Usül traducir francés
156 traducción paralela
Stephanie, usül lütfen.
Et ta révérence?
Güzelce kırbaçlasak, eski usül, ne dersiniz?
Que diriez-vous d'un bon coup de cravache?
Eski usül hokey, bu boktan kavgalar yok.
Du vrai hockey. Fini les bagarres.
- Tam klasik usül turşu yaptım!
- Des cornichons, un régal...
Modern yaşıyoruz. Ama eski usül çalışacağız.
Après la vie moderne, le retour aux sources.
Detroit'a dönüp, eski usül sokak suçlarıyla uğraşacağım.
Je rentre à Detroit pour de la bonne vieille violence de rue.
Usül yok, hile yok...
Pas de style, pas de finesse...
Bu adam Chumpsville'den mi? Eski usül numaralar bile çektim.
Je lui ai fait le coup de la vieille mère.
Bizi, öbür tarafa eski usül yolladı.
Il nous expédie à l'ancienne.
Hayır. Bu eski usül.
Non, c'est la vieille école.
Ama Robotlarım eski bir tulumba gibi gıcırdamaya başladığında rafa uzanıp bir teneke "Ana'nın Eski Usül Robot Yağı" alırım.
Quand mes robots grincent telles de vieilles charnières... je leur donne une ration de mon huile à l'ancienne pour robot.
Bildiğiniz gibi, imparatorluğumun yapı taşlarından biri Ana'nın Eski Usül Robot Yağı.
Vous le savez, la pierre angulaire de mon empire... est mon huile pour robot à l'ancienne.
Bu kolay olacak, Ana'nın Eksi Usül Güvenlik Kamera Ünitesi'indeki iyi insanlar sayesinde.
C'est le plus facile, grâce à mon gentil personnel... de vidéo surveillance.
Sadece biraz eski usül cazibeyle.
C'est un petit sort un peu désuet.
Üniversitede herkesin bana söylediği gibi "En yüksek tabakadan eski usül lezbiyen."
A l'université, ce sont toutes, comme on me l'a dit un jour, "des lesbiennes à l'ancienne grand genre."
Güzel, eski usül H2O, derim.
La bonne vieille H2O.
Uygun bir düğün mü yoksa eski usül bir şey mi planlıyorsun?
Vous avez prévu un mariage où un n'importe quoi?
- Eski usül mü?
- Un n'importe quoi?
O zaman tamam, herhangi bir eski usül.
Alors, c'est ça, un n'importe quoi.
Bunu eski usül yapmak zorundalardı.
Même ça, ils l'ont fait n'importe comment.
İyi bir eski-usül inanç toplantısı için güzel gece.
Belle soirée pour une bonne vieille cérémonie.
Küçük bir eski usül evangelizm, örümcek ağlarını süpürür, ruhu diriltir.
Une mission d'évangélisation pour enlever les toiles d'araignée, raviver la foi.
Yaşadığım adada usül böyle.
C'est la coutume dans mon île.
Ben eski usül takılanlardanım.
Je me la joue à l'ancienne.
Bu kadınların ihtiyacı olan eski usül düzülmek.
Ces femmes ont besoin d'un bon vieux tringlage.
Ve her zaman eski usül bağlanma pozlarına eğilim gösterenler için antenlerimi açık tutarım.
Et je suis toujours à la recherche de nouvelles poupées à qui les nœuds et les histoires coquines ne font pas peur.
Eski usül filmler işte. Videoların yerini tutmaz ama...
Du vrai cinéma, vous voyez, pas des vidéos.
Eski usül yapacağım.
Rien ne vaut les vieilles méthodes.
Eski usül.
A l'ancienne.
Sistemimiz çöktü. Bu yüzden çekimi eski usül yapmamız gerekecek.
Nos ordinateurs sont plantés, alors il va falloir le faire à "l'ancienne école".
Patatesli bir kafa bandı, baş ağrısı için eski usül bir tedavi. Babam.
Bande de coton avec pommes de terre, c'est un remède populaire contre le mal de tête.
Elimizde dextroampheta-bir şey, moto-nebukimyasalşey, kafein hapları ve eski usül kahvemiz var.
Nous avons... du dextroampheta-quelque chose, du moto-je ne sais pas quoi, des pilules de caféine, et du bon vieux café.
Alışılagelmiş usül böyle.
C'est la procédure standard.
... ama kimse bu ilanlara uymuyor. Peşin ödeme yapmışlar, tamamen eski usül.
Ils ont payé cash, à l'ancienne.
Eski usül çaresine bakmak, bu işi çözmeni garantilemez.
Et des remèdes de grand-mère ne garantissent pas qu'il s'arrêtera.
İkinci ateş depresyonun eski usül tedavisine bağlı.
La seconde fièvre venait de son auto-médication contre la dépression.
Eski usül sohbet odası.
L'ancêtre du t'chat.
Bu gece eski usül izledim ama yarın akşam kamerayı kuracağım.
Je mettrai les caméras demain. Ce soir, c'est surveillance à l'ancienne.
Geri dönerken bir kaç litre eski usül alkolsüz bira ve... biraz da Cinna-star * göndermelerini sağlarım.
{ \ pos ( 200,220 ) } Sur le retour, je leur demanderai quelques litres de cidre et quelques bretzels stick.
DVD oynatıcım olmadığı için İngilizce ödevimi eski usül yapmak zorundaydım.
Sans mon lecteur DVD, je devais faire mon travail à l'ancienne.
Eski usül mekanik ile.
- A l'ancienne.
Bulgularımıza göre, bu şekilde el bulunması, eski usül mafya yöntemidir.
De ce qu'on en sait, une main découverte ainsi - est une signature de la mafia.
Siz düşünmeyi bıraktınız ama içgüdüleriniz eski usül polis güdülerinizin yaşadığı yer belki de Melanie'yi, Ben öldürmemiştir diye sizi yiyip bitiriyordu.
- Les preuves sont accablantes. - Et... tous vos actes, toutes vos pensées, depuis le moment où Ben Coulter a endossé le rôle de suspect numéro 1 ont forgé chez vous, la conviction qu'il est coupable.
Eski usül kullanmak zorunda kalacağız sanırım Abe.
Utilisons les bonnes vieilles méthodes, Abe.
Eski usül atıyor o.
Il tire façon grand-mère.
Sana, bir polis koruması altında eski usül para kazanma şansı vereceğim.
Je peux te donner l'opportunité de faire du fric à l'ancienne. Avec la protection d'un flic.
Sen eski usül adamsın.
Je déteste lui mentir. { \ pos ( 192,220 ) } C'est ton côté old school.
Eski usül dalgıç şapkası gibi bir şey düşünüyorum.
J'imaginais un ancien casque de plongée.
- Eski usül.
- À l'ancienne.
Eski usül yakar top oynuyoruz, Larry.
C'est un bal des mafieux à l'ancienne, Larry.
Bir medeni usül profesorüm vardı ve derdi ki...
Vous savez... j'avais un prof de droit qui m'a dit un jour...