mecburen 16
mecburdum 83
mecbur kaldım 19
mecbur değilsin 33
mecburum 166
mecbursun 66
mecbur muyum 33
mecburuz 49
mecburen 16
mecburdum 83
mecbur kaldım 19
mecbur değilsin 33