Oturuyorum traducir francés
1,968 traducción paralela
Ofisimde oturuyorum.
Au bureau, dans mon fauteuil.
Oturuyorum ben kendi kendime
Toute seule, je reste ici
Bu kilotlar ayarlanabilir. Ama biraz gevşek bıraktım. Çünkü saatlerdir oturuyorum.
Cette culotte est mangeable, mais j'éviterais les fesses vu que suis restée assise pendant 3 heures.
Alt katta oturuyorum.
J'habite en dessous.
Strada Episcopiei'de, 18 numarada oturuyorum.
J'habite Strada Episcopiei au numéro 18.
- oturuyorum. yoruldum.
- Je me repose.
Bunu nereden biliyorsun? Gerçekten 5. katta oturuyorum.
Comment le saviez-vous?
Ve şimdi buradayım. Tam burada oturuyorum ve sizinle konuşuyorum.
Et maintenant, je suis là... assis ici même
Şimdi burada oturuyorum. Aslen Fort Collins'liyim.
Je vis ici, mais je viens de Fort Collins.
Ben şurada oturuyorum.
Je vis là-haut.
Buraya yakın bir yerde oturuyorum.
Je vis tout près.
- Kıçımın üstünde oturuyorum, ha? - Evet.
– Assis sur mon derrière?
Kıçımın üstünde oturuyorum, öyle mi? Evet.
Assis sur mon derrière?
Kıçımın üstünde oturuyorum.
Assis sur mon derrière.
Ben beş yıldır burada oturuyorum.
Je vis ici depuis 5 ans.
Hayır... ben oraya oturuyorum.
Non, c'est ma place.
Sonra askere yazıldım ve orada vicdani retçi sıfatıyla kabul edilmeyişimin ardından buraya taşındım ve o gün bu gündür burada oturuyorum.
Je voulais être objecteur de conscience, ils ont refusé. Alors je suis venu ici. J'y suis resté.
Hayır, ben orada oturuyorum.
Non, j'habite ici.
Köşedeki evde oturuyorum. Adım Ricky Hobbs.
On est voisins, Ricky Hobbs.
Şuna baksana. Ben burada oturuyorum.
- Pas tout de suite.
Dinle, buradan 20 dakika uzakta oturuyorum.
Je serai chez moi d'ici 20 minutes.
Sadece karanlıkta oturuyorum.
Je reste dans l'obscurité.
- Şimdi beş yıldır bu binada oturuyorum.
- Voilà. Je vis ici depuis cinq ans.
Bir otoparkta oturuyorum ama umarım devam ederiz ve 9'da gelebilirim.
La, on est coincés. J'espère avancer et être la vers 21 h.
- Oturuyorum.
- Je m'assois.
En arkada kirli çamaşırlarının yanında, klozette oturuyorum.
- Si loin, je sais. En 3ème classe. Assis sur une toilette, avec le linge sale.
Geceleri oturuyorum ve sürekli Zainab'i düşünüyorum.
La nuit, je m'assoie, et... Je pense à Zainab.
Burada Jenny'nin lanet olası küçük kitabıyla oturuyorum.
Je découvre le putain de bouquin de Jenny.
Evde oturuyorum ama zihnim durmuyor.
Je reste à la maison, je cogite.
Bir seneden fazladır ben oturuyorum, başka kimse yok.
C'est moi qui vit ici... depuis un an. Seul.
Birkaç blok ötede oturuyorum.
Je vis à deux rues d'ici.
Şanslıyım ki, bu bebeklerden birine oturuyorum.
Heureusement pour moi, je suis assis dans un de ces trucs.
İşte burada oturuyorum.
- J'habite ici.
Bitse bile oturuyorum. Sıçmayı seviyorum.
Je reste là dedans, parce que j'adore chier!
Burada oturuyorum.Yaklaşık iki saat önce onu giderken gördüm.Tamam.
Je vis juste là. Je l'ai vu partir il y a deux heures.
Üç saattir bu korkunç ormanda karanlıkların içinde beni bıraktığından beri oturuyorum.
Je suis restée assise dans cette forêt sombre et effrayante depuis 3 heures, que tu m'y as déposée.
Bir buçuk saatten beri orada oturuyorum.
Je suis assis depuis une heure et demie.
Saatlerdir burada oturuyorum, gelmedi... Bir kez olsun aramadı bile.
J'ai attendu 5 heures et demi, et rien, pas même un appel.
Aslında ısmarlayamam. Masada oturuyorum.
Je suis assise à une table.
Oturuyorum, birden uçuş iptal ediliyor.
Tu as assez dormi, mon petit lapin sans oreille.
Ben on iki numarada oturuyorum, onlar on dört numarada.
J'ai une maison au 12, lui, celle du 14.
Şimdi arabada oturuyorum ve düşünmekten başka şey yapamayacağım bir sürü boş vaktim var.
Et me voilà, assise dans une voiture, avec rien d'autre que du temps pour penser.
Buradan bir kaç kilometre uzakta oturuyorum.
Je vis pas loin d'ici.
Yarım gecedir burada oturuyorum Ajan Gibbs.
Je suis restée assise ici la moitié de la nuit, agent Gibbs.
Ben sınıfın diğer ucunda oturuyorum, her şeyi göremem ki.
Je suis assis à l'autre bout de la classe, je vois pas tout.
- Oturuyorum.
- Je m'assieds.
Sanki size gece yarısına kadar süre vermişler ve ben burada 03 : 00'da oturuyorum.
C'est comme... C'est comme s'ils te donnaient jusqu'à minuit et que je suis assise là à 3h du matin.
Anneannem öldü ve ben cesedinin başında tek başıma oturuyorum.
Mamie est morte, et je suis toute seule avec le cadavre.
Şimdi ise burada senin yanında oturuyorum.
Et maintenant, je suis assis avec toi.
- Burada ben oturuyorum.
J'habite ici.
Dur. Ben burada oturuyorum.
C'est ici que j'habite!