Vaktin var mı traducir francés
752 traducción paralela
Biraz vaktin var mı?
Vous avez un instant?
- Vaktin var mı?
- Vous avez une minute?
Vaktin var mı?
Vous avez un moment?
Felix, vaktin var mı?
- Félix. - Quoi?
Yarın hiç boş vaktin var mı?
Tu as du temps libre demain?
Yaşlı babanla vedalaşacak kadar vaktin var mı?
Viens dire au revoir à ton papa.
- Bu gün biraz vaktin var mı?
- Es-tu libre ce soir? - Pourquoi?
Bira içecek vaktin var mı? Yok, sağ ol.
Vous prenez une bière?
satranç için vaktin var mı?
T'as le temps pour une partie?
- Vaktin var mı, Joe?
Tu as une seconde?
- Şimdi vaktin var mı?
- Quand auras-tu le temps? Là?
Biraz vaktin var mı?
Vous avez un moment?
- Biraz vaktin var mı, Marion?
- Vous avez une minute, Marion?
Vaktin var mı?
Tu as une minute?
Çok acilmiş. - Vaktin var mı?
C'est urgent, dit-elle.
- Biraz vaktin var mı, Max?
- Tu as un moment, Max?
Günaydın, Ella. Vaktin var mı?
Bonjour Ella, tu as une minute?
Jimmy, önümüzdeki bir kaç gün boş vaktin var mı?
Tu es très occupé ces jours-ci?
Lois, biraz vaktin var mı?
Loïs, vous avez une minute?
Seni arayabilirim. Boş vaktin var mı?
Je t'appellerai peut-être, si tu as du temps libre.
Kahve içecek vaktin var mı?
Un petit café, vite fait?
Vaktin var mı? Evet.
Tu as du temps?
Sammy, şuna biraz köpük koyacak vaktin var mı?
Moi aussi, je reprendrais bien un coup!
Biraz vaktin var mı?
Tu as un peu de temps?
Perşembe üçte satranç için vaktin var mı?
.. jeudi en 15?
Biraz vaktin var mı?
T'as un moment?
Teşekkürler. Birkaç kağıt için vaktin var mı?
- Peux-tu voir quelques papiers?
Bebeğim, vaktin var mı?
Chérie, quelle heure il est?
Mike, bir dakika vaktin var mı?
Mike, tu as une minute?
- Sahi mi? İçki içmeye vaktin var mı?
- Vous avez le temps de boire un verre?
Bir sorunum var, biraz konuşacak vaktin var mı?
Alors fais vite, j'ai un boulot d'enfer.
Kahve için vaktin var mı?
T'as le temps de prendre un café?
Selam şirin şey. Vaktin var mı?
Beauté, tu as un peu de temps?
Boş vaktin var mı?
Vous avez du temps libre?
Vaktin var mı?
Vous avez une minute?
Modern polisi eylem halinde görmeye ayıracak vaktin var mı?
J'ai déjà répondu à l'inspecteur.
Modern polisi eylem halinde görmeye ayıracak vaktin var mı?
Je vais vous montrer nos nouvelles méthodes.
Biraz vaktin var mı?
T'as une minute?
- Vaktin var mı peki?
- Vous êtes pressé?
Bir şeyler içmeye vaktin var mı?
Je t'offre un verre?
Vaktin var mı? Sana hayati sorular sormam lazım!
"excuse, j'ai des questions vitales à te poser!"
Bildiğin meşhur bir son söz var mı? Radyo ısınana kadar vaktin var.
Un dernier mot le temps que la radio chauffe?
5.40'a kadar Mösyö Mercier ile olan münasebetini bitirmek için zamanın var... ama tabii... vedalaşmalar için vaktin olmayacak.
Cela vous laisse le temps de tout régler avec M. Mercier, mais naturellement, vous n'aurez pas le temps de faire des adieux.
- Şimdi, paylaşmak için biraz vaktin var mı?
Tu as un moment?
Vaktin var mı?
Tu as le temps?
Haydi evladım, hazırlan, vaktin gelmesine on dakika var!
une heure moins dix. 45000!
Zaten gitmek istiyorsun, vaktin de yok ama benim seninle oturup iki kelime konuşmaya ihtiyacım var.
Ce n'est pas la peine. Tu veux t'en aller et il ne reste plus de temps. et je voudrais que tu t'asseois... pour que nous puissions parler un peu.
Vaktin var mı bebeğim?
Ca dépends.
Vaktin var mı? - Var.
Bien sûr.
Marcie, işe gitmeden önce merak ettiğim bir şey var : Acaba benim çamaşırlarım için vaktin olacak mı?
Marcy, avant que je parte travailler, je me demandais, tu crois que tu pourrais t'occuper de mon linge aussi?
Daha vaktin gelmedi. Sana ihtiyacım var.
J'ai besoin de toi.