Yıldızlar traducir francés
4,669 traducción paralela
"Yıldızların parıltısı onun göğsünü kapatırken."
" Grâce au reflet des étoiles dans ces yeux fermés.
Kaç tane Michelin yıldızları burada derecelendirildi?
Combien d'étoiles Michelin a cet endroit?
Michelin yıldızları olmayan bir restoran olduğunu düşünebilirler.
Ils pourront penser que c'est un restaurant sans aucune étoile.
Onun yerine, Hollywood yıldızlarını seyretmeyi tercih ederseniz ödüllü tiyatromuz hemen şu tarafta.
Évidemment, si ce sont les étoiles d'Hollywood que vous aimez, notre théâtre récompensé est juste ici, où en juin
Yıldızların Büyüsü.
"Magie dans les étoiles."
Yıldızlar yıllar önce ölmüş, gaz bulutlarından başka bir şey değiller.
Les étoiles sont juste des boules de gaz qui sont mortes il y a longtemps.
Yıldızlar gibi renkler görüyorum.
Je vois des couleurs et des étoiles.
Artık film yıldızlarına, milyonerlere ve Avrupa soylularına yemek yaparken bizimle ilgilenemez herhalde.
Je pense que nous ne l'interessons plus maintenant, il cuisone pour des stars de cinema et pour les tetes couronnees d'Europe.
Pembe yıldızlar dizi dizi yağıyor.
Les étoiles roses s'alignent.
- Pembe yıldızlar dizi dizi yağıyor.
- Les étoiles roses tombent.
Norrie! - Pembe yıldızlar dizi dizi yağıyor. - Norrie.
Les étoiles roses s'alignent.
- Pembe yıldızlar dizi dizi yağıyor.
Les étoiles roses s'alignent.
- Pembe yıldızlar dizi dizi yağıyor. - Norrie! - Pembe yıldızlar yağıyor.
Les étoiles roses tombent.
- Norrie! - Pembe yıldızlar yağıyor.
Les étoiles roses tombent.
- Pembe yıldızlar yağıyor. - Pembe yıldızlar yağıyor.
Les étoiles roses...
- Pembe yıldızlar dizi dizi yağıyor. Pembe yıldızlar mı?
Les étoiles roses?
- Pembe yıldızlar yağıyor.
Les étoiles rose tombent.
"Pembe yıldızlar yağıyor" mu?
"Les étoiles roses tombent." Tu as compris ce que ça signifie?
Bunlar pembe yıldızlar.
Ce sont les étoiles roses.
Yağmur yağdırıp isyanı durdurdu. Bize pembe yıldızları sayıklattı.
Il a arrêté les émeutes avec la pluie, nous fait bafouiller à propos d'étoiles roses...
Elimi küçük kubbeye koyacağım böylece pembe yıldızlar olacak ve ne isterse yapacağız.
Ma main sur le petit dôme pour faire apparaitre les étoiles roses et faire tout ce qu'il voudra d'autre.
O yıldızlar gerçekten bizsek büyük kubbenin de aynı noktasında gitmeliyiz.
Si nous sommes vraiment ces étoiles, alors nous devons aller au même endroit sur le grand dôme.
Pembe yıldızlar sıra sıra yağıyor.
Les étoiles roses tombent en lignes.
Pembe yıldızlar yağıyor
Les étoiles roses tombent.
"Pembe yıldızlar yağıyor." dedin mi?
Est-ce que tu as dit, "Les étoiles roses tombent"?
Pembe yıldızlar.
Les étoiles roses.
Ya da yıldızlar kubbe burada olduğu için olacak bir şeydir.
Ou alors... les étoiles sont quelque chose qui arrivera maintenant que le dôme est là.
Eğer öyleyse, o zaman sen de görebilirsin çünkü nöbet sırasında pembe yıldızlar hakkında konuştun.
Si elle le pouvait, alors toi aussi, puisque tu as parlé d'étoiles roses pendant ta crise.
Bunlar pembe yıldızlar.
Les étoiles roses.
Yıldızlar da yok.
Pas d'étoiles.
"Pembe yıldızlar dizi dizi yağıyor." ne demek oluyor?
Que veut-dire "les étoiles roses tombent en ligne?"
"Pembe yıldızlar dizi dizi yağıyor." Niye?
"Les étoiles roses tombent en ligne."
"Pembe yıldızlar yağıyor."
"Les étoiles roses tombent."
Çizdiği pembe yıldızlar bir mesaj oğlum.
Ces étoiles roses qu'elle a peintes sont un message, fiston.
Bu düzgün aile adamı yirmi yıl hapse giriyor genç oyuncu da dünyanın en büyük yıldızlarından biri oluyor.
Tu vois, cet honnête père de famille, il va en prison pour 20 ans et le jeune acteur, il devient la plus grande star dans le monde.
Onu gölün oraya götürdüm, çimlere uzandık yıldızları izledik, bana mutlu göründü.
Je l'ai emmené au lac et on s'est étendus dans l'herbe, on a regardé les étoiles et il avait l'air très heureux.
Dikkatli yürü. Haydi yıldızları yönetelim!
Si la nuit tombe, on se guidera avec les étoiles.
Orada karanlığın karanlığında... yıldızlar var.
J'ai vu le noir infini et les étoiles.
Anne, yıldızlar nasıldır?
Maman, que sont les étoiles?
Yıldızlar nasıl gözüküyor.
Vous avez été béni par les étoiles.
Ah, siz ikiniz büyük bir insan avının yıldızlarısınız.
Oh, et vous deux êtes les stars d'une chasse à l'homme nationale.
Yıldızların altında oturuyorduk ve ona âşık olduğum zamanlarda gördüğüm o parıltıyı gördüm gözlerinde.
On était assis sous les étoiles et j'ai vu cette étincelle que j'aimais dans ses yeux.
Evet, yıldızların altında uyumayı seviyorum.
Ouais, j'adore dormir à la belle étoile.
Hani şu film yıldızlarıyla takılan?
Oh, celle qui sort avec des stars de cinéma?
Jay'le Gloria Lily'ye bakacaktı. Onlardan, ilk evimize taşındığımız zaman yıldızların altında yaptığımız pikniği canlandırmalarını istedim.
Jay et Glora babysittaient chez nous, alors je leur ai démandé de recréer le pique-nique étoilé qu'on avait fait lorsqu'on a emménagé la première fois.
- Pembe yıldızlar yağıyor.
- Fonce!
Pembe yıldızlar yağıyor.
Les étoiles roses tombent.
- Pembe yıldızlar dizi dizi yağıyor.
les étoiles roses tombent en ligne.
"Pembe yıldızlar yağıyor."
T'arrêtais pas de dire :
Angie. Pembe yıldızlar sıra sıra yağıyor.
Les étoiles roses tombent en lignes.
Kayıtlara göre on yıldır büyük kızları Jessica Beckett için yardım parası alıyorlarmış.
- à Makaha. - C'est pas tout. Les archives montrent qu'ils ont reçu des allocations pour une fille plus âgée nommée Jessica Beckett pendant les dix dernières années.