Türk traducir francés
927 traducción paralela
"Sizler Türk ülkesinden mi geliyorsunuz ki Kutsal Paskalya Yortusu'nu duymadınız?"
Vous devez surement revenir de Turquie, pour n'avoir jamais entendu parler de Pâques!
- Evet, madam. Türk hamamı dışında ne isterseniz var.
Il y a tout le confort dont on peut rêver.
Türk ve Virginia tütünlerim var.
J'ai du tabac turc et virginien.
Alayımıza, yaklaşık bir sene önce iki yıl boyunca cesurca savaştığı İsveç cephesinden katıldı. Ayrıca Türk sınırındaki örnek gösterilecek cesareti ile kendini farkettirmiş durumda.
Pendant 2 ans, il s'est battu avec bravoure sur le front suédois et a été exemplaire contre les Turcs.
Bence hükümetimizin bir nebze cesareti olsa şu anda Sırp-Türk savaşında olurduk. Tam teçhizat.
Si notre gouvernement avait un peu de courage, nous serions dans la guerre serbo-turque.
Gerçekten Türk-Sırp savaşına girme şansımız olduğunu mu düşünüyorsun?
Avons-nous vraiment une chance d'y aller?
Türk-Sırp savaşı.
Dans la guerre serbo-turque.
Burası Türk hamamı gibi.
On se croirait dans un bain turc.
Türk hamamini bagla.
Appelez-moi le Bain Turc.
Yardım-yataklık için ilk önce Türk ordusuna gitmedi mi?
Avez-vous offert d'abord vos services aux Turcs?
Bir Türk atasözü vardır...
Il y a un proverbe turc :
Sana bir Türk sigarası önerebilir miyim? Kalın filtreli.
Veux-tu une turque à bout de liège?
- Nereye bayım? - Türk hamamına.
Au bain turc!
Şirket adına, Türk Donanması'yla uzun süre çalıştığımı biliyorsun.
J'ai travaillé des mois avec la marine turque.
Türk Donanması bensiz de gayet iyi idare eder şirket de yerime başka birisini yollar.
La marine turque pourrait travailler avec un autre que moi.
Ben Türk'üm, tütün satıyorum.
Je suis turc, je vends du tabac.
Daha önce kim basit bir Türk tüccar görmüş ki.
Un homme d'affaires turc n'est jamais simple.
Türk polisinden Albay Haki'ye telsizle ulaşır mısınız lütfen?
Voulez-vous contacter le colonel Haki de la police turque?
Artık Türk karasularında değiliz.
Nous avons quitté les eaux territoriales turques.
Kuvvetli'nin Türk ajanı olduğunu söylüyorsun yani?
Vous voulez dire que Kuvetli est un agent turc?
İkimiz için de utanç verici olur. Türk hükümetinin bir ajanı çevirdiğimiz dümeni öğrenecek olursa.
Il serait gênant pour nous deux qu'un agent turc soit informé de notre supercherie.
Türk ajanı olduğunu bana neden söylemedin?
Pourquoi ne m'avez-vous rien dit?
Ben Türk'üm Graham.
Je suis turc, Graham.
Batum'daki Türk konsolosuna gitmenizi istiyorum ona bir mesaj ileteceksiniz. Bunu yapar mısınız?
Allez voir le consul de Turquie à Batoumi, et délivrez-lui un message.
- Talat? Bu bir Türk ismi.
C'est un nom turc.
- Bu Hakkı Albay kim? Konusunda çok bilgili ve ketum görünüyor. İsim Türk ismi.
Maintenant, je me demande, qui est ce colonel Haki qui semble si bien informé et si indiscret?
Sanki Türk Polisinde mevcut bir dosyadan kopyalamış gibisiniz, değil mi?
Vous savez, on dirait presque que vous avez lu un dossier de la police turque maintenant, n'est-ce pas, hein?
Türk hamamında, buhar odasındayım.
Je prends un bain de vapeur.
Büyük çadırın altındaki sıcaklık Türk hamamı ile sera arası bir şeydi.
