Zamanla traducir francés
3,365 traducción paralela
Belki onu zamanla iyiye döndürebiliriz.
Peut-être qu'à la longue nous pourrions le rendre bon.
- Zamanla alışırsın.
- Tu t'y feras.
Zamanla en güçlü olanımız bile onun kurallarına sadık kalamadı.
Après un certain temps, même la plus forte d'entre nous avait enfreint le manifeste.
Kokuya zamanla alışırsınız.
Vous vous ferez à l'odeur.
Zamanla iyi olacagini soylediler.
Ils ont dit que ça s'arrangerait avec le temps.
Zamanla ona da alışıyorsun.
Cela ne devrait pas m'inquiéter.
Etkisi zamanla şirinleyecektir.
C'est temporaire.
- Zamanla şirinlersin. Gidelim, Şirinler.
Tu t'y habitueras.
Sen de zamanla iyi bir toplayıcı olacaksın ama çok zahmet gerektirir evlat.
Tu t'amélioreras au fil du temps. Mais il faut faire des efforts.
Babam zamanla sana ve çocuğa içerleyeceğimi söyledi, kendisi gibi.
Être parent, ce n'est pas pour les lâches. Tu t'es enfui. Tu le referas.
Zamanla hiçbir şey hissetmez hale geldim.
Au bout d'un certain temps, je ne sentais plus rien.
Zamanla ortaya çıkacaktır.
On le retrouvera avec le temps.
Zamanla sizlere bunları öğreteceğim.
Le moment venu, je vous montrerai.
Bunny, bu bir su... zamanla iyi hissettirecektir.
C'est juste de l'eau, vas-y.
Zamanla olur.
Ça prendra du temps.
Zamanla kolaylaşacak. Tamam mı?
Ca va s'arranger.
Zamanla anlayacaksın.
Plus tard tu comprendras mieux ce dont je parle.
Kai, zamanla öfke ve nefretle doldu.
Kai se mit en colère et agressif au fil du temps.
Bu tarz biri değilsen bile, zamanla öyle olursun. Bundan kaçamazsın. Olympia için diyet yaptığında dışarıda yemek yiyemezsin.
Même si vous n'êtes pas ce genre de personne, vous devenez ce genre de personne, parce que vous n'aurez jamais loin de lui, parce que votre nutrition, lorsque vous suivre un régime, pour M. Olympia, vous ne pouvez pas manger à l'extérieur,
Ben sana annesi öldüğünde eski sevgilini ziyarete gittiğin zamanla ilgili bir şey sorudum mu?
Je t'ai questionnée sur la fois où tu as rejoint ton ex après le décès de sa mère?
- Zamanla, bunu kabullenmek zorundasın.
- Pour l'instant. C'est pas ça que tu crois?
Zamanla ikiye ayrıldılar.
séparés par les âges.
- Zamanla, ama bunun bir gizemi yok.
- Avec du temps, mais ce n'est pas une énigme.
Zamanla, daha fazla ruh bu dünyaya sürüklendi.
Avec le temps, de plus en plus d'Esprits ont dérivé dans ce monde.
Karşı koymaya çalıştım fakat zamanla gerçekten çok sevdim.
J'ai résisté, mais elle a fini par me conquérir.
Zamanla, daha fazla ruh bu dünyaya sürüklendi.
Avec le temps, de plus en plus d'esprits ont dérivé vers ce monde.
Ortağım olman zamanla hoşuma gitti diyelim.
Disons que j'ai pris goût à notre partenariat.
Zamanla soruşturmayla ilgili olan tüm dokümanları okuyacağız.
Nous allons examiner tous les documents relatifs à cette enquête.
Sarah Kay'in öldürüldüğü zamanla neredeyse aynı.
A peu près à l'heure où Sarah Kay était assassinée.
Bayan Tyler geldiği zamanla onunla konuşmak istiyorum.
J'aimerais parler à Mme Tyler quand elle viendra.
Zamanla yok olup gidecek.
- Ça occupera un cycle, puis ça disparaîtra.
Burada geçirdiğim zamanla ilgili düşüncem bu.
Voilà ce que je pense de mon temps ici.
Seninse ilk gecen. Zamanla olur.
C'est ton premier évènement.
Zamanla göreceğiz.
Seul le temps nous le dira.
Zamanla genişliyor. Tecrübe konuşuyor.
ça s'assouplira, crois moi.
Ve zamanla adının ve anılarının ona geri dönmesini umardım.
En espérant qu'un jour, sa mémoire et son nom lui reviennent.
Buchwaldlar dedi ki gün içinde yarı zamanlı olarak başlayabilirmişim ve zamanla çocuklar alıştıkça tam zamanlı olarak çalışmaya geçebilirmişim.
Donc les Buchwald disent que je pourrais commencer là bas à temps partiel pendant la journée quand c'est calme ici s'occuper des enfants. et je fais lentement la transition à temps plein.
Kesinlikle, zamanla her şey değişecek, düzelecek.
Quand tu reviendras, tout aura changé!
Peki kaçırıldığın zamala ilgili,..., operasyona hazırladığın zamanla ilgili bir şey?
De quoi vous rappelez vous à propos de votre enlèvement, hum, des préparatifs pour l'intervention chirurgicale?
O saatin zamanla kaybolduğunu düşünmüştüm gelin görün ki siz birini bulmuşsunuz.
Je pensais que l'horloge était perdue dans la nuit des temps, mais tu en as trouvé une.
Zamanla, bu bizi ilgilendiren tek hikâye olacak.
À terme, ce sera la seule histoire que n'importe qui aura envie de raconter.
Zamanla geçecek.
Les effets vont s'estomper.
Zamanla unutur.
Il s'en remettra.
Zamanla oturduğunuz yerdeki dallar buraya ziyaret edenleri gölgeleyecek.
Quand ça sera votre tour, ces branches feront de l'ombre à vos visiteurs.
Zamanla uterusu deformasyona uğratırlar.
Avec le temps, ils déforment l'utérus.
Benimki 34 ay. Ama iyi zamanla ineceğini umuyorum.
Je dois en faire trente-quatre, mais si je me comporte bien, ce sera moins.
Muhtemelen zamanla daha da kötü hissedeceksin.
Ça va sûrement continuer comme ça.
Ama zamanla bağımlı hale geldim.
Mais, après un certain temps, je suis devenu accro.
Zamanla Davut Saul'un yanina atandi
Plus tard...
Zamanla alışırsın.
Vous vous habituerez.
Zamanla tüm kuşları sevdim.
J'ai appris à tous les aimer.
zamanlama 22
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37