Saygısızlık etmek istemem ama traducir francés
654 traducción paralela
Saygısızlık etmek istemem ama neler yaşadığımı bilmiyorsun.
Avec respect, vous n'avez aucune idée de ce que je traverse.
Saygısızlık etmek istemem ama düşümü gerçekleştirmek uğruna hayatımı vermeye razıyım.
Pardonnez, je pense autrement. Je veux lutter pour atteindre mon but!
- Bayan Mills. - Saygısızlık etmek istemem ama TV departmanımız...
Avec tout le respect dû à notre service de télévision...
- Efendim, saygısızlık etmek istemem ama...
Malgré tout le respect... Mettez-le par écrit.
Kaptan, saygısızlık etmek istemem ama mürettebata söyleyemezsiniz.
Capitaine, si je puis me permettre. Vous ne pouvez pas faire ça.
Saygısızlık etmek istemem ama insan tabii merak ediyor. Tabii.
J'espère que vous ne penserez pas que je furète, Docteur... mais naturellement, on est tous curieux.
Saygısızlık etmek istemem ama, kiliseye gitmek için bula bula bu zamanı mı...
Sans vouloir être irrespectueux, c'est pas Ie moment d'aller à l'église!
Saygısızlık etmek istemem ama rahmetli artık yumuşamaya başlamıştı.
Il faut regarder les choses en face, Tom. Le Don commençait à dérailler, paix à son âme.
Saygısızlık etmek istemem ama, efendim... destek almak bu kurumun tek şansı.
Sauf votre respect, monsieur... Nous soutenir est le seul espoir du service.
Komutan, saygısızlık etmek istemem ama Mavi Filo, tankerler patladığında yakınında bile değildi!
Avec tout mon respect, l'Escadron Bleu n'était pas là quand les tankers ont explosé.
Everett, saygısızlık etmek istemem ama... bu sağlıklı bir yaklaşım değil bence.
Everett, avec tout le respect que je vous dois, je ne pense pas que ce soit très sain.
Şey, müşerref oldum. Eğer o binadaki herhangi bir objeye bir zarar gelirse... saygısızlık etmek istemem ama, bunun çok ciddi sonuçları olur.
Si toutefois des objets étaient endommagés, sauf votre respect, les conséquences seraient graves.
Saygısızlık etmek istemem ama onun iyi bir rahip olduğunu düşünüyorum.
Je ne veux pas vous manquer de respect, mais c'est un bon prêtre.
Üstlerinize saygısızlık etmek istemem ama onu en az sizin kadar ben de istiyorum.
Désolé de vous donner des ordres, je déteste Grove Industries autant que vous.
Ama Ekselanasları saygısızlık etmek istemem ama insanlar anlayacaklardır.
Sauf votre respect, Votre Excellence, ils comprendront.
Saygısızlık etmek istemem ama bana ne zaman soru sorsanız, cevabınız da hazır oluyor sanki.
En toute révérence... chaque fois que vous m'interrogez, c'est que vous avez déjà la réponse.
Saygısızlık etmek istemem ama... -... kimliğinizi gösterebilir misiniz?
Puis-je vous demander vos papiers, avant de commencer?
Saygısızlık etmek istemem ama hurafelere inanmam
Sans vouloir te contredire, je ne crois pas à la superstition.
Saygısızlık etmek istemem ama, Baba, onu çok seviyorum.
Avec tout mon respect, parrain, je l'aime tellement que j'en ai mal.
- Saygısızlık etmek istemem ama Atılgan bir fecaat.
Sauf ton respect, son état est désastreux.
Saygısızlık etmek istemem ama... Şey... köklü bir ailen yoktu diyelim nazikçe.
Sans vouloir te manquer de respect, tu as été engendré par un couple de péquenauds.
Saygısızlık etmek istemem ama...
C'est pas pour te manquer de respect...
Peder... Saygısızlık etmek istemem ama herhangi bir şüpheniz mi var?
Mon père... je ne veux pas être irrespectueux... mais, vous n'avez jamais de doutes?
Lansky, Luciano, Joey A., ve - başka her kimi temsil ediyorsan saygısızlık etmek istemem ama -
Ce n'est pas pour offenser Lansky, - - Luciano, Joey A. Et tous ceux que vous représentez, mais vous feriez mieux de vous occuper juste des poules.
Şansölye, saygısızlık etmek istemem ama politikalarınızın bizi, pek işimiz olmayan yerlere fazla hızlı bir şekilde götürdüğüne dair sizi defalarca uyardım.
J'ai pour vous un profond respect, mais je vous ai souvent mis en garde contre vos politiques qui nous ont conduits trop vite là où nous n'aurions pas dû aller.
Saygısızlık etmek istemem ama o bir emir eriydi.
Je le respecte, il a ses qualités.
Saygısızlık etmek istemem ama oğlunuz dünyanın en büyük şehrinde kayıp..
- Quoi? Votre fils est perdu dans une des plus grandes villes du monde.
