English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Y ] / Yogunum

Yogunum traducir francés

315 traducción paralela
- Bırak bunları da, dışarı çıkıp yemek yiyelim. - Üzgünüm, çok yoğunum.
- Oublie tout ça, pour ce soir.
Korkarım şu an çok yoğunum.
Malheureusement, je suis débordé.
Öğle yemeği servisindeyiz. Şu an oldukça yoğunum.
Oui, nous déjeunons, je suis très occupé.
- Bu aksam çok yogunum.
- Deuxiême tiroir. - Ça va être une soirée chargée.
Hadi çabuk ol. Yoğunum.
Je n'ai pas que ça à faire.
Bu günlerde o kadar yoğunum ki.
Je suis très occupé en ce moment.
Benim öğretmeye vaktim yok, dışişleri ve diğer meselelerle çok yoğunum.
Je dirige Affaires Etrangères... et autres domaines.
Çok yoğunum.
J'ai beaucoup de travail.
Aslında bugün ben de yoğunum.
J'ai à faire, moi aussi.
Bunu anlatınca büroda kimse inanmayacak ama... son derece yoğunum.
Personne ne me croira au bureau... mais mon horaire est minuté.
Sorun şu ki, korkunç bir şekilde yoğunum.
Le problème est que je suis terriblement occupé.
Şimdi bu sıkıcı tartışmaya bir son verip başlayabilir miyiz? Geç oldu. Yarın da çok yoğunum.
Laissons tomber cette conversation stérile.
Bugün yoğunum.
J'ai beaucoup á faire.
- Evet. Çok yoğunum.
- Très occupé.
- Yoğunum.
- Je suis occupé.
Başlayalım mı? Gerçekten çok yoğunum.
Venons-en au fait, je suis à court de temps.
- Demek ki Raoul seni arıyor. Bakın Müfettiş Bey, inanın şu sıralar çok yoğunum.
Ben alors Raoul, c'est toi qu'il appelle.
- Yoğunum. - Evet, görebiliyorum.
Tu devrais mettre un panneau : "Plus de 6 milliards d'affaires résolues."
Bu sabah çok yoğunum, hastanede olmam gerekiyor.
Je devrais être à l'hôpital.
Önceleri futbol maçlarını severdim, Ama şimdi, yoğunum.
J'adore le foot mais j'ai peu de temps.
Çok yoğunum.
Excusez-moi, j'étais débordée.
Bugün biraz yoğunum, sanırım gelemeyeceğim.
J'ai l'impression que je suis en train de couver quelque chose.
Şu an gerçekten epey yoğunum.
Mais pour l'instant, je suis occupé.
lKusura bakmayın, ama bugün çok yoğunum.
Excusez-moi, j'ai beaucoup à faire.
- Hayır, çok, çok yoğunum.
Je suis vraiment débordée.
Ne? - Biraz yoğunum.
Je suis un peu débordée.
Tamam, Jerry, lütfen, lütfen. Burada gerçekten yoğunum. Hayır, hayır.
Jerry, je t'en prie, j'ai à faire.
Doug olmadığı için biraz yoğunum.
Exact, avec Doug absent, on a du boulot.
Çok yoğunum.
Je suis débordée.
Çok yoğunum. Bayan Lydell ile ilgilenir misin? Üçüncü perdede.
Tu peux prendre Mme Lydell, ulcère au pied, rideau 3?
Çok yoğunum.
Je suis crevée.
Davetinizi için çok teşekkür ederim ama bugün çok yoğunum.
Merci, mais je suis très pris aujourd'hui. Demain, peut-être?
Kesinlikle. Şu anda biraz yoğunum.
Je suis occupé.
- Özür dilerim. Biraz yoğunum.
- Désolée, je suis occupée.
- İyi. Bilirsin, sadece okul işleriyle çok yoğunum.
Je suis seulement un peu surchargée, avec les cours.
Beni yemeğe davet etseydin ki, etmedin, sağ ol zaten yoğunum... Stan'in hayatını kurtarabilirdim.
Si tu m'avais invité à dîner - non merci, j'étais pris - j'aurais pu sauver Stan.
Çok yoğunum.
Tu comprends? Je suis débordée.
Ben daha yoğunum.
T'as pas vu ce que j'ai par l'hôpital.
Bu aralar çok yoğunum.
Mais je suis tellement occupée!
Son derece yoğunum.
... Très préoccupée.
Ama gitmeliyim, bu hafta çok yoğunum.
mais je dois vraiment y aller.
Sofia dinle. Şu an bir iş yüzünden acayip yoğunum.
Sofia, je suis en pleine mission.
- Hayır.Aslında çok yoğunum
- Donne toujours.
JACHO'nun teftişi yüzünden çok yoğunum.
Ecoutez, j'ai été démolie par ce rapport.
Biraz yoğunum.
Je suis un peu débordé.
Biliyorsun, Price Mart'ta çok yoğunum, ve, ah, onun da köpek tımar işi... ve beni aldatadurması, yani -
Tu sais, je suis très occupé à Price Mart, et, euh, elle a son toilettage pour chiens... et elle me trompe aussi, donc...
Kusura bakma, acayip yoğunum.
Désolé, je suis occupé. Comme une abeille.
Çok yoğunum.
Débordée.
Çok yoğunum.
Je suis coincé...
Bir uğrayıp ne gibi güçlüklerle uğraştığını bir göreyim dedim. Bilirsin işte. Çok yoğunum.
J'ai pensé qu'un petit passage... et voir quel à genre de problème tu dois faire face rester actif par exemple...
Yapamam Evlat. Çok yoğunum. İşe gitmem gerekiyor.
Je peux pas, je vais bosser.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]