English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ U ] / Utangaç

Utangaç traducir francés

1,386 traducción paralela
İşte bu nedenle, babamla utangaç ufak bir kız gibi konuştu.
Ce qui explique qu'elle lui parlait avec la timidité d'une petite fille.
Çok utangaç.
Elle est timide.
Bana yaklaşan erkekler ya hokey oyuncusudur ya da kurttur ve utangaç birini çekici bulduğumda onları korkuturum.
Je n'intéresse que les obsédés et les joueurs de hockey. Les timides qui m'attirent... sont intimidés.
Bir çok utangaç erkek, kendini geride tutar.
Les plus timides restent en retrait.
Bir çok utangaç erkek, karşısında ilgi azlığı hissederse yön değiştirir ve yanağa öpücük kondurur.
Les hommes timides, s'ils sentent un manque de réciprocité... embrasseront la joue.
- Hadi ama, utangaç olma.
- Allez, sois pas timide. Allez.
Utangaç bir çocuktu. Aday olmak istiyordu, bir yere ait olmak istiyordu.
Il était timide... ll voulait s'intégrer, appartenir à la fraternité.
İşe aldığım utangaç stajyer epey yol aldı.
Ma stagiaire s'en est bien sortie.
Bu yüzden tezahürat yapın ve utangaç olmayın.
Et chantons à pleine voix
Kestane kahverengi saç, utangaç, 32 onaylanmış öldürm -
Cheveux châtains, plutôt timide, a tué 32 ennemis.
- Ölümsüzleri baş belası. - Ben... Onu yeni evlenmiş gerdeğe giren utangaç bir gelinmiş gibi oynuyorsun.
On dirait une jeune femme farouche la nuit de ses noces.
Utangaç değilsin, değil mi?
Tu n'es pas timide?
Bir yerinde onun utangaç göründüğünü ama aslında öyle olmadığını ve sessiz kaldığı zaman insanın ondan ürkmediğini yazıyor.
Par exemple, à un moment elle dit qu'il semble timide mais qu'il ne l'est pas. Que quand il se tait, on n'est pas embarrassé.
Artı, çok küçük bir penisi var. Dahası çok da utangaç.
Et il a un pénis minuscule qui le complexe à mort.
Bugüne kadar tanıdığım en utangaç erkekti.
C'est l'homme le plus timide que j'aie rencontré.
Sen de göreceksin, ne kadar utangaç olurlarsa olsunlar... onlara harcanacak 15 milyon dolarla çıkagelen... dürüst bir dostla eninde sonunda konuşacaklardır.
Vous découvrirez que si timides soient-ils, ils parleront à un ami sincère qui a 15 millions à dépenser pour eux.
Çok utangaç.
Il est trop timide.
Sadece utangaç, yıllardır bilindiğin gibi sağduyulu kal.
Restez l'homme timide et discret qu'ils ont côtoyé pendant des années. Ne changez rien surtout!
Utangaç olmayın.
La queue commence ici.
Utangaç Erkek Masalı :
Perçons Ie mythe de Ia timidité mâle.
" Erkek utangaç görünebilir.
" Sous couvert de timidité, l'homme...
Niye öyle utangaç davranıyorsun?
Pourquoi tu joues les timides?
O çok utangaç. Kendi dünyasında yaşıyor.
Pour les autres, elle est timide et vit dans un monde à elle.
Hapşırık, Utangaç, Uykucu,
Atchoum, Timide, Dormeur, Joyeux,
Pekte utangaç görünmüyor
La petite n'a pas froid aux yeux.
Çişin içinde... izin alıyor musun? - Hayatın boyunca... utangaç yaşayamazsın.
- Tu vas te taper la honte!
Hayır, çok utangaç biri.
Il est trop timide.
Utangaç olma.
Sois pas timide.
Kyung biraz utangaç olduğundan sizi iyi selamlayamadı.
Il est si timide qu'il a du mal à se présenter.
Tatlım, utangaç bir gelin gibi konuşuyorsun.
Allez, fais pas ta timide.
Bay Paris, utangaç eşimle tanışın.
M. Paris, je vous présente Lana, mon épouse.
O kadar utangaç ki...
C'est un grand timide.
Sürekli azarlamalarıyla, onu minicik utangaç özüne doğru bastırmadılar.
Ils ne la dénigrent pas avec leurs critiques constantes.
Bu kadar utangaç olma küçüğüm.
- Ne sois pas si timide, petite.
Utangaç gülümsemelerle dikkatini dağıtabilirim ve ona para ve malla rüşvet önerebilirim.
Je peux l'amadouer et le faire taire contre de l'argent.
Sakla utangaç gözlerini.
Tes yeux pourraient rougir.
Bak, lise senin için zor geçtiğini biliyorum ama artık sen o eski utangaç garip kız değilsin.
Je sais que ça a été une expérience difficile, mais tu n'es plus cette fille réservée.
- Pislik değil, sadece biraz utangaç. - Hayır, utangaç falan değil.
- C'est pas un connard, il est juste timide.
- Hayır, yargılamıyor, sadece utangaç.
- Mais non, il est juste timide.
Sadece pislik-utangaç arasındaki ince çizgiyi kaçırıyorsun, dostum.
Tu ne sais pas distinguer un timide d'un connard.
O - o utangaç biri.
II est timide.
Utangaç olma...
Fais pas ta timide. J'étais...
Ondan önce utangaç, sessiz ve üzgün birisiydim.
Avant de la rencontrer, j'étais une petite chose timide, introvertie.
Gel Peter. Utangaç olma. Gel.
Ne soyez pas timide.
Chandler'a aldırma. Hep utangaç olmuştur o.
Ne fait pas attention à Chandler, il a toujours été timide.
Biraz utangaç olduğunu söyledi. Anahtarı verip 5 dakika beklememi istedi.
Elle me dit qu'elle est timide, de lui donner la clé et de la rejoindre dans 5 min.
Bunu yapan adam çok utangaç ve çok kolay sinirleniyor.
Le coupable est extrêmement timide et fréquemment excité.
Utangacım benim.
Mon petit lapin craintif.
Bu konularda biraz utangacım.
Ces choses m'intimident.
Lisede olduğumdan daha az utangacım.
Je suis moins timide que je ne l'étais au lycéel.
Utangacımdır.
Je suis timide.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]