English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ U ] / Uyuşturucudan

Uyuşturucudan traducir francés

594 traducción paralela
Uyuşturucudan zehirlenmiştiniz.
Vous étiez malade de drogue.
Kardeşini uyuşturucudan yakalamıştınız.
Vous avez coffré son frère pour trafic de drogues.
Uyuşturucudan hiç söz etmedi.
Il n'a jamais parlé de stupéfiants.
Alkol veya uyuşturucudan daha az ölümcül bir bağımlılık diye avunuyorum.
Je suis simplement soulagé que ce soit moins mauvais que la boisson ou la drogue.
1950.. Uyuşturucudan 12 ay.
1950 : 1 an, pour trafic de stupéfiants.
Uyuşturucudan.
C'est la drogue.
Ben uyuşturucudan içerideydim.
J'étais au trou pour une histoire de drogue.
Lou Boca, çeteden ve uyuşturucudan suçlu bulundu.
Lou Boca, accusé de complicité et de détention de stupéfiants.
Uyuşturucudan beyni sulanmış 25 yaşındaki bir yeniyetmenin beni andropoz konusunda aydınlatması eksik kalmıştı!
Une défoncée grotesque de 25 ans va me rassurer au sujet de l'andropause!
- Uyuşturucudan ölüyorum.
- 20 dollars! - Je crève du manque de drogue!
Ben de uyuşturucudan yana değilim.
Moi aussi, je suis contre la drogue.
- Uyuşturucudan.
- Narcotiques.
Kızımın uyuşturucudan kurtulmasına yardım etmişti.
Il avait sorti ma fille de la drogue.
Uyuşturucudan tutukladık.
Coffré pour drogues.
Uyuşturucudan uzak dur, ve çok başarılı ol. Peki.
Oui, touchez pas à la came et vous irez loin,
Bu uyuşturucudan kurtulmam lazım.
Je dois me débarrasser de cette dope.
Uyuşturucudan kurtardı.
M'a guérie.
Bayan Pigot uyuşturucudan arındı ve Baudrillard Enstitüsü'ne geri döndü.
Pigot a été désintoxiquée. Elle va retourner chez Baudrillard.
Uyuşturucudan uzak durabilseydi... bir şansı olabilirdi
S'il pouvait éviter les drogues... il pourrait avoir une chance.
Kim uyuşturucudan zevk almaz.
Personne n'en a profité.
- Uyuşturucudan nasıl eminsin?
- Tu es sûr qu'il s'agit de drogue?
Muhteşem bir çocuk o. Ünlü olmak İçin her şeyi var ama uyuşturucudan vazgeçemiyor.
Il a tout ce qu'il faut pour percer, mais il est toxicomane.
Daha önce uyuşturucudan ve kavgadan tutuklanmış.
- Déjà arrêté pour drogue, bagarres. - Génial.
Cockeye seni Chink'in orada buldu. Uyuşturucudan öylesine zom olmuşşsun ki, onu bile tanıyamamışsın.
L'Œil-en-Coin t'a trouvé chez le Chinois... si bourré d'opium que tu l'as pas reconnu!
Albert 10 dakika içinde polisi arayacak ve onlara bir eroin hikayesi anlatacak. Uyuşturucudan sabıkalı tenis oyuncusunun Mustang'inde.
Dans dix minutes, Albert va appeler la police et leur parler d'héroïne, de Mustang de 1970 et de professionnels du tennis camés.
Evet, bahçede herkes uyuşturucudan bahsediyor.
On dit dans la cour que tu vends de la drogue.
- Uyuşturucudan.
- Drogue.
- Uyuşturucudan ölmüş birini görmek istiyorsunuz sanırım,
- Vous voulez les cas relatifs à la drogue?
Pezevenklikten, çocuk pornosundan, uyuşturucudan cinayetten sayısız kere tutuklanmıştır.
A été arrêté pour proxénétisme, pornographie infantile, trafic de drogue, homicide.
- Alo? Neden hep uyuşturucudan zencilerden, eşcinsellerden, Yahudilerden bahsedip duruyorsun? Konuşacak konu mu yok?
Pourquoi parles-tu toujours de drogues et de nègres... et d'homos et de Juifs?
Uyuşturucudan elde ettiğimiz geliri Latin Amerika'daki ayaklanmaları desteklemek için kullanıyoruz. Böylece ülkemiz en güçlü ülke olarak varlığını sürdürebilir.
Nous vendons de la drogue uniquement pour pouvoir soutenir les forces rebelles latino-américaines ainsi la puissance de notre pays s'en trouvera renforcée.
Uyuşturucudan dolara, sonra Kruger altınına.
Et maintenant, c'est drogue-dollars-Krugerrands.
Bu çocukları uyuşturucudan uzak tutmak için çok uğraşıyoruz.
On a déjà assez de mal à les empêcher de se droguer!
Uyuşturucudan hüküm giymişti.
Il avait déjà été arrêté pour drogue.
Beni uyuşturucudan o kurtardı.
Et il m'a trouvé, il m'a éloigné de la dope.
Ramon Cota, Seni uyuşturucudan tutukluyorum...
Ramon Cota, vous êtes en état d'arrestation pour trafic...
Onları avluya soktuk ve yüksek bir doz o uyuşturucudan verdik.
Et... nous les avons mis dans une cour. Et nous leur avons donné de grandes doses de ce truc.
Demek ki aşırı alkol ve uyuşturucudan sızdı. Minibüse mi taşıdınız?
Il s'écroule, saoul et drogué... et vous l'aidez?
Ve kafası her zaman uyuşturucudan uçmuş halde.
Et il est toujours drogué.
... varoşlarda. İslam, suç ve uyuşturucudan tek çıkıştır. ... işsizlik, fahişelik, alkol kumar, zina, ahlaksızlık.
L'unique façon de sortir de la drogue, du crime du chômage, de la prostitution, de l'alcool, du jeu, de l'adultère, de la fornication.
Elijah Muhammed'in öğretilerini dinlerlerse uyuşturucudan uzaklaşmak isteyecek.
il écoute l'honorable Elijah Mohamed et renonce à la drogue
Hayır! Ben uyuşturucudan hüküm giymedim hiç!
Jamais condamné pour de la came.
- Biz biraz uyuşturucudan içip, biraz evlilik öncesi seks yaptıktan sonra... kan dökme konusunda endişelenme.
- On va fumer de l'herbe, avoir des relations hors mariage... et éviter de se faire égorger.
İyi ki geldin baba, ben de onlara uyuşturucudan ve toplumdan bahsediyordum.
C'est bien que tu sois là. Je leur parlais des drogues dans la communauté.
Hangi uyuşturucudan konuşuyoruz, Gene?
C'était du crack ou de la craquette?
Mattie Tombstone'u terk ettikten kısa bir süre sonra aşırı dozda uyuşturucudan öldü.
Mattie mourut d'une overdose de drogue... peu après avoir quitté Tombstone.
Uyuşturucudan olmadığı kesin.
C'est pas la drogue.
Angola Lousiana'da tecavüz ve uyuşturucudan yatmış. Fazla büyük şeyler değil aslında.
A fait un séjour à Angola pour agression sexuelle et détention de drogues.
Korkunç bir şekilde tedavi olmak zorunda kaldım ve mahkumiyetim boyunca uyuşturucudan uzak durdum.
Désintoxication horrible, mais j'ai décroché.
Ama sonra federaller oğlunu uyuşturucudan enseledi.
- Mais son fils s'est fait coincer pour de la drogue.
Cepten konuşurken uyuşturucudan bahsediyordun.
Dire ça sur un cellulaire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]