Olmuş yani traducir francés
2,709 traducción paralela
Ne olmuş yani? - Çok uygunsuz olmuş.
Et?
- Sesin inceldi. - Ne olmuş yani?
- Ta voix est montée.
- Ne olmuş yani?
- Et alors quoi?
Ne dedin sen? Kötü bekçi köpekleriyse ne olmuş yani?
Et s'ils étaient de mauvais chiens de garde?
"Ne olmuş yani" mi?
Et alors?
Birkaç eski hippi ölü bir kuşu havaya kaldırdılarsa ne olmuş yani?
Une bande de hippies a fait voler une oiseau mort et alors?
İsyanı başlatmışlar, ne olmuş yani?
Ce sont de vils rebelles.
N'olmuş yani?
Et alors?
Ne olmuş yani?
- Et alors? !
- Ne olmuş yani?
- Et alors?
Ne olmuş yani?
Et alors? !
Ne olmuş yani, bu dronu çalıştırmayı başarsak o da etrafa ateş etmeye başlasa sanıyor musunuz onu durdurabileceksiniz?
Si on parvient à mettre ce drone sous tension et s'il ouvre le feu, peut-on l'en empêcher?
Ne olmuş yani?
Tu te plains?
- N'olmuş yani?
Et alors?
N'olmuş yani?
Toi aussi. Et alors?
- E ne olmuş yani?
- De quoi tu parles?
Biraz kafam bulanıksa, ne olmuş yani?
Je deale un peu, c'est tout...
Elbette, ne olmuş yani? Sadece bir basketbol maçı. Ayrıca seni yemeğe ve sinemaya götüreceğime dair söz verdim.
Ce n'est qu'un match de basket et je t'ai promis un dîner et un film.
Ne olmuş yani senle tanışmadan önce bir erkek arkadaşı olduysa?
Elle a eu un petit ami avant toi, et alors?
Ne olmuş yani?
- Et alors?
Yalnızca bir yıl içinde birkaç şehirde bu kadar kayıp mı olmuş yani?
Toutes celles-là ont disparu de plusieurs villes en seulement un an?
Ne olmuş yani?
- Cette veste?
- Senin fikrindi bu. Ne olmuş yani?
- C'était ton idée.
Dinozorlardan milyonlarca yıl önce var olmuş bir medeniyet mi vardı yani?
Une civilisation ayant existé bien avant les dinosaures?
Ne olmuş yani?
Et alors?
Ne olmuş yani?
On s'en fout, que Chip ait pas de pénis.
Ne olmuş yani?
Et quoi?
Tüm verileri Quicken programına girdim ama hiçbir uyarı çıkmadı. Yani her şey doğru olmuş olmalı, haksız mıyım?
En rentrant les chiffres dans Quicken, rien ne s'est mis en rouge, donc tout va bien, non?
Ne olmuş yani?
Oui?
Çok da zaman olmuş, çoktan unutmuş yani.
C'est loin. Vous avez eu le temps de... Enfin de...
Reykjavik'li bir arkadaşım her akşam bir şişe şarap içer ki İzlanda'da üzüm bağı bile yok. Ne olmuş yani?
C'est pas le problème.
Gemiye giremeyeceksin, ne olmuş yani?
!
Son cuma mı? Ne olmuş ki yani?
Dernier vendredi?
Kanda da var, yani öldükten sonra olmuş.
On en a trouvé dans le sang aussi, donc elles sont post mortem.
Ne olmuş yani?
C'est quoi?
Düşünüyorum da, yani, sen... Tom'dan ayrılmak senin için çok zor olmuş olmalı.
Je me dis que... ça a dû être très dur pour toi
Viral menenjit. Üniversiteli çocuk yaz tatilinde yani bağışıklık sistemi biraz yalama olmuş.
Un gosse en vacances a une méningite virale, le système immunitaire fatigué.
Kırmızı şapkamı kız kardeşim yoluyla kazandığım için am sayesinde kardinal olmuş oluyorum yani.
Sous prétexte que je dois mon titre à ma sœur, je suis devenu cardinal de la chatte.
Şuna bak hele. Çok benziyor Fernanda'nın giydiklerine diyorum yani harika olmuş. Sence de öyle değil mi?
Ça ressemble beaucoup à ce que Fernanda portait, et ça va tellement bien avec son ensemble, non?
- Yani ne olmuş?
Et alors?
- Ne olmuş yani?
Alors quoi?
- Ne olmuş yani?
Et alors?
Bu da kurbanın öksürmesine ya da hapşırmasına sebep olmuş, yani vurulduğu için sıçradığını sandığımız kan aşırı dozun belirtisiymiş.
Ce qui peut amener la victime à éternuer ou tousser, et ce qu'on croyait venir d'un coup de feu était un symptôme d'overdose.
Ne olmuş yani?
Et?
- İyi olmuş diyorum o zaman. Yani çocuğun falan olmaması.
- J'ai dit, c'est bien... de ne pas avoir d'enfants.
- Jonathan Demille yani bu odanın kayıtlı olduğu isim öleli neredeyse bir yıl olmuş.
- Jonathan Demille, le type qui a réservé cette chambre, est mort il y a un an.
Yani bir şeyler daha önce de... olmuş olabilir.
Des choses ont pu se passer avant.
Maalesef Dorsey'in pırıl pırıl bir hayatı olmuş. Çoğunlukla yani.
Malheureusement, Dorsey a une vie bien rangée... presque.
Balığa gidemediysem ne olmuş yani?
J'ai pas pu pêcher.
Son birkaç saat içinde olmuş olmalı. Yani Hills bu sabah işe gittikten sonra.
Cela a dû arriver juste après qu'elle soit partie au travail.
Boşanıyorsam ne olmuş ki yani?
Qu'est ce qui pourrait aller mal, que je suis en train de divorcé?
yani 12090
yanında 38
yanımda 72
yanımda kal 49
yanılmışım 190
yanılıyorsun 708
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanıma gel 79
yanındaki kim 31
yanında 38
yanımda 72
yanımda kal 49
yanılmışım 190
yanılıyorsun 708
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanıma gel 79
yanındaki kim 31
yanıyor 120
yanıyorsun 21
yani o 46
yanıldım 24
yanılmıyorsam 96
yanılıyorsunuz 182
yanıldın 34
yanılıyor 29
yanında olacağım 35
yanıyorum 101
yanıyorsun 21
yani o 46
yanıldım 24
yanılmıyorsam 96
yanılıyorsunuz 182
yanıldın 34
yanılıyor 29
yanında olacağım 35
yanıyorum 101
yani ben 120
yanılmıyorum 35
yanına geliyorum 25
yani biz 33
yanılıyorlar 22
yanında mı 21
yanılıyor muyum 134
yanıt yok 52
yanımdasın 16
yani bu 55
yanılmıyorum 35
yanına geliyorum 25
yani biz 33
yanılıyorlar 22
yanında mı 21
yanılıyor muyum 134
yanıt yok 52
yanımdasın 16
yani bu 55