Moralim bozuk traducir francés
172 traducción paralela
Üşüyorum, moralim bozuk ve keyifsizim.
J'ai froid, je suis contrariée et déprimée.
Moralim bozuk.
Je suis tellement abattu.
Edith, fazla ileri gittiğimi falan düşünmezsin umarım ama bu gece biraz moralim bozuk.
Edith, vous allez me trouver familier... J'ai pas le moral.
Benim moralim bozuk değil ki.
Mais je tiens le choc!
Şu aralar moralim bozuk da.
Mais je suis désespérée.
Moralim bozuk bir şekilde dışarı çıkıyorum Neyse kısa keseceğim zira hepsini dinlemek istemezsin.
Alors je sors de là, plutôt déprimé, J'abrège l'histoire.
Moralim bozuk. Senin de öyle.
On est tous les deux tendus.
Moralim bozuk.
Je déprime.
- İggy, Çok moralim bozuk, eşlik edecek birine ihtiyacım var.
- Je suis déprimé, me laisse pas seul.
Hey Hank, ne zaman moralim bozuk olsa genellikle, bira bütçesinin gerisine düşen bir dostuma bira ısmarlarım.
Vous savez, Hank, quand je suis un peu déprimé, j'aime bien offrir une bière à un ami qui a un peu dépassé son budget.
O kadar da moralim bozuk değil.
Je ne suis pas si déprimé que ça.
Kiloluyum, işsizim eşimden ayrıyım, moralim bozuk, çok içmeye başladım.
Je suis trop gros, au chômage, séparé de ma conjointe, déprimé, je bois trop.
Şimdi hem moralim bozuk hem de saçlarımı kaybedeceğim.
D'accord. J'espère que tout va s'arranger, Frasier.
Moralim bozuk, çünkü tamamen yalnız olacağız. Okyanusun ortasında. Bir gemide.
Non, parce qu'on sera seuls au milieu de l'océan, sur un bateau, dans une cabine de luxe avec un lit...
Dorothy ve Blanche konusunda moralim bozuk.
Cette dispute me travaille.
Moralim bozuk.
Ça me déprime.
Biraz... moralim bozuk.
Je suis un peu déprimée.
Moralim bozuk biliyorsun. En azından yalan söyleyebilirsin.
Je suis déprimée, tu pourrais au moins mentir.
Çok moralim bozuk.
Maintenant je n'ai plus du tout le moral.
Moralim bozuk, evet. Öldürmek istiyorum.
Tu as raison, je suis d'humeur à tuer.
Bazen moralim bozuk olabilir.
Oui, j'abandonne.
Herneyse, ilk olarak... Bir şey hakkında biraz moralim bozuk.
Bon, premièrement, je suis un peu contrarié à propos de quelque chose.
Sadece moralim bozuk, bilirsin.
Pas fort.
Bu günah şeyi yüzünden biraz moralim bozuk.
Cette histoire de péché m'a retournée.
Özür dilerim. İş yüzünden moralim bozuk.
Le travail me met de mauvaise humeur.
- Hala moralim bozuk.
- Je suis encore déprimé pour ça.
Hiçbir şeyi doğru dürüst yapamadığım için moralim bozuk.
Je suis comme ça un point c'est tout.
Biraz moralim bozuk.
Je suis un peu déprimé.
- Neden? Bak, zaten moralim bozuk.
Ecoute Rory, je suis déjà d'une humeur massacrante.
Moralim çok bozuk.
"Je suis trop déprimée."
Moralim öylesine bozuk ki, Theresa
J'ai le cœur brisé!
Moralim çok bozuk.
Tout ceci est très déprimant.
Moralim çok bozuk. Anlamaya çalışıyorum.
Je suis à bout, comprends-moi.
Moralim çok bozuk, Bayan Oyl.
Ma morale est un fond de cale, M'dame Oyl.
Moralim çok bozuk.
J'ai point le moral pour péter!
Moralim o kadar bozuk ki!
Je suis bouleversé.
Moralim yeterince bozuk değilmiş gibi alışveriş yaparken başıma korkunç bir şey geldi.
Et comme si je n'étais pas assez déprimée comme ça, il s'est passé quelque chose d'horrible.
Moralim çok bozuk.
Je suis tellement déprimée.
Birkaç yıldır moralim çok bozuk... neden beni rahat bırakmıyorsunuz?
Je suis de mauvais poil depuis deux ans, me cherchez pas.
Son zamanlarda moralim çok bozuk.
J'ai été... pas mal déprimé.
- Moralim bozuk.
Je déprime.
Tanrım, moralim çok bozuk!
Quelle déprime!
Moralim çok bozuk.
Je suis vraiment déprimé.
Benim dans edemeyecek kadar moralim bozuk.
Allez-y.
Çok moralim bozuk.
Je n'y comprends plus rien.
- Moralim bozuk.
- Là, tu m'as achevé.
Ne olursa olsun, gün ne kadar kötü geçmiş olursa olsun, moralim ne kadar bozuk olursa olsun orada hiçbir şey bana ulaşamaz gibiydi.
Peu importe ce qui se passait ou si j'allais mal et que mon monde s'effondrait, - rien ne pouvait plus m'atteindre.
Ne yazık ki, moralim çok bozuk.
Je suis de mauvaise humeur.
- Moralim çok bozuk.
- Désolée, je suis de mauvaise humeur.
Moralim çok bozuk.
Je suis tellement déprimé.
Kusura bakma, moralim çok bozuk.
Je suis désolé.