English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ O ] / Onu suçlayamam

Onu suçlayamam traducir francés

290 traducción paralela
Bu kadar gürültünün içinde onu suçlayamam.
- Je comprends, avec tout ce vacarme.
- Sanırım, onu suçlayamam.
- Je ne peux pas lui en vouloir.
Sana söylemediği için onu suçlayamam.
Je ne lui reproche pas de ne t'avoir rien dit.
Onu suçlayamam.
Et je la comprends très bien :
Onu suçlayamam.
Mais Paris...
- Seni avladığı için onu suçlayamam.
Je ne peux la blâmer de vous pourchasser.
Onu suçlayamam doğrusu. "Aşkın büyüklüğü onun uğruna fedakârlıkta bulunmaya razı olanla ölçülür."
L'amour se mesure à ce que l'on accepte de lui sacrifier...
Gerçi onu suçlayamam, ben de aynısını yapardım.
Je le comprends, je ferais la même chose.
Onu suçlayamam.
Mais je le comprends.
Onu suçlayamam doğrusu.
Je compatis avec lui et j'écoute.
Onu suçlayamam.
C'est pas étonnant.
Onu suçlayamam.
Il y a de quoi.
Eğer bir daha senin yüzüne bakmazsa onu suçlayamam.
Je le comprendrais, s'il ne t'adressait plus la parole.
Bunun için de onu suçlayamam.
On peut la comprendre.
Onu suçlayamam.
Je ne le lui reprocherais pas.
Gerçi, onu suçlayamam.
Difficile de lui en vouloir.
Onu suçlayamam.
Je comprends pourquoi.
Babam ve senin arandaki olan etkileşimi gayet iyi anlıyorum..... ve ben onu suçlayamam.
- C'est qui? - Je ne l'ai jamais vue.
- Onu suçlayamam.
- Oui... ça ne m'étonne pas.
Oldukça etkileyici bir geçmiş. Kendini üstün gördüğü için onu suçlayamam. Hayatım, bazen insanlar hakkında yanlış hükümler verebiliyorsun.
Mais quand j'ai fait écouter la chanson à David et Al Simon, le président de Filmways, j'ai fait...
Bana bir şey söylemedi. Ama yine de onu suçlayamam.
Je ne peux pas le blâmer, cependant.
Onu suçlayamam.
Je Ie comprends.
Onu suçlayamam.
On lui demande l'impossible.
Onu suçlayamam.
Il n'a pas tort.
Şayet içmezse de onu suçlayamam.
Je ne lui en voudrais pas pour ça.
- Bu konuda onu suçlayamam tabii.
- Je ne lui en veux pas.
Bunun için onu suçlayamam.
Et je ne pouvais le lui reprocher.
Bakın Bayan Blaylock... eminim kocanız bana karşı çok öfkelidir ve onu suçlayamam. Gerçekten.
Il doit être furieux contre moi et je le comprends.
Onu suçlayamam.
Je ne peux pas lui en vouloir.
Onu suçlayamam, fakat keşke başında bana anlatmış olsaydı.
Je ne lui reproche rien, mais il aurait dû me parler.
Eminim beni defterden silmiştir. Onu suçlayamam. Onu suçlamıyorum.
Je sais qu'il m'a lâché, et je ne peux le blâmer.
- Bunun için onu suçlayamam.
- Ça se comprend.
Onu suçlayamam.
On ne peut pas lui en vouloir.
Onu suçlayamam.
Je ne veux pas lui faire un procès.
Onu suçlayamam.
Je la comprends.
Onu suçlayamam. Karısını gördünüz mü?
Tu connais pas la sienne!
Onu suçlayamam.
Je ne la blâme pas.
Onu suçlayamam.
C'est pas moi qui vais la blâmer.
- Onu suçlayamam.
- Je la comprends.
Onu suçlayamam.
Touchez sa patte. Je ne l'en blâmerais pas.
Onu suçlayamam.
Je ne peux l'en blâmer.
Eve geldiğimde ona her şeyi anlatmalıydım, bunu itiraf etmeliydim, çünkü şimdi karım bana hiç güvenmiyor, bunun için onu suçlayamam çünkü ben de kendime güvenmiyorum.
J'aurais dû rentrer à la maison et tout avouer à ma femme. Maintenant, elle n'a plus confiance en moi. Moi non plus.
Onu suçlayamam da.
- Je lui en veux pas.
Bu kadar korktuğu için onu suçlayamam, inanın orası hiç de hoş bir yer değildi.
Je ne peux la blâmer d'être terrifïée. Ce n'était pas joli là-bas.
- Bunun için onu suçlayamam.
- Je la comprends.
Onu suçlayamam.
Faut le comprendre.
- Evet, onu suçlayamam.
- Oui, je la comprends.
Açık saçık giyinen kadınlar yüzünden onu suçlayamam.
Mon père ne peloterait jamais une fille sous prétexte qu'elle a une robe de pute.
- Seni suçlayamam. Sözleşmelerden, hedeflerden ve onu zorla öldürmekten söz ediyor.
Je ne peux pas vous en vouloir, un type qui parle de blots, de contrats d'être obligé de la tuer...
Sizi tamamiyle kendine sakladığı için onu da suçlayamam.
Je comprends qu'il veuille vous garder pour lui tout seul.
Onu suçlayamam.
Je vais lui donner l'occasion d'en avoir, du dépit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]