Değilsin traducir francés
43,776 traducción paralela
Sen kardeşin değilsin dostum.
Tu n'es pas ton frère, camarade.
Şimdi sana bakınca görüyorum ki sen de emin değilsin.
Et comme tu es là, je vois bien que tu n'es pas sûre non plus.
Haksız değilsin.
Je suis d'accord.
Pazarlık yapacak durumda değilsin.
Vous n'êtes pas en position de négocier.
- Sen neden okulda değilsin?
- Tu n'es pas en cours?
Dün akşamdan pişman değilsin, değil mi?
Tu... Tu ne regrettes pas hier soir?
Sen zavallı değilsin.
Tu n'es pas pitoyable.
Bana güvenmek zorunda değilsin.
Tu n'as pas à me faire confiance.
Benimle konuşmak zorunda değilsin.
Tu n'es pas obligée de me parler.
Sen kötü bir insan değilsin Joana.
Tu n'es pas mauvaise, Joana.
Bir baş belasısın ama salak değilsin.
Tu es chiant, mais tu n'es pas con.
Kendinde değilsin.
Tu n'es plus toi-même.
- Hastalık bu, sen bu değilsin.
- C'est la maladie, pas toi.
Ama sen sıradan bir aday değilsin.
Mais tu n'es pas une candidate ordinaire.
İç Kesimler'den gelmiş bir çöpten başka bir şey değilsin.
Tu n'es qu'une ordure du Continent.
FBI'a sızabilen tek kişi sen değilsin.
Tu n'es pas la seule qui peut infiltrer le FBI.
Bu sen değilsin.
Ce n'est pas toi.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
Tu n'as pas à faire ça.
O zaman sandığım kadar zeki değilsin.
Tu n'es pas aussi intelligent que je pensais que tu l'étais.
Sen küçük masa insanı değilsin.
Tu n'es pas un gars à petits bureaux.
Bunu yapmak zorunda değilsin.
Ce n'est pas nécessaire.
Konu sen değilsin. Özür dilerim, tamam mı?
Je suis désolé, d'accord?
İyi değilsin, Melissa!
Tu ne vas pas bien, Melissa!
- Artık değilsin.
- Plus maintenant.
Beni dinle. İyi değilsin ve ben de sana yardım etmek istiyorum.
Tu ne vas pas bien, et je veux t'aider.
- İyi değilsin ve sana yardımcı olmak istiyorum.
Tu ne vas pas bien, - et je veux t'aider.
Değilsin.
Non.
Ama sen baban değilsin.
Tu n'es pas ton père.
Burada emir verecek yetkide değilsin!
Vous ne devriez même pas être ici!
Onun zihninde saklanıp hata yapmasını bekleyen ilk kişi sen değilsin.
Tu n'es pas le premier à te cacher dans un coin de son esprit, attendant qu'il fasse une erreur.
Bu boktan daireye ait değilsin.
Tu mérites mieux que cet appartement minable.
- İyi değilsin!
- Mais non!
Burada bile değilsin!
Tu n'es pas là!
Burada değilsin!
T'es pas là!
Yalnız değilsin.
Tu n'es pas seul.
- Neden antrenmanda değilsin?
- Pourquoi tu n'es pas à l'entraînement?
Tılsımı takmak için yeterli değilsin!
Tu n'es pas capable de manier l'amulette.
Çünkü bu şeyin içinde sıkışmış olan sen değilsin!
C'est parce que c'est pas toi qui es dans ce machin!
Sır saklayan sadece sen değilsin.
Tu n'es pas le seul à cacher un secret.
Sen canavar değilsin.
Tu n'es pas un monstre.
- Bu sen değilsin Jim.
Ce n'est pas toi, Jimmy.
Ama daha iyi değilsin.
Ce n'est pas mieux.
Sen bir mikrop değilsin. Sen bir mikadamsın.
T'es pas une vermine mais une vraie merveille.
Ölü değilsin.
Tu n'es pas mort.
Sen bir hayalet değilsin.
Tu n'es pas un fantôme.
Yani, bence bir Trol Avcısı olmaya hiç hazır değilsin.
Je crois pas que tu sois prête à devenir Chasseur de Trolls.
Gücünü taşımaya layık değilsin.
Tu mérites pas de manier ses pouvoirs.
Sen Steve değilsin!
Vous n'êtes pas Steve!
Asla ulaşamayacağım bir yerde değilsin.
Tu n'es jamais hors de ma portée.
Suikastçın olmayınca o kadar da kuvvetli değilsin, değil mi?
T'es moins coriace sans ton assassin, hein?
Sen barışçı değilsin.
"Pacifiste"? Non.
değilsiniz 26
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değildim 75