Olacaksın traducir francés
22,091 traducción paralela
O zaman korkunç derecede yalnız olacaksın.
Plus de jeu. Alors tu vas être terriblement seule.
Ve bu mükemmel plânın işe yaramazsa psikopat bir katili sokaklara salmış olacaksın.
Et quand ton plan de génie ne marchera pas, tu auras juste renvoyé un meurtrier psychotique dans les rues.
Babanın olmanı istediği adam olmak istiyorsan bu şekilde olacaksın.
Si tu veux être l'homme que ton père espérait de toi, c'est comme ça que tu y arriveras.
Kısası iyi olacaksın.
Que tu iras bien.
Harika olacaksın.
Vous allez être super!
Ne olursa olsun yine de tahakkuka şahit olacaksınız.
Peu importe, vous serez tous deux témoins de sa réussite.
Her zaman kalbimde olacaksın.
Tu es la femme de ma vie.
Ollie, senin hayatının aşkı olmadığımı biliyorum ama sen her daim benim hayatımın aşkı olacaksın.
Ollie, je sais que je ne suis pas l'amour de ta vie... Mais tu seras toujours le mien.
Bana bak, iyi olacaksın.
Regarde-moi, ça va aller.
İyi olacaksın, hadi.
Tu va t'en sortir, allez.
- Seni öldüreceğim. Beni öldürmeye çalışırken ölecek olan siz olacaksınız.
Je vais vous tuer.
Dünya mantar bulutlarının altında toplandığı zaman burada olduğundan mutlu olacaksın.
Et quand le monde entier sera sous un champ de champignons atomiques tu seras content de l'être.
İyi olacaksın.
Tout va s'arranger.
Balo Kralı olmamış olabilirsin ama her daim benim ağabeyim olacaksın.
Tu n'es pas le roi du bal de fin d'année, mais tu resteras toujours mon frère.
Yarın ayık olacaksın. Çünkü seni kendi ellerimle alıp o dağa çıkaracağım.
Sois sobre demain, car je vais te prendre par la main et te mener en haut de cette colline.
- İlk öğrenen sen olacaksın koca Foster.
Tu seras le premier à le savoir Big Foster.
Hapiste güvende olacaksın Kyle.
Tu seras en sécurité en prison, Kyle.
Ben yokken kaptan sen olacaksın.
En mon absence, tu es le capitaine.
Tek başına olacaksın.
Tu seras tout seul.
O şey bizim peşimizde. Seni bıraktığımızda güvende olacaksın.
La chose est, c'est seulement après nous, donc nous allons vous laisser fermé afin que vous soyez sûr.
Harika bir anne olacaksın.
Tu seras une super maman.
- Sen de tüm kabilelerin Jarl'ı olacaksın.
- Et tu seras Jarl de toutes les tribus.
Thane olacaksın.
Tu seras Thane.
- Geri dönmezse sen Thane olacaksın.
Si elle ne revient pas... vous serez Thane.
Buraya aramıza girdiklerinde sizler sevdiklerinizle Warig'ler arasında duran tek şey olacaksınız.
Quand ils sont ici parmi nous, vous serez tout ce qui se trouve entre ceux que vous aimez et le Warig.
Sonraki görüşmemizde Herot'a kadar her yerin Jarl'ı olacaksın.
Quand on se reverra... tu seras jarl. Jusqu'à Herot.
- Kanlarınız karışınca evlenmiş olacaksınız.
Une fois que votre sang est mélangé, vous serez mariez.
Kimin tarafında olacaksın?
Alors, où vous situez-vous? Avec un traître?
Gittikçe kolaylaşır derler. Bir gün uyanacaksın ve bunu tamamen unutmuş olacaksın. Fakat bunu istiyor muyum bilmiyorum.
Vous savez, ils disent que c'est supposé aller mieux... qu'un jour je me réveillerais et que ça sera fini, mais je ne sais pas si c'est ce que je veux.
Bir şey olmaz. Onları suç üstü yakalayıp hapse atacağız ve özgür olacaksın.
On les attrapera sur le fait, on les mettra au trou, et tu seras libre.
Bir hikayen de olmalı. Ve TMZ bu görüntülerden bir klip yayınladığı anda söz veriyorum dünyanın en büyük sanatçısı sen olacaksın.
Tu as besoin d'une histoire, et à la minute a laquelle TMZ montrera les images de la vidéo, je te promets, tu seras la plus grande artiste au monde.
- İnternetten uzak dur, iyi olacaksın.
Ok, ne vas pas sur Internet et tu iras bien.
Çünkü daha iyi olacaksınız.
Il vaudrait mieux.
Mesele, teslim mi olacaksın yoksa hayatta mı kalacaksın meselesi.
C'est la question de se soumettre ou survivre.
Onları kaçırmayacaksın Travis, kurtarmış olacaksın.
Tu ne les prends pas Travis. Tu les sauves.
Tüm Kilise'nin en güçlü adamı olacaksın.
Tu serais l'homme le plus puissant de l'Église.
Berbat bir Papa olacaksın.
Tu seras un pape épouvantable.
Büyük bir Papa olacaksın.
Vous serez un Pape formidable.
Bu günden itibaren tamamen birbirinize ait olacaksınız.
À partir de ce jour, vous vous dévouerez l'un à l'autre.
Akılda bir, kalplerde bir, ruhlarda bir olacaksınız.
Ensemble, par le cœur et l'âme pour toute l'éternité.
İyi olacaksın.
Vous ne pouvez pas vous en sortir.
İyi olacaksın.
Ça va aller.
Bunu kabul etmezsen sonunda benim gibi olacaksın. Herkesin saygısını kaybedeceksin.
Si vous n'acceptez pas cet accord, vous deviendrez comme moi, vous perdrez le respect de tous.
Elliot, şunu bilmen gerekiyor bir şeyin yok, iyi olacaksın.
Je veux que tu saches que tout va bien se passer.
Gayret eden son iki rahip siz olacaksınız.
Vous serez les deux derniers prêtres à y aller.
Benimle olacaksın.
Je t'emmène avec moi.
Bu toplumun ayrılmaz bir parçası olacaksın.
Tu vas faire partie intégrante de cette communauté.
Sen de bunun bir parçası olacaksın Gracie.
Et vous allez en faire partie, Gracie.
Marcel.. .. o şeyi içersen, dünyada Mikaelson öldürebilen.. .. tek kişi olacaksın.
Si tu prends ça, tu seras la dernière personne sur terre à pouvoir tuer un Mikaelson.
Şimdi mutlu olacaksın.
Tu seras heureuse maintenant.
Limuzinden inmezsen bir hiç olacaksın!
Vous allez être bien moins si vous ne sortez pas de cette limousine maintenant!