English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ V ] / Vazgecmek

Vazgecmek traducir francés

1,055 traducción paralela
Uykusunda tek yaptığı şey vazgeçmek, teslim olmak ve özür dilemek.
- Partir, se rendre, s'excuser...
- Hı hıı. Böyle güzel bir daireden vazgeçmek utanç kaynağı.
- Dommage de laisser un tel appartement.
Ama ikimiz de vazgeçmek zorundaydık, değil mi?
Mais on a chacun fait quelques concessions, non?
Sebepsiz geç kalmak vazgeçmek demektir.
Un retard équivaut à un forfait.
Birçok kez vazgeçmek üzereyken, ormana dalıp bilinmeyen bir tür bulma hazzını yaşamadım mı?
Combien de fois, quand ayant surmonté la fièvre paludéenne, ai-je rampé dans la forêt et fut récompensé avec quelques espèces inconnues et belles?
Yeni bir hayat aramak için hayatından vazgeçmek ; yeni arkadaşlar uğruna... sevdiğin arkadaşlarına veda etmek anlamsız bir şey.
D'abandonner une vie pour trouver une nouvelle vie. De dire au revoir à nos amis pour trouver de nouveaux amis.
Bu işten vazgeçmek için hiçbir şey olmadı.
Mais rien n'aurait pu me faire renoncer.
Onlardan vazgeçmek istemezsin değil mi?
Vous en voulez tellement que vous pourriez mourir pour ça?
- Vazgeçmek mi?
- Laisser tomber?
Hâlâ vazgeçmek için zamanınız var. Bu, şerefinizden bir şey eksiltmeyecektir.
On peut encore annuler si vous en convenez.
Şimdi şan şöhret adına vazgeçmek mi istiyorsun? Ve sistem içerisinde öğütülüp toz olmak mı?
Maintenant tu veux t'en sortir par un coup d'éclat qui nous écraserait en même temps.
Vazgeçmek zorunda kaldı.
Il a dû abandonner.
Korkup vazgeçmek isteyenler lütfen elini kaldırsın.
Ceux qui se dégonflent levez la main.
Ama, hayır, dur bir dakika. Eğer sen vazgeçmek istersen.. .. kahretsin, ben de seninle vazgeçerim.
Si tu veux le foirer, si tu veux tout faire foirer, mince, je vais le foirer avec toi.
Vazgeçmek ve yere yatmakta da bir fayda yok.
Il ne sert à rien de s'incliner ni d'abandonner.
Fakat eğer ölecek olursam bundan vazgeçmek gerekecek.
Cependant, si je meurs, il faudra l'oublier. Que cela reste un rêve.
Vazgeçmek istiyorum. Niye yapmıyorsun?
- Je voudrais arrêter.
- Vazgeçmek ister misin?
Vous m'en voulez?
Orospulardan vazgeçmek istiyorum Franz.
J'en ai assez des femmes.
Bundan vazgeçmek, ona karşı saygısızlık olacaktır.
Y renoncer serait Lui témoigner du mépris.
Vazgeçmek acıdan sonra rahatlamak için verilen sözdür.
S'y abandonner... est promesse de réconfort après la souffrance.
Vazgeçmek istemez misin?
T'as pas envie de vomir?
Bir köfte için namusundan vazgeçmek üzereydin.
Vous vouliez vous prostituer pour une boulette de viande.
Erkeklerden vazgeçmek mi? Boşversene!
Renoncer aux hommes?
Sen iyi bir gazetecisin ama kendi bildiğini okumaktan vazgeçmek zorundasın.
Vous êtes un bon reporter, mais vous devez arrêter de tourner en rond.
- Anlaştık. Vazgeçmek yok ama.
Tu ne vas pas te dégonfler?
Yazmaktan vazgeçmek pahasına da olsa.
S'il a fallu que j'arrête d'écrire pour ça, eh bien c'est la vie.
Vazgeçmek yok.
Pas de liberté.
Ama sen boşlukta yaşıyorsun, Pony ve bundan vazgeçmek zorunda kalacaksın.
Mais tu vis dans l'isolement, Pony. Va falloir y remédier.
Yaptığı en ufak bir şeyde bile ona bağırmaktan vazgeçmek zorundasın, ağabey.
Faut arrêter de lui crier après pour chaque petite chose qu'il fait.
- Bugüne kadar hep erteledim. Ama vazgeçmek için hâlâ şansın var.
J'ai remis à plus tard jusque maintenant, mais je veux te laisser le temps de changer d'avis.
Tanrının bahşettiklerinden vazgeçmek gibi bir seçimin olamaz!
Tu ne peux pas choisir quand exprimer le don que Dieu t'a donné!
Haydi Jerry. Vazgeçmek yok.
Allez, Jerry, me lâche pas maintenant!
Bundan vazgeçmek istemezler.
La vie, c'est ce qui leur est le plus cher.
En iyisi sadece bir tane varken bu işten vazgeçmek.
Tirons le rideau tant qu'il n'y en a qu'un en liberté.
Öldürmekten vazgeçmek, yaşamaktan vazgeçmekti.
Cesser de tuer était comme... cesser de vivre.
Şayet bu konudan vazgeçmek için herhangi bir şansımız varsa...
S'il y avait un moyen d'éviter ça- -
Bana vazgeçmek zorunda kalacaklarımdan, yapmak zorunda olacağım fedakarlıklardan bahsettiğin geceyi hatırlıyor musun Fritz?
Fritz, vous vous souvenez quand vous m'avez parlé... de toutes les choses que je devrais abandonner... et de tous les sacrifices qu'il faudrait faire.
O günlerden vazgeçmek zor değil mi?
Ce n'est pas un crime que de s'abandonner ces jours qui pourraient être merveilleux?
Tersane ve kereste fabrikasından vazgeçmek bazılarınıza zor gelebilir.
Certes, l'abandon des chantiers et de la scierie c'est dur.
Buna karşılık, geri çekilmek veya kesinti yapmak veya vazgeçmek... bunların hepsi olumsuz güçlerdir.
Alors que la compression, le recul ou la stagnation- - Ce sont des forces négatives.
Peki ama bir nedenden bundan vazgeçmek zorundasın.
Mais vous pouvez sûrement remettre ça à plus tard, exceptionnellement.
Eğer vazgeçmek istiyorsan, ben de vazgeçeceğim.
Tu veux abandonner, alors moi aussi j'abandonne.
Bay Bateman, Bay Webb ile birlikte arabalardan vazgeçmek istiyor.
Mr Bateman veut se rétracter pour la voiture, et il veut entraîner Mr Webb avec lui. Ils veulent récupérer leurs acomptes.
Senden vazgeçmek üzereydik.
Ça alors, Gus, on te croyait mort.
Plandan vazgeçmek gerekebilir.
il faut annuler la mission.
- Vazgeçmek mi?
- Abandonner?
Yasuko'yu evlendirmekten vazgeçmek mi istiyorsun?
Alors, le mariage de Yasuko, tu t'en moques?
Evden vazgeçmek zorundasın.
Tu dois simplement renoncer à la maison.
Bernie'den vazgeçmek Leo'ya yardımcı olacaktı.
Donner Bernie était la seule façon d'arranger les choses pour Leo.
Ama imkânım olmadığı için sanatsal heveslerimden vazgeçmek zorunda kaldım.
Mais, n'ayant pas les moyens financiers, j'ai dû renoncer à mes envies artistiques.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]