Tipim değilsin traducir francés
201 traducción paralela
- Tipim değilsin.
- Vous n'êtes pas mon genre.
Hem zaten sen hiç tipim değilsin!
D'ailleurs, t'es pas du tout mon type!
Merak etme, tipim değilsin.
Ne t'inquiètes pas, tu es pas mon genre.
Hiç tipim değilsin.
T'es pas mon style!
Tipim değilsin dedim!
- Vous n'êtes pas mon genre!
- Endişelenme, tipim değilsin.
- Aucun souci, vous n'êtes pas mon genre.
Tipim değilsin.
Tu n'es peut-être pas mon genre.
Tipim değilsin aslında.
Pas du tout mon genre.
- Tipim değilsin.
- Tu n'es pas mon genre.
- Aslında Bay Malone, tipim değilsin.
- M. Malone, vous n'êtes pas mon type.
Sen de benim tipim değilsin zaten.
Vous n'êtes pas mon type non plus.
Hey, bak bu söyleyeceğim kırıcı olabilir ve seni incitmek istemem ama... Benim tipim değilsin.
Ça sera peut-être dur à prendre, et je ne veux pas te faire de peine, mais tu n'es pas mon genre.
Rose, gerçekten gururum okşandı, ancak lütfen alınma ama, benim tipim değilsin.
Je suis flatté, Rose, mais vous n'êtes pas mon genre.
Benim tipim değilsin!
T'es vraiment pas mon genre.
Tipim değilsin.
Tu n'es pas mon genre.
Şöyle diyelim : Benim tipim değilsin.
Disons que t'es pas mon type.
Benim tipim değilsin.
Tu n'es pas mon genre...
Sen de benim tipim değilsin.
Je vous aurais tués.
Tipim değilsin.
Vous n'êtes pas mon type.
Kusura bakma ama tipim değilsin.
Sans vous offenser, vous n'êtes pas mon genre.
Sen benim tipim değilsin.
Je pense pas à toi comme ça.
Seni çok severim dostum ama sen benim tipim değilsin.
Je t'aime bien, mais je pense pas à toi comme ça.
Bak, iyi birisine benziyorsun ama tipim değilsin.
Vendredi soir?
Üzgünüm, tipim değilsin.
- Désolée. Tu n'es pas mon type.
Peki bir şey diyeyim mi canım, seni rahatlatacaksa hiç tipim değilsin.
Aucune chance. Je peux vous dire un truc qui est sensé vous rassurer?
Çok isterdim ama tipim değilsin.
Je serais ravi, mais tu n'es pas mon genre.
Pek tipim değilsin.
Vous n'êtes pas mon type.
- Haberin olsun, tipim değilsin.
- Vous n'êtes pas mon genre.
- Özür dilerim, tipim değilsin.
- Désolée, tu n'es pas mon type.
- Üzgünüm ama tipim değilsin.
- Excuse-moi, tu n'es pas mon genre.
Süper, küçük bir cadalozun tekisin ve sende bir şey bulmazsam ben bir hiçim ama benim tipim değilsin.
Tu es l'exemple de la mégère et je t'adore, mais tu n'es pas mon genre.
Tipim değilsin. Hiç olmadın.
On t'enverra une carte de là-bas.
Tipim değilsin.
Aucune chance.
Sen, benim de tipim değilsin.
T'es pas mon type non plus.
Biliyor musun? Sen gerçekten de benim tipim değilsin.
- En fait, t'es pas mon genre.
Gerçekten de tipim değilsin.
T'es vraiment pas mon type.
- Bu çok şirin. Fakat biliyorsun benim tipim değilsin.
Tu n'es pas mon type.
- Tipim değilsin. - Pekala.
- Vous êtes pas mon genre.
Deli misin sen? Tipim değilsin.
T'es pas mon genre.
Şu tip olayını düşündüm. Aslında sen de benim tipim değilsin.
A y réfléchir... toi non plus, t'es pas mon genre.
Hiç karşı cinsten biri size tipim değilsin, dedi mi?
Un membre du sexe opposé a déjà dit que vous n'étiez pas son genre?
Ama sen benim tipim değilsin.
Tu n'es pas du tout mon type.
Benim tipim değilsin.
T'es pas mon type.
Sen de benim tipim değilsin.
Toi non plus tu n'es pas le mien.
Yani, tipim değilsin.
Tu n'es pas mon genre.
Çünkü tipim değilsin dedi. Tipin ne diye sordum.
Elle répond : "T'es pas mon type." Moi : "C'est quoi, ton type?"
Sen benim tipim değilsin.
T'es pas mon type.
Üzgünüm ama benim tipim değilsin. O yüzden bırakalım ve...
Mais vous n'êtes pas de mon genre Pour le moment, continuez à pratiquer
Tipim değilsin.
Et nous, on s'est lancés dans notre imitation de Star Trek.
Öyleyse niçin onları yerine koymuyorsun? Tipim değilsin.
Arrêtes de les mettre en avant.
-... tipim değilsin.
- Genre.