English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Z ] / Zannederim

Zannederim traducir francés

114 traducción paralela
Zannederim ki, vampirler anlaşılması zor güçlerini kendi mezarlarının lanetlenmiş toprağından alıyorlar.
J'ai découvert que les vampires peuvent tirer leur puissance sombre seulement de la terre maudite dans laquelle ils ont été enterrés.
- Nehir hala orada. Zannederim ki şu Yanki üçkağıtçıları bile Missisipi etrafında dönecek kadar akıllı değiller.
Le Mississippi est là pour transporter les marchandises.
Zannederim, hatta umarım gelmez. - Ama gelecek.
Cela m'étonnerait fort.
Zannederim bu benim hatam.
C'est ma faute, je suppose.
- Zannederim onbin civarında. Bir bakalım!
- Environ 10,000, je crois.
Zannederim ki Baron için vakit burada ağır geçiyor.
Je suis sûr que le baron trouve le temps long, lui aussi.
- Zannederim bahse girmem hoşuna gitmedi.
- Tu m'en veux?
Zannederim Monsieur Journet'le küçük bir konuşma yapacağız, aydınlanmamızı sağlayabilir.
Allons voir M. Journet. Ça peut être enrichissant.
Zannederim onu tek bir yolla kurtarabilirsiniz.
Il ne restait qu'une façon de le sauver.
- Evet, zannederim öyle.
- Oui, j'imagine.
- Michael. Michael'ın bir küçük bavyera akşamını çalmam onu pek rahatsız etmiyecektir zannederim...
Michael ne m'en voudrait pas de voler une toute petite soirée bavaroise.
Zannederim, bir puro verebilirim.
On peut t'offrir un cigare.
Zannederim.
- Ça, oui.
Zannederim, bay O'Malley sizinle görüştü. Bizimle birlikte olmak istiyormusun?
J'espère que M. O'Malley vous a parlé de la possibilité que vous vous joigniez à nous?
Zannederim kaçmaktan daha kolaydı.
C'était plus facile que de fuir, j'imagine.
Terry, zannederim ki Shakespeare, "Kayna kazanım kayna" dizesini yazarken... kazan kaynasın, fokurdasın istiyordu.
Terry, je suppose que quand Shakespeare a écrit : "Et chaudron, bouillonne," il voulait que le chaudron bouillonne.
Zannederim ben Bay Russell'ı anlıyorum.
Je me flatte de comprendre M. Russell.
Zannederim 5 dolar kafi gelir.
5 $ devraient suffire.
Beş bin, Zannederim.
5000 $ il me semble.
Artık bunun hakkında konuşmuyoruz zannederim.
- N'en parlons pas.
Bu kadar çok param ve işim olsaydı zannederim sürdürebildiğim kadar aç gözlü yaşardım.
Si j'avais cet argent et une affaire, je mènerais la belle vie aussi longtemps que possible.
Bazen beni cinler basar. Birilerini gördüğümü veya bir şeyler duyduğumu zannederim. Sabah dışarı çıktığımda birinin posta kutumu açtığını zannederim.
Je vois des fantômes, je crois entendre des choses, ou j'imagine qu'on a fouillé ma boîte aux lettres.
- Şehir dışına, zannederim.
- En ville, je pense.
Zannederim hiç öyle istemedim.
Je pense que je ne l'ai jamais voulu.
Zannederim ki yapacağın şey doğrudan ona gitmek ve " J.D. gecikme için üzgünüm ama,... sekreterimin acil bir kişisel problemi vardı demek.
Il faudrait que tu t'approches de lui et que tu lui dise... patron, désolé pour le retard, "mais ma secrétaire avait un problème urgent".
Düşündüğünü zannederim. Ben sizi ayaklandırdım.
Tu as cru que je t'avais posé un lapin?
Zannederim.
Eh bien, c'est tout comme, oui.
Zannederim muhbirlik hoşuna da gidiyordu.
Indic, au fond, ça lui plaisait.
Zannederim, düğün resimlerinde bol görünüyor.
Il est très beau sur ses photos de mariage.
Zannederim alerjim var.
Je crois qu'il avait le rhume des foins.
- Zannederim, evet.
- Oui, je crois.
Genetik bir kusur, zannederim.
Une négligeance génétique, je suppose.
Zannederim Chang Tsan kabul etmiştir.
Tsang Sang est d'accord.
Şey, bir tapu görmedim ama zannederim burası villa senin.
Je n'ai pas vu les titres de propriété, mais je pense que cette villa est à vous.
Eh, zannederim evet.
Eh bien, oui, je pense.
- Öyle zannederim.
- Je crois.
Sanırım o yavaş gitmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu sayede ben her şeyin olağan olduğunu zannederim ve ona sorun çıkarmam diye.
Je suppose qu'il se disait qu'en y allant doucement, je ne m'effraierais pas et ne lui causerais pas d'ennuis.
Zannederim bizimkine pek benzemediğinden evrensel tercümanın yorumlayamadığı bir dil.
Quand ce sera fini, je vous le dirai.
Zannederim biraz kızdım.
Je suppose que j'étais un peu agacée.
İyi, zannederim herhangi bir zarar yok. Bir güvenlik ihlali veya başka bir şey değildi.
Ce n'est pas une violation de la sécurité.
Zannederim Tuvok... Tuvok?
- Je suppose que Tuvok...
Öyleyse, zannederim ilişkiniz artık bir sır değil.
J'imagine que votre relation n'est plus un secret pour personne.
İyi, zannederim öyledir.
- Eh bien, je suppose.
Sizden uzakta, Köprüde- -... geminin kontrol merkezi, zannederim.
La passerelle. Le centre des commandes, il me semble.
Neelix, Zannederim kahvaltı zamanı.
Je crois que c'est l'heure du petit-déjeuner.
Onlara böyle diyebilirim, zannederim.
On pourrait les appeler comme ça.
Zannederim ki El Salvodar'da çok engel var, orada savaş var.
Au Salvador, ils sont en pleine guérilla.
"Zannederim ki, babam."
" Mon père, je suppose.
- Zannederim.
- Je crois!
Zannederim.
Je m'en doutais.
Evet, zannederim gerekir.
oui, certainement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]