Peşinden traducir francés
6,993 traducción paralela
İşin için ondan yararlanıyorsun ayrıca peşinden koşturuyorsun.
Tu te sers de lui pour ta boîte, en plus tu l'allumes.
Ya şişme şato kariyerimin peşinden gideceğim ve ablamın kanepesin de uyuyacak ve tamamen yalnız olacağım.
Je peux poursuivre ma carrière dans les châteaux gonflables et dormir sur le canapé de ma sœur et être complètement seule.
Peşinden gideyim mi efendim?
Puis-je le suivre, chef?
Görgü tanığı olsun ya da olmasın Reese Hennessy'nin peşinden ayrılmanı istemiyorum.
Alibi ou non, je veux continuer la filature de Reese Hennessy.
Daha somut bir şeyler bulana kadar bu işin peşinden sessizce gitmeliyiz.
On doit garder sa secret pour l'instant tant qu'on a rien. plus concret pour y aller.
Umudunun peşinden gitmelisin.
Avec les jeunes prometteurs.
Canı cehenneme dedin. Hayallerinin peşinden koştun.
Tu as dit : "Au diable", et tu as poursuivi ton rêve.
Onun peşinden koşmaya katlanmak zorunda değilsin.
Tu n'as pas à rester avec lui.
Kardeşinin peşinden git.
Va retrouver ton frère.
Zehir'in peşinden tek başıma gitmek isterdim fakat Narkotik yabancı ülkede biraz kısıtlanıyor.
J'aurais adoré me charger de Poison, mais la DEA a des pouvoirs limités à l'étranger.
Mümkün olduğunca hızlı peşinden koştum.
Je lui ai couru après. J'ai couru aussi vite que j'ai pu.
Bu tam Bel'e göre, seksi bir kızı gözüne kestirir ve onun peşinden koşar.
Elle voit une fille superbe et elle lui court après .
Bazıları altın yüzünden, bazıları Hornigold'un peşinden gitti.
Certain à cause de la perte de l'or, D'autres par loyauté envers Hornigold.
Bir şeyler yanlış giderse, onun peşinden dışarı çıkacaksın.
En cas de problème, tu sors le chercher.
- Boyd Crowder'ın peşinden maalesef sümüklü böcek hızı ile gidiyoruz. Çakmasın diye.
- On poursuit Boyd Crowder, à une allure d'escargot pour ne pas l'effrayer.
- Benim olanın peşinden gelen Chayton veya her kim olursa olsun onlar için şanssız bir durum olur.
- C'est pas de chance pour Chayton et n'importe qui d'autre qui s'en prend aux miens
- Benim olanın peşinden gelen Chayton veya her kim olursa olsun onlar için şanssız bir durum olur.
Dommage pour lui et pour ceux qui voudront...
Tiki Barber gibi olup futboldan sonraki hayallerinin peşinden mi gideceksin?
Tu vas faire ton Tiki Barber et poursuivre tes rêves après le football?
Tüm bu olay bir jüri tarafından dikkate alınırsa tek jüri bu skandalın peşinden giderse Flint serbest kalır.
Tout dépend d'un juré capable d'y croire, un juré séduit par le scandale... et Flint part libre.
Ölü numarası yaptım sonra da arabasının peşinden koştum.
J'ai fait semblant d'être morte et j'ai poursuivi sa voiture.
Bir adamın peşinden ta buralara koşmak..
pour suivre un homme jusqu'à Pune.
O adamların peşinden o kadar sert gittiler ki dünyadaki tüm uyuşturucu kaçakçıları... Narkotik ajanlarına götlerinin yemeyeceğini anladılar.
Il a tant coulé que tous les narcos ont capté le message : la DEA est intouchable.
Onların peşinden gitmeyi bırakmıyordu.
Il ne les lâchait pas d'une semelle.
Gaviria Escobar'ın peşinden gitme sözünde iyi işler başardı.
Gaviria a tenu sa promesse concernant Escobar.
Bu yeni bir oyuncuydu, ailesinin peşinden gidebilecek biri.
Ils n'utiliseraient pas une bombe. Il avait un nouvel adversaire. Un qui ne se gênerait pas pour s'en prendre à sa famille.
Malcolm'un peşinden gelen herif...
Ce gars qui en a après Malcolm...
Aleister onun peşinden içeri girdiğinde de biz hamlemizi yapacağız.
Et quand Aleister le pourchassera, c'est à ce moment là que nous agirons.
Aleister'ın peşinden gitti.
Il est parti après Aleister.
Mason, Shiro'nun peşinden gidiyor.
Mason en a après Shiro.
Şimdilik Shiro'nun peşinden gitmemesi gerekiyordu.
Il n'est pas encore censé poursuivre Shiro.
Kamyonların peşinden gidiyorum.
Je poursuis la drogue.
- Biz, Mei'nin peşinden gidiyoruz.
- On va chercher Mei.
Hepiniz hayallerinizin peşinden koşun.
Vous suivez tous vos rêves. D'accord.
Yani, çocukken çok şeylerin peşinden koşturdu.
Il s'est fait beaucoup poursuivre quand il était petit.
- Buz matkabının peşinden mi gitti?
Il est parti chercher la foreuse?
Kız kardeşim başka bir yola saptı. Meclis de onun peşinden gitti.
Ma soeur a suivi un autre chemin tout comme le clan.
Hayatım boyunca, tek bir başarının peşinden koşan... ve öfkeyle tatminsizlikten beslenen bir adam oldum.
Toute ma vie, j'ai été un homme à la recherche d'accomplissements singuliers et qui se nourrissait de colère et d'insatisfaction.
Tabii ki peşinden gelir.
Bien sûr, il va te suivre.
Onlar da peşinden gelir.
Elles te suivront aussi.
Uzaklara, onların peşinden git. Ve Yongning Köyü'nü tekrar kur.
Suis-les vers un autre endroit plus éloigné.... pour reconstruire un Village Yongning.
Hayallerinin peşinden gitti.
- Elle est partie. Réaliser ses rêves.
Hayallerinin peşinden gidersen her şey mümkündür.
Tout est possible si vous suivez vos rêves.
O köşkü kurtarmaya çalışması, o Fields takıntısı ve Terry Weedon'ın peşinden ayrılmaması yüzünden.
La faire fonctionner, cette obsession de la cité, et courir après Terri Weedon.
Serratura'nı istiyorsan, Tristan'ın peşinden gitmelisin silahı o aldı ben aktif ettikten sonra.
Tu veux ta précieuse Serratura, tu vas devoir poursuivre Tristan il l'a prise après m'avoir forcé à l'activer.
Yazar ilham perisinin peşinden koşmaz.
Un écrivain ne choisit pas sa muse.
- Peşinden geldiğimiz anlaşılmadı mı?
Vous n'avez pas pensé qu'on viendrait vous chercher?
- Hayır, hayır. Eğer peşinden koştuğu şey buysa neden bunu dile getirmedi ki?
Si c'est ce qu'il cherchait, il aurait lâché le morceau, non?
Tuvalete gideceğim dedi. Oraya da mı peşinden gitseydim?
Elle a dit devoir aller aux W.C. Quoi, je devais la suivre là-bas?
Senin peşinden koşuyormuş gibi hissediyorum.
- Je suis pas.
Onun peşinden gidiyorum.
Je vais le chercher.
Peşinden gidiyorum. - Yap o hâlde.
Très bien.