La chaleur sous la marquise était entre celles d'un bain turc et d'une serre.
Türk sigarası ikram edilirse, sadece Virginia içtiğinizi söyleyin. Adam Virginia içiyorsa, Türk sigarası içiyor olun.
S'il vous offre une cigarette turque, demandez une américaine.
Türk sigaralarından bir paket, Abdulla.
Donnez-moi un paquet de ces cigarettes turques...
Aynı gece 4 Mart 1944'te bir Türk Bakan, diplomatlar topluluğu onuruna bir resepsiyon düzenlemişti.
Le même soir, le 4 mars 1944 un ministre turc donna une réception pour le corps diplomatique.
Kimse Türk yemeklerini benim kadar takdir edemez.
Personne n'aime autant la cuisine Turque que moi.
Türk gazetelerini ve günlüğünüzü başucunuza koydum efendim.
Je mets l'enquête turque et votre journal, à côté de votre lit.
'Türk hükümeti savaşa tam destekle açık müdahil olarak katılmayı teklife hazırdır'
'Le gouvernement turc est prêt à offrir son aide en entrant en guerre...
Türk Dış İşleri'nden bir cevap geldi mi?
Et le ministre turc?
Geçen ay beş parasızken bu ay, onur konuğu Türk Dış İşleri'nden.
Ces derniers mois sans un sou et puis maintenant l'officiel Turc est son invité d'honneur.
'Türk Dış İşleri ile görüşmemize binaen kuvvetle inanıyoruz ki...
... " De la représentation du Bureau Etranger Turc il y a de fortes raisons de croire...
'Türk Dış İşleri ile görüşmemize binaen Kuvvetle inanıyoruz ki, von Papen'in elinde buradaki bir güvenlik açığına işaret eden çok gizli belgeler bulunmaktadır. Yahut Naziler, gizli belgelerimize sızmaktadır. Ya da İngiliz şifresinin kırılmış olması muhtemeldir'
" De la Représentant du Bureau Etranger Turc il y a de fortes raisons de croire que von Papen est en possession d'informations top secrètes, qui pourraient indiquer une faille dans notre sécurité ou un accès des nazis à des documents secrets ou la possibilité de code secret Britannique cassé...'
-... bir Türk oda hizmetçisi tarafından. - Bunu tasvip etmeyebilir.
- Il n'approuvera peut-être pas.
Türk dostlarımız bundan hoşlanmayabilir.
Les turcs ne vont pas aimer ça.
Türk polisi sorun olabilir.
Il y a le problème de la police Turque.
Öyleyse otur da muzlu Türk brendisi iç biraz.
Alors asseyez-vous et prenez un Brandy Turc à la banane.
Seni Türk polisine yakalatacağız.
Nous vous ferons arrêter par la police Turque.
Her zamankinden istersin sanırım, Türk sigarası?
Tu aimes toujours le tabac turc?
Eğer o Türk hamamına girmeden benim evimde serinlemek istersen...
Evidemment, si vous voulez passer quelques minutes chez moi... pour vous rafraîchit avant de retourner au hammam...
Bir Türk vardı. Kocaman bir TÜrk, keskin bıçağıyla...
Un grand Turc a fait une crise de folie meurtrière avec une machette.
Avrupa'da birkaç düşes ve kontes için girdiği düellolardan hep sağ çıkmıştı, ta ki, kıskanç bir Türk'ün onun kalbini sökmeleri için katiller kiralamasına kadar.
Il a survécu à quelques duels pour quelques duchesses européennes et des comtesses. Tout ça pour être refroidi par un Turc qui a payé des assassins pour lui entailler le cœur.
Eski Türk kalesi, kuyu, palmiyeler.
Le vieux fort turc, le puits, les palmiers.
Lüks kamara da Türk hamamı gibi.
La cabine est un vrai bain turc.
Ve beni göreceksiniz, Büyük Türk'ün ve onun 82 hanımının önünde gösteri yapan benzersiz Anselme Deburau.
qui a joué la pantomime dans le harem du Grand Turc en sa propre présence!