Size saygısızlık etmek istemem ama... bazen neden bu savaşta olduğunuzu anlayamıyorum.
Sans vouloir offenser des hommes d'action comme vous, je ne peux m'empêcher de penser "Pourquoi vous battez-vous?"
Acelesi yok? Mary, sana saygısızlık etmek istemem ama ben buraya senin lanet olası kahveni içmeye gelmedim.
Excusez-moi, je suis pas venue pour votre café.
General, saygısızlık etmek istemem ama bir Minbari gemisiyle son temas kurduğumda onu cehennemin dibine göndermiştim.
Général, sauf votre respect la dernière fois que j'ai pris contact avec des Minbaris J'ai fait exploser une grande partie de leur engins.
Ben bir ölünün arkasından saygısızlık etmek istemem ama...
Elle était comme ça. Je ne veux certainement pas manquer de respect envers les morts... mais cette Nanny était une fille qui donnait dans l'utile.
George'a saygısızlık etmek istemem, ama geleneksel bir balo bu. Elbette, konuklarınızı düşünmelisiniz.
Je regrette pour George mais il était annoncé et vous devez penser à vos hôtes.
Mösyö, saygısızlık etmek istemem, ama zaman insanları geliştirir mi?
Sans vous offenser, les gens s'améliorent-ils en vieillissant?
Saygısızlık etmek istemem efendim, ama albay saçmaladı efendim.
Avec tout le respect que je lui dois, qu'il se mêle de ses oignons.
Ne düşündüğünü varsayacak kadar saygısızlık etmek istemem sana, ama doğru olanı yapacağından eminim.
Je ne vais pas être impoli en présumant savoir ce que tu penses, mais je sais que tu feras le bon choix.
Saygısızlık etmek istemem, matmazel ama tüm magazin haberlerinde varsınız.
Je ne veux pas vous manquer de respect, Mademoiselle... mais vous êtes dans tous les journaux.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama Bayan Braun'un alanımızda kesinlikle hiçbir tecrübesi yok.
Je vous en prie, M. Oswald. Mme Braun n'a aucune expérience dans notre secteur.
Saygısızlık etmek istemem, ama dediklerinizden bir şey anlamadım.
Je ne veux pas être grossière, mais je ne comprends pas ce vous me dites.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama Ben işimi Bildiğim gibi yaparım
Je vous prie de m'excuser, mais j'ai ma façon de travailler.
Size saygısızlık etmek istemem Yüzbaşı, ama artık bu işi yapacak başkaları var.
C'est tout à votre honneur.
- Saygısızlık etmek istemem, ama, zamanımızı buna ayıracak lükse sahip değiliz. - Kanal kapandı.
Journal de bord du capitaine, date stellaire 41416.2.
Kaptan, saygısızlık etmek istemem, ama bu sizi ilgilendirmez.
Sauf le respect que je vous dois, ceci ne vous regarde pas.
Saygısızlık etmek istemem, ama belirtmek isterim ki, hiç kimse Karnas'ın taleplerini duymuş değil.
- Pas encore, Wes.
Saygısızlık etmek istemem, ama bu böyle.
C'est pas par manque de respect, mais je dis ce qui est.
Saygısızlık etmek istemem, efendim ama bence Katterly halkı sabahları çocuklarını okula yollarken onların nelerle yüzleştiklerini bilmeliler.
Pardonnez-moi, mais les citoyens de Katterly doivent savoir à quoi leurs enfants auront affaire lorsqu'ils partent à l'école le matin.
Saygısızlık etmek istemem, senatör ama itiraz ediyorum.
Avec tout le respect que je vous dois, Sénateur, je proteste.
Efendim, saygısızlık etmek istemem, ama o küçük adamların biz bilinçsizce rıza göstermeden bizi yenebileceklerini mi düşünüyorsunuz?
Sans vouloir manquer de respect, ces petits hommes auraient vaincu sans notre accord inconscient?
Saygısızlık etmek istemem hanımım, ama ısırdığınızı duymuştum.
Si je peux me permettre, Madame, j'ai entendu autrement.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama, haber almadaki adamlarınız kimin daha büyük tehlike olduğuna bir türlü karar veremedikleri için başka bir yeri hedef almadılar.
Sauf votre respect, vos gars des renseignements n'ont jamais trouvé un pays plus menaçant à viser.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama, Amerikan halkı kendilerini neyin... ilgilendirdiğini saptama konusunda tuhaf yöntemlere sahiptir.
Pardon mais les Américains ont l'habitude de décider seuls de ce qui les regarde ou pas.
Saygısızlık etmek istemem efendim, ama sanırım en başarılı uçuşumuz olacak.
Sauf votre respect, je crois que ce sera notre heure de gloire.
saygısızlık etmek istemem 22
saygılarımla 186
saygı 58
saygılar 76
saygısız 19
saygıdeğer 16
saygı mı 17
saygıdeğer efendim 18
saygılarımla 186
saygı 58
saygılar 76
saygısız 19
saygıdeğer 16
saygı mı 17
saygıdeğer efendim 18