Odum traducir francés
106 traducción paralela
Çok memnun odum, Jim.
Enchantée de vous rencontrer, Jim.
Tanıştığımıza memnun odum. Phelps davası iç işlerine devredildi.
Phelps est transféré à l'IGS.
Sadece sarkılarını sevdigimi anlatıodum.
J'essaie juste de te dire que j'aime ta musique.
Sana aşık odum ; buna engel olamıyorum.
Je n'y peux rien, je t'aime!
- Memnun odum.
- Enchanté.
Martin Odum diye biri yok.
Il n'y a pas de Martin Odum.
Uzakta olunca Martin Odum'u kendinden ayırabiliyors- -
Dès que vous eteignez Martin Odum, vous pouvez...
Kime olursa olsun. Ajan Rice? Ben Martin Odum.
Agent Rice.
Yukarı katta, Gizli Görevlerde çalışıyorum.
Martin Odum. Je travaille aux renseignements.
Gerçekten Martin Odum olduğunu mu sanıyorsun?
Tu crois vraiment que tu es Martin Odum?
Martin Odum'un sadece bir efsane olduğunu.
Que Martin Odum est juste une légende.
Ajan Odum'un maktulün yanında durduğunu ve sonrasında olay yerinden kaçtığını gösteren video var elimde.
J'ai une vidéo montrant l'agent Odum debout devant la victime puis s'enfuyant.
- Martin Odum diye biri yok, o bir efsane.
Il n'y a pas de Martin Odum. C'est une légende.
Evet, şüphesiz Martin Odum elimizde en kıymetli ajan, ama sağlıklıyken.
Oui, Martin Odum est notre meilleur atout, sans aucun doute, quand il est en bonne santé
- Martin Odum.
- Martin Odum.
Odum geçen gün yanıma gelip bana bir cinayeti sordu.
Odum est venu me voir et m'a questionné sur un homicide.
Diğeri o değil mi, Martin Odum?
C'est lui, non? C'est Odum?
Odum'un bana o platformda olduğunu söylememesi oldukça şüpheli geldi.
Et j'ai trouvé suspicieux que Odum ne mai jamais dis qu'il était sur le quai du métro.
Yani Bay Odum'la konuşup olayla ilgisini neden doğru anlatmadığını sormak isterim.
Donc je voudrais parler à M. Odum et comprendre pourquoi il a caché son implication.
Pekâlâ, Bay Odum müsait olunca onunla konuşmak istediğimi söylersiniz.
Quand M. Odum sera disponible dîtes-lui que je voudrais lui parler.
Elimde Odum'un olay yerinde kurbanın yanında çökerken görüntüleri var.
Vous voyez, j'ai une vidéo d'Odum s'agenouillant sur la victime au moment du crime.
Ayrıca ilk başta Odum orada olmadığına dair yalan söyledi.
Odum m'a menti sur sa présence au début.
- Martin Odum, efendim.
Martin Odum, monsieur.
- Siz Odum hakkında ne düşünüyorsunuz? - Çok kısa sürede bize çok sağlam...
Que pensez vous de Odum?
Odum bu büyüklükte bir dosyada güvenebileceğim tek adam.
Odum est le seul agent en qui j'ai confiance pour une affaire de cette importance.
Bakın, Martin Odum soruşturma görevlisine yalan söylediği,... hunharca işlenmiş cinayetin görgü tanığı.
Martin Odum est le témoin matériel d'un violent homicide pour lequel il a menti à un agent d'investigation.
Peki ya Odum?
Et Odum?
Martin'i cinayetle ilişkilendiren kanıtın var mı?
Vous avez des preuves qui relient Martin Odum au meurtre?
Artık McCombs'u öldürenin Odum olduğunu düşünmüyorum.
Je ne crois plus qu'Odum a tué McCombs.
Ama artık elimizde ikinci bir kurban var. Artık Odum'un şüpheli olduğunu düşünmüyorum ama olayın tam ortasında bulunuyor.
Mais maintenant, on a une deuxième victime, et je ne crois pas qu'Odum soit un suspect, mais il est au centre de tout ça.
- Gerçek de Odum'un daha şimdiden iki kişinin ölümüne yol açmış bir olayın içinde olduğu.
Et la vérité, c'est qu'Odum est impliqué dans quelque chose qui a tué deux personnes.
Ben de FBI'danım, aynı Odum gibi.
Mais je suis du Bureau, comme lui.
Adım Martin Odum.
Je m'appelle Martin Odum...
Adı ya Len Barlow ya da Martin Odum.
Son nom est soit Len Barlow soit Martin Odum.
Ajan Odum'la görüşebilir miyim, lütfen?
Je peux parler à l'agent Odum?
Sana Martin Odum olmadığını söyleyen adam hani?
Celui qui a dit que tu n'étais pas Martin Odum?
Odum çok konuşkan biri değil, demek istediğimi anladıysan.
Odum n'est pas très bavard, si vous voyez ce que je veux dire.
Evet, ama Odum Irak'ta değildi, değil mi?
Mais Odum n'était pas en Irak.
Gerçekten Martin Odum olduğunu mu? sanıyorsun?
Vous pensez vraiment être Martin Odum?
Martin McDonald Odum.
Ce n'est pas Martin Odum.
Ajan Odum.
Agent Odum.
- Bekleyin, Dobson iyileşecek, Ajan Odum.
Attendez, Dobson va bien, Agent Odum.
Ajan Odum görevi tehlikeye atabilir.
Odum peut mettre en danger la mission.
Houston'a Odum'u almak için geldik sanıyordum.
Je croyais qu'on allait à Houston pour récupérer Odum.
- Kapana kısıldın, Ajan Odum.
- C'est fini, Agent Odum!
Bence Martin Odum vahşi bir cinayetin baş tanığı.
Je crois que Martin Odum est un témoin d'un homicide brutal.
Odum bir haftadır o efsaneyi oynuyor. Şimdiden içlerine girmeyi başardı.
Odum est dans sa légende depuis une semaine, et il a déjà pénétré le réseau.
Nelson Gates, koskoca GOD'nin müdürü, geçen gece evime geldi. Martin Odum davasını bırakmamı söyledi.
Nelson Gates, le chef du DCO, est venu chez moi la nuit dernière en me disant de lâcher Martin Odum.
Ajan Odum, gizli bir plan önerdi. Efsanesini, Albay'a karşı oynamaya devam edecek.
L'agent Odum a proposé une opération sous couverture, en gardant en jeu sa légende avec le colonel.
- Martin Odum o platformda ne yapıyordu öğrenmeden vazgeçmeyeceğim. - Vazgeç.
- Arrête.
Bence sen de pek emin değilsin.
- Je ne vais pas arrêter tant que je ne saurais pas pourquoi Odum était sur cette plateforme de métro.