Olacak iş değil traducir francés
235 traducción paralela
Olacak iş değil!
C'en est trop!
Olacak iş değil!
Je commence à en avoir assez!
O bir kral oğlu, dedim, dünyası başka seninkinden. Olacak iş değil bu. Hemen kesip attım.
Je lui ai dit qu'Hamlet était d'un trop haut rang... qu'elle devait refuser... ses attentions...
Olacak iş değil!
Quel honneur!
50 dolar zam olacak iş değil. İstediğine sor.
Une augmentation de 50 dollars, ca n'existe pas.
Telefonla olacak iş değil tabi.
Bien entendu, ça n'est pas arrivé par téléphone.
korkarım bu çağda ünü yayılmayacak. Senin çalışmanla olacak iş değil.
Je crains que cela ne doive attendre, au rythme où tu travailles.
Olacak iş değil! Böyle bir şeyi çalınsın!
C'est fantastique!
Olacak iş değil More, güya bilge bir adam olarak biliniyorsun.
Enfin, monsieur More, on te considère un homme sage.
Elbise vermekle olacak iş değil bu.
- Moi, que j'ai promis quoi? - et après vous avez profité d'elle... - Non, Se n'est pas ça.
- Olacak iş değil.
- Mince alors!
- Olacak iş değil!
- La vache!
Onun gibi genç bir kız kendini öldürsün. Olacak iş değil.
Une femme jeune comme ça qui se tue, je ne comprends pas pourquoi.
Olacak iş değil.
Eh bien, ça ne fonctionne pas.
Olacak iş değil.
Pas question.
Olacak iş değil!
Impossible!
Şimdi bir Amerikalının seni konuşturması olacak iş değil
Tu penses que ce n'est pas un Yankee qui te fera parler.
Olacak iş değil.
C'est ridicule.
Olacak iş değil!
Bonté divine!
Olacak iş değil bu!
Ça n'a aucun sens.
Evet, fazla zaman almaz ama şıp diye olacak iş değil.
Oui, il en faut pas beaucoup mais Ca peut pas venire comme ça, tout de suite
Sadece bir programla olacak iş değil bu.
Ce doit être plus qu'un simple programme.
Olacak iş değil Demek sana çok para veriyor ha?
Il te paie tant que ça, Forrest?
Bir de olacak iş değil ama kızlar tuvaletinin gideri yine tıkanmış.
Et - surprise! - les douches des filles sont encore bouchées.
Bir de ne görsünler, her yanda sıçanların ayak izleri, olacak iş değil.
Ils peuvent voir leurs empreintes. Incroyable.
Olacak iş değil.
N'en parlons même pas.
Ama bu dosyadaki Ray Pearce katil değil. Arkadaşlarını kovalayıp kafataslarını ezmesi de olacak iş değil.
Pearce n'est pas un meurtrier, encore moins un type qui pulvériserait le crâne de ses amis.
Böyle bir şey nasıl mümkün olabilir? Olacak iş değil! O alarm çalışmıyor bile!
C'est du favoritisme, cette alarme sonne même pas, j'y étais.
Paulie, olacak iş değil.
Paulie, Marone.
Senin yerde yatmana gönlüm razı değil. Yani, olacak iş değil.
Ça me fait mal de te voir coucher par terre.
Bir an için arkamı döndüm. Olacak iş değil.
Je les ai laissés pendant une seconde.
Olacak iş değil.
C'est grotesque.
İnan bana, böyle birşeyle uzay hızı sınırını geçmek olacak iş değil.
Fais moi confiance, tu ne voudrais pas passer la barrière de distorsion là-dedans.
Olacak iş değil. - Midem bulanıyor.
Absolument incroyable.
Seni buraya göndermişler diye duydum. Yani, olacak iş değil.
J'avais entendu dire que vous aviez été muté ici, mais... enfin... merde!
Kariyer değil ama, nihayetinde bir iş olacak anne.
Ce sera donc un emploi, et non une carrière.
Olacak iş değil.
au plus 4... mais jamais 7 rounds. Jamais.
Olacak iş değil.
Qu'il est beau!
Hayır, hayır. Sadece o değil. İş konusunda da bir sorum olacak.
Non, j'ai aussi une question d'ordre professionnel.
İş ağır değil, çok boş vaktiniz olacak.
Ce n'est pas trop dur. Vous auriez beaucoup de temps libre.
Öylesine soruyorum, 5 yıl uzak kalınca anında iş olacak değil ya.
Je demande, parce que depuis 5 ans... Ça fait longtemps qu'il n'y a rien.
Ve iş esnasında ölürsem bu bir kurşunla olacak, bir otobüs yüzünden değil!
Et si je me fais tuer dans ce boulot ce sera par une putain de balle pas par un putain de bus!
Olacak iş değil.
Oui, c'est ça, c'est la faute de Lupe?
Olacak iş değil!
! C'est insensé!
Olacak iş değil.
Je n'arrive pas à y croire.
Olacak iş değil bu. Hemen kesip attım.
"Hamlet est un prince hors de votre sphère."
Maaş iyi değil ama bu iş uzun vadeli planlarım için yararlı olacak.
Je ne suis pas très bien payé, mais ça m'aide pour ce que je veuX faire.
Bu zorlu bir iş olacak, biliyorsunuz değil mi?
Nos chances sont faibles.
Bu iş pek limandan olacak gibi değil.
Ce n'est pas au port qu'on trouve du boulot.
Olacak iş değil.
La vache.
İş kazası olacak, değil mi?
Allez! Accident de travail, non?
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değildim